Almanya'da 2000-2007 yılları arasında 8'i Türkiye kökenli 10 kişiyi öldürmekle suçlanan aşırı sağcı Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) örgütü davasının sonuçlanmasının üzerinden tam bir yıl geçti. Ancak dava Alman kamuoyunun gündeminden düşmedi. Mahkemeden çıkan kararın cinayetlerin üzerindeki sis perdesini kaldırmadığı eleştirileri yapılıyor.

Son olarak 2 Haziran 2019'da Kassel Bölge Valisi Walter Lübcke'nin ırkçı bir cinayete kurban gitmesi bir yandan eleştirileri daha da artırırken, diğer yandan aşırı sağcı örgütlerin faaliyetlerine devam ettiği yönündeki kuşkuları da güçlendirdi.

NSU davasının müdahil avukatlarından Seda Başay Yıldız, Deutsche Welle'ye verdiği demeçte, NSU davasından aşırı sağcılar için caydırıcı kararların çıkmadığını söyledi. Başay Yıldız, "Eğer mahkemede aşırı sağcı teröristlerin bütün ilişkileri ortaya konulabilmiş olsaydı, bugün belki de Lübcke cinayeti işlenmeyecekti" dedi.

"Cezalar ırkçıları cesaretlendirdi"

Ömür boyu hapis cezası alan başsanık Beate Zschaepe dışında, örgüte yardım ve yataklıktan yargılanan diğer sanıklara verilen cezaların tatmin edici olmadığını ifade eden Başay Yıldız, "Savcı, örgüte silah temin eden Ralf Wohlleben için 12 yıl hapis cezası istemişti. Bizler de bu cezanın 12 yıldan da fazla olacağını bekliyorduk. Ama ne oldu? 10 yıl ceza aldı. Üstelik bu kişi geçen yıl serbest bırakıldı. Yani örgüte silah veren bir kişi artık serbest. Yine örgüte yardım ve yataklıktan yargılanan Andre E. de serbest bırakıldı. Böyle olunca demek ki yapanın yanına kalıyormuş gibi yanlış bir sinyal verildi. Bütün bunlar ırkçı teröristlere bir şekilde cesaret veriyor" şeklinde konuştu.