İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, yurt dışında yerleşik vatandaşlarla ilgili kanun teklifine ilişkin, “Vatandaşlarımızın yararına olacak her düzenlemeyi olumlu karşılamakla birlikte; yıllardır mücadelesini verdiğimiz asıl mevzu, yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızı ilgilendiren kararların kuşatıcı bir biçimde doğru tespitlerle ve ortak akılla ele alınması, ertelenmemesi ve verilen sözlerin yerine getirilmesi gerektiğine dairdir. Yurtdışı vatandaşlar gündemi üç adım geri, bir adım ileri yürümez!” ifadelerini kullandı. Yeneroğlu açıklamasında şunları kaydetti:

“17 Şubat 2020 tarihinde, AK Parti Grubu tarafından hazırlanan “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” TBMM’ye sunulmuş; 24 Şubat itibariyle Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşmelerine başlanmıştır. Söz konusu yasa teklifi içerisinde, yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızı da ilgilendiren bazı düzenlemelere yer verilmiştir: Yurtdışında bulunan vatandaşlara ve Mavi Kart sahiplerine dövizle Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) imkânı, yurtdışında gerçekleşen evlilik ve boşanma işlemlerinin tek tarafın beyanı ile de Türkiye’de tanınması imkânı ve yurtdışında doğup ikamet eden ve süresiz ikamet iznine sahip olan vatandaşlarımızın da çalışma şartı aranmadan dövizle askerlik uygulamasından yararlanabilmeleri imkânı.

Bilindiği üzere Türkiye’de, BES adı verilen ve bir nevi tasarruf hesabı olan uygulama ile vatandaşlarımız Türk lirası cinsinden yatırım yapmakta ve devlet de yatırılan tutar üzerinden yüzde 25 katkı payı ödemektedir. Yasa teklifinin 16’ncı ve 17’nci maddelerinde yer alan düzenleme ile “Türkiye’de ikameti bulunmayan T.C. vatandaşı kişilere, doğumla Türk vatandaşı olup da çıkma izni almak suretiyle Türk vatandaşlığını kaybedenlere ve üçüncü dereceye kadar olan altsoylarına” döviz cinsinden yapılan ödemelere devlet yine döviz olarak katkı payı verecektir. Ancak yasa teklifinde muallak kalan kısım, bu birikimin vatandaşlara hangi para birimi cinsinden ödeneceği ve dövizli yatırımda katkı payının yüzde kaç olacağıdır. Burada en doğrusu, dövizle yatırım yapan vatandaşlara döviz üzerinden hesap ve ödeme yapılması ve vergiden muaf tutulmasıdır. Düzenlemeye netlik kazandırılmalıdır, aksi takdirde bu olumlu düzenleme çok olumsuz neticeler doğuracaktır. Ayrıca bu kanun teklifi, AK Parti’nin seçim beyannamesinde emeklilikle ilgili söz verdiği düzenlemeyi içermemektedir. BES sistemi emekliliğin alternatifi değildir. Seçim beyannamesinde söz verildiği gibi yurt dışındaki vatandaşlarımız sosyal sigortadan muaf çalışma imkanına sahip olmalıdır.

Bunun dışında yasa teklifinin 26’ncı maddesi; yurtdışında gerçekleşen evlilik ve boşanma işlemlerinin tek tarafın tescil ettirmesi ile Türkiye’de tanınabilmesine ilişkin olup, çok uzun zamandır üzerinde çalıştığımız, yakın zamana kadar direnilen bir düzenleme olmuştur. Mevcut kanuna göre, yurtdışında boşanmış veyahut evlenmiş kişilerin, Türk makamlarına bu durumu tescil ettirebilmeleri için her iki tarafın ayrı ayrı da olsa ilgili konsolosluklara gitmesi gerekmekteydi. Yapılacak değişiklikle, "taraflardan birisi ölmüşse ya da yabancıysa" Türk vatandaşı olan taraf, bireysel olarak nüfus kütüğüne bunu tescil ettirebilecektir. Bu kanunla önceki düzenlemenin kapsamı genişletilmiş olacaktır. Bu açıdan faydalı bir düzenlemedir.  

Torba kanununda diğer bir düzenleme de yurt dışında yerleşik gençlerimizle ilgili dövizle askerlik hususundadır. Mevcut dövizle askerlik uygulamasına göre, yurtdışında ikamet eden ve çok vatandaşlık hakkına sahip olanlar, en az 3 yıl süre ile fiilen yabancı ülkelerde bulunmaları halinde çalışma şartı aranmadan dövizle askerlik hizmetinden yararlanmaktadır. Yabancı ülkelerde doğup ikamet edenlerden, çok vatandaşlık hakkına sahip olmayan vatandaşlarımızın ise dövizle askerlik hizmetinden yararlanabilmesi için en az 3 yıl süre ile fiilen çalışmaları gerekmektedir. Yasa teklifinin 36’ncı maddesinde yapılacak düzenlemede, "çok vatandaşlık hakkına sahip olmayanlardan, yurtdışında doğup ikamet eden ve süresiz ikamet iznine sahip olan" vatandaşlarımızın da çalışma şartı aranmadan dövizle askerlik uygulamasından yararlanabilmelerine imkân sağlanacaktır. Atılacak adımı faydalı bulmakla birlikte, buradaki asıl sorun, dövizle askerlik bedelinin 2019 yılında istişare yapılmadan ve objektif verileri göz ardı ederek, 2000 Avro’dan 5.261 Avro’ya çıkarılmış olmasıdır. Dövizle askerlik bedelinin, önerim üzere 2016 yılında yapıldığı şekliyle 1000 Avro’ya tekrar düşürülmesi zorunluluktur. Aksi halde vatandaşlıktan çıkışların önüne geçilemediği görülmektedir. Maalesef bu konudaki gerçekler üzerinde ısrarlarımız, Sayın Milli Savunma Bakanı ve Sayın Cumhurbaşkanı tarafından dikkate alınmamıştır. 

2016-2018 yılları arasında, 16 Avrupa ülkesinde 19-38 yaş aralığında 30 bine yakın erkek Türk vatandaşlığından çıkmıştır. 2019 yılının ilk altı ayı içerisinde yurtdışından toplamda 18 bin 653 dövizle askerlik başvurusuna karşılık 37 milyon Avro gelir elde edilmiş; Temmuz ayında ise dövizle askerlik bedelinin arttırılmasıyla yılın son altı ayında toplam 1495 başvuru yapılmış ve meblağ yüksek olmasına rağmen toplamda 8 milyon gelir elde edilmiştir. Başvuru sayısında ve devletin kasasına giren döviz miktarında ciddi düşüş yaşanmıştır. Diğer tarafta vatandaşlıktan çıkışlarda erkeklerin sayısı kadınların çok üzerinde gerçekleşmiştir. Sadece bu veriler bile vatandaşlıktan çıkışların ve ekonomik kazancın durumunu gözler önüne sermeye yetmektedir. Milli Savunma Bakanlığı’nın bütçeye aldırdığı hesap, baştan belli olduğu gibi tutmamıştır. Bu sebeple dövizle askerlik bedelinin tekrar 1000 Avro’ya düşürülmesi insanlarımız için bir lütuf değil; aklıselimin gereğidir. Geldiğimiz nokta itibariyle bu gibi kararlar, diaspora politikamıza ciddi zarar vermektedir.

Uzun zamandır önemine işaret ettiğimiz ve meclise yıllar önce sunmuş olduğumuz kanun teklifi doğrultusunda Göç Komisyonu veya Yurtdışı Türkler Komisyonu daimi üst ihtisas komisyonu olarak kurulmuş olsaydı, sadece Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülen yasa teklifi, bu konularda uzman siyasilerin, kurum ve sivil toplum kuruluşlarının görüşlerine yer verilerek eksiklikler giderilebilecek ve ortak akılla bu gibi hataların önüne geçilebilecekti.

Yasa teklifi ile atılacak adımlar; üzerinde yoğun emek sarf ettiğimiz, sayısız görüşmelerde yer yer siyasiler ile karşı karşıya geldiğimiz konulardı. Nihayetinde vatandaşlarımızın yararına olacak her düzenlemeyi olumlu karşılamakla birlikte; yıllardır mücadelesini verdiğimiz asıl mevzu, yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızı ilgilendiren kararların kuşatıcı bir biçimde doğru tespitlerle ve ortak akılla ele alınması, ertelenmemesi ve verilen sözlerin yerine getirilmesi gerektiğine dairdir. Yurtdışı vatandaşlar gündemi üç adım geri, bir adım ileri yürümez!Verilen sözler yerine getirilmeli!”