Almanya'daki Konstanz Üniversitesi'nden ekonomist Erdal Yalçın, TL'nin dolar ve euro karşısında tarihin en düşük seviyelerini gördüğü Türkiye'de "günbegün ciddi bir finansal krize doğru ilerlendiği" görüşünde.

Deutsche Welle'nin televizyon yayınına bağlanarak Türkiye ekonomisinin durumu hakkındaki soruları yanıtlayan Yalçın, "Türkiye'deki finansal sistemin çökmesi Avrupa için de ağır bedellere neden olur" diye uyardı.

DW: Türkiye'deki durum ne kadar ciddi ve günlük hayat nasıl etkileniyor?

Yalçın: ABD tarafından uygulanan yaptırımlar bir nevi akıllı yaptırımlar. Belirli bir sorunu hedef alırken ekonominin tümüne zarar vermemeye çalışıyorlar. Yani yaptırımların doğrudan etkisini çok büyük görmüyorum. Geçen hafta döviz kurlarında bu kadar büyük bir tepki görmemizin nedeni, ekonominin genel olarak sorunlu durumdaki koşullarıydı. Enflasyon yine yükseldi. Cari açık artıyor. Ülke günbegün ciddi bir finansal krize doğru ilerliyor. Yaptırımlar bir uyarı niteliğinde. Burada can alıcı soru şu: Diğer ülkeler de benzer bir reaksiyon gösterecek mi? Finansal yatırımcılar da kati surette bu reaksiyonları gözlemliyor.

Türkiye'nin Avrupa ile ilişkileri de sallantıda. Bu ihtilafta Avrupa Birliği ne rol oynayabilir?

Amerikalılar tek bir papaz nedeniyle çok net tepki gösterdi. Otuz Alman vatandaşı var ve Avrupa'nın da böyle güçlü adımlar atması gerektiği yönündeki sesler artıyor. Ama bunu söyleyenlerin; ABD'ye kıyasla, AB'nin Türkiye ile, Türkiye'nin de AB ile farklı çıkarları olduğunu aklında tutması lazım. Avrupalılar olarak Türkiye ile bir göç anlaşmamız var. Ayrıca finansal bir entegrasyon da söz konusu. Türk şirketlerinin aldığı dolar ve euro cinsi kredilerin büyük bölümü İtalyan ve İspanyol bankalarından geliyor. Bu yüzden yaptırımlar konusunda Avrupa'nın ABD kadar ciddi bir eylemde bulunabileceğinden şüpheliyim. Ayrıca böyle bir şey yapmalı mıyız, bu da sorulması gereken bir soru. Çünkü Türkiye'deki finansal sistemin çökmesi Avrupa için de ağır bedellere neden olur.

Peki olası bir çöküş için eli kulağında denilebilir mi? Ve bu Türkiye ile sınırlı kalır mı, yoksa daha başka sonuçları da olur mu?

Türkiye'nin bir finansal çöküşe doğru ilerlediğini söylemek abartı olmaz. Çünkü bu bir trajedi. Bir ekonomi, bu yüksek büyüme oranını koruyarak döviz kuru ve cari dengeyi nasıl istikrarlı hâle getirebilir? Tüketim temelli büyüme oranlarını azaltma konusunda bir siyasi irade olduğuna dair sinyal de yok. Aynı zamanda bu çöküş yaşanırsa... Biliyorsunuz İtalya'ya büyük miktarda borç verdik ve İtalyan bankalarının da aylardır sıkıntı yaşadığını biliyoruz. Seçimlerden sonra Avrupa'da durumun ne kadar kritik olduğunu hatırlayın. Eğer Türkiye'nin finansal sistemi çökerse, Avrupa Merkez Bankası İtalyan bankalarını kurtarmak için mali destek vermek zorunda kalacak ve bu da Avrupa'da bir kez daha siyasi bir çatışmayı tetikleyecektir. Yani bu büyük resimde, Türkiye'nin istikrarsızlaşması AB'nin çıkarına değildir.