Seçmen tabanını Doğu Ukrayna’nın Rusça konuşan ve Rusya’ya yakınlık duyan kesimlerin oluşturduğu Bölgeler Partisi’nin kamuoyu desteği geçen yıl, en düşük düzeyine ulaşmıştı.  Ancak, Kiev Uluslararası Sosyoloji Enstitüsü Başkanı Oleksandır Vişnyak’ın ifade ettiği üzere, bir taraftan hükümetin halkın tepki gösterdiği ekonomi politikaları –en azından bir süreliğine- vazgeçmiş olması, diğer taraftan da Rusçanın Ukrayna’nın illerinde “bölgesel resmî dil” ilan edilmesini sağlayan yasa, Bölgeler Partisi’ne, kaybettiği desteğin önemli bir bölümünü yeniden kazandırdı.

Komünistler yeniden güç kazanıyor

Seçimlerin bir önemli sonucu da Ukrayna Komünist Partisi’nin oylarındaki patlama oldu. Ukrayna’daki genel siyasi yaşam, sınıfsal eksenden ziyade, Rusya’ya yakınlık duyan Doğu ve Güney Ukrayna illeri ile Batıcı eğilimlerin ve Ukrayna milliyetçiliğinin güçlü olduğu Orta ve Batı Ukrayna illeri arasındaki çatışmaya dayanıyor. Ukrayna Komünist Partisi de siyasi mücadelesini asıl olarak, Doğu Ukrayna – Batı Ukrayna çatışmasına göre yürütmekte ve yine Doğu Ukraynalı seçmene dayanan Bölgeler Partisi’ne pek çok konuda destek olmakta. 

Cezaevindeki lider Timoşenko

Görevde bulunduğu dönemde Rusya ile imzaladığı doğalgaz anlaşmasında devleti zarara uğratmakla suçlanarak 7 yıl hapis cezasına çarptırılan eski Ukrayna Başbakanı Yulya Timoşenko, ABD ve AB’nin bütün protestolarına rağmen, seçim döneminde tahliye edilmedi. Öte yandan, bazı tahminlerin aksine, Timoşenko’nun tutuklanması, onun oylarını arttırmadı.


Vitali Kliçko

Bir taraftan Dünya Boks Şampiyonu Vitali Kliçko, diğer tarafta ise radikal milliyetçi Özgürlük Partisi Başkanı Oleg Tyagnibok gibi yeni yüzlerin siyasete girmesi, Timoşenko’nun partisinin destek aldığı Orta ve Batı Ukraynalı seçmenin, bu partilere yönelmesine neden oldu.

Radikal milliyetçilerin yükselişi

Seçimlerde asıl patlamayı,  yüzde 10 oranında oy alan radikal milliyetçi Özgürlük Partisi gerçekleştirdi.

Partinin çizgisi ve hedefleri konusunda görüştüğümüz Başkan Yardımcısı Andriy Mohnik, özetle, şunları söylüyor: “Biz, Avrupa Milliyetçi Hareketler İttifakı’nın üyesiyiz. Ukrayna’nın en temel sorununun, Ukraynalı olmayanların hâkimiyeti olduğunu düşünüyoruz. Bir kişinin Ukrayna vatandaşı olması, onun Ukraynalı olduğunu göstermez; ancak ve ancak anne veya babasından en az biri Ukraynalı olan bir kişi, Ukraynalı olabilir. Biz, son nüfus sayımında kendisini etnik Ukraynalı olarak tanımlayanların yüzde 78 olduğu noktasından hareketle, devlet kadrolarında bulunanların en az yüzde 78’inin Ukraynalı olması gerektiğini savunuyoruz”.

Eski Ukrayna Başbakanı Yulya Timoşenko

Peki, bu seçimler, iktidarın elini her konuda güçlendirmiş durumda mı? Bu konuda Oleksandır Vişnyak, şunları söylüyor: “İktidar partisi, bağımsızların ve komünistlerin de desteğiyle zafer kazanmış gibi görünüyor. Fakat iktidara doğrudan bağlı milletvekillerinin sayısı, bu parlamentoda daha az olacak. Ekonomik kriz şartları kendisini gösterdiğinde ve hükümet sert ekonomik politikalar uygulamaya kalkıştığında, parlamentoda ne komünistler, ne de bağımsız milletvekilleri, kendileri açısından siyasi intihar anlamına gelecek bir desteği verir. Cumhurbaşkanlığı seçimleri de yaklaşınca, ülke siyaseti iyice hareketlenecek. © DW