Türk tarafı vize muafiyetinin 3 yıl sonunda başlayabileceğini savunurken, AB tarafı tarih vermeme konusunda ısrarcı davrandı. Toplantının ardından basın toplantısında konuşan AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış vize serbestisinin 3 yıl içerisinde gerçekleşmesi gerektiğini vurguladı. Ancak AB temsilcileri tarih vermekten imtina etti. AB'yi temsil eden Danimarka Avrupa İşleri Bakanı Nicolai Wammen, Türk vatandaşlarının Avrupa'ya ne zaman vizesiz seyahat edebileceğinin zaman içerisinde görüleceğini ifade ederken, Genişleme ve Avrupa Komşuluk Politikası'ndan sorumlu AB Komiseri Stefan Füle, süre konuşmak için erken olduğuna ve tecrübelerden hareketle her ülke için gereken sürenin farklı olabileceğine işaret etti.
AB önceki gün kabul ettiği metinde vize muafiyetinin 'tedrici ve uzun vadeli perspektifle' gerçekleşeceğini kayda geçirdi. Vize serbestisindeki bu muğlak tavrına rağmen AB, Türkiye'nin Geri Kabul Anlaşması'nı (GKA) bu ay sonuna kadar imzalamasını talep ediyor. Zaman'a konuşan diplomatlar vize muafiyetine ilişkin yol haritasını netleştirecek Eylem Planı'nı görmeden Türkiye'nin GKA'yı imzalamasının söz konusu olmadığını vurguluyor. Füle, Türk gazetecilerin 'vize müzakereleri de AB müzakerelerine dönmesin' şeklindeki yorumlarına, 'uzun vadeli perspektif' ifadesinin 'ucu açık' manasına gelmediğine ve artık konuşmayı bırakıp çalışmaya başladıklarına işaret etti.
Türkiye'deki sivil toplum teşkilatları ise vize muafiyetinde anlaşmaya varılmasını olumlu bulurken, Ankara'yı vize serbestisini teminat altına almadan Türkiye'ye ciddi külfet getirecek GKA'yı uygulamama konusunda uyarıyor. Uzmanlar, Türk vatandaşlarının Avrupa'ya vizesiz seyahat hakkının 1963 Ankara Anlaşması ve 1973 Katma Protokol ile birlikte temin edildiğine, Avrupa Toplulukları Adalet Divanı'nın da aynı yönde kararları olduğuna dikkat çekiyor. İktisadi Kalkınma Vakfı, dün yaptığı yazılı açıklamada gelişmeleri olumlarken, Ankara'yı GKA'yı uygulama konusunda ihtiyatlı olmaya davet etti. Açıklamada şöyle dendi: Her şeyden önce, Türk vatandaşları için AB'ye vizesiz seyahatin, Ortaklık Antlaşması ve Katma Protokol hükümlerince garanti altına alınmış bir hak olduğu ve Türkiye'nin vize muafiyetini hemen ve koşulsuz bir şekilde haklı olarak talep ettiği unutulmamalıdır. Türkiye'nin haklı taleplerinin gerisine düşecek olan herhangi bir öneri kabul edilmemeli ve AB'nin bu süreci yine çeşitli koşullara bağlayarak sürüncemede bırakmasına izin verilmemelidir.
