30 Mart günü A Haber'de Sevilay Yükselir'in sunduğu "% 100 Siyaset" programına Şafak Sezer ve AP Eski Parlamenteri Ozan Ceyhun'un kırdıkları potlar programa damgasını vurmuştu.

Konuyla ilgili CHP Avusturya Birliği Yönetim Kurulu adına Başkan Filiz Kaynak imzalı dün yapılan açıklama şu şekilde:

Ozan Ceyhun´un tutarsız çıkışlarını ve Genel Başkanımız Kılıçdaroğlu´na dil uzatmasını kınıyoruz!

Kamunun sol gösterip sağ vuran, AKP´nin taşeronu olarak nitelendirdiği AKP Izmir millekvekili adayı Ozan Ceyhun, 30 Mart 2015 tarihinde yayınlanan A-Haber „Yüzde Yüz Siyaset“ proğramında Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu´nun Hülya Avşar´ı „yalaka“ diye tanımlamasını, bir Sosyal Demokrat politikacıya yakıştıramadığını söylüyor. Ozan Ceyhun belli ki „yalaka“ betimlemesinin temel anlamını bilmemektedir. „Yalaka“, Türkçe sözlükte „dalkavuk“, arsız, sırnaşık“, anlamına gelmekte ve bir de günlük Türkçe´de de „dönek“ olarak kullanılmaktadır. Bu anlamda, terim, Sayın Kılıçdaroğlu´nun tam da ifade etmek istediği duruşu tariflemektedir. Son kullanılış biçiminin de, aynı zamanda da Ozan Ceyhun Beyin politik yörüngesini çizmek için yerinde bir deyim olduğu söylenebilir.

Bilindiği gibi kendisi, Sosyal Demokrat olduğunu söylerken (SPD üyesi), Alman Yeşiller Partisinden milletvekili olarak Avrupa Parlamentosuna girmiştir. Belki bu bir miktar anlaşılır bir sapma olarak nitelendirilebilir. Ama sürekli Sosyal Demokrat | Sol çizgiden dem vuran, ailesinin bu yapısıyla kendisini ünlendirmeye çalışan birisinin tutucu, dinsel öğeleri ön plana çıkaran, inanç tacirliği yapan, aynılaştıran, faşizan, neo-liberal bir parti olan AKP´ye kapak atması ise kesinlikle „yalaka“nın günlük Türkçe´de kullanımına tam tamına uygun düşmektedir. Ozan Ceyhun´a, çıkar için yaşamı boyunca etik davranışın nasıl ötesine düştüğünü ve hatta bu tip bir kavramın, kendisinin siyasal yaşamına nasıl yabancı olduğunu düşünerek yargıda bulunmasını tavsiye ederiz.

Eğer Ozan Ceyhun´un biraz tarih bilgisi varsa, Hitler´in propaganda film yönetmeniliğini yapan güya sanatçı Leni Riefenstahl ve Veit Harlan´ı hatırlaması yeter. Her diktatörlükte, o sisteme kendiliğinden hazır „yalaka“lık yapan ya da „yalaka“lık yapmaya itilen sanatçılar vardır. Anlaşılan o ki, ne Hülya Avşar´ın ne de Ozan Ceyhun´un zorlanmalarına gerek var. Ama tarih, onurlu sayfalarını diktatörlüğe direnmeyi sanat eyleminin merkezine koymuş sanatçılara açmakta. Ve CHP´de bu sanatçıların partisi olmaktan gurur duymaktadır.