Sadece Alman sosyalist hareketinin değil, aynı zamanda dünya kadın hareketinin de öncülerinden Rosa Luxemburg, arkadaşı Karl Liebknecht ile 15 Ocak 1919 günü Berlin'de gizli servis tarafından katledildi. Ne gariptir ki aynı şekilde sadece Kürt özgürlük hareketinin değil, aynı zamanda Kürt kadın hareketinin öncü isimlerinden Sakine Cansız da yine bir Ocak günü Avrupa'nın bir başka başkentinde Luxemburg gibi vahşice katledilecekti.

Alman sol hareketinin deneyimli politikacılarından Oskar Lafontaine, üç Kürt kadın siyasetçisinin katledilmesinden derin üzüntü duyduklarını söyledi. Sakine Cansız'ın kimliğine dikkat çeken Lafontaine "Rosa Luxemburg'un yolunda mücadele eden birisinin yine Rosa gibi bu şekilde hayatını kaybetmesi katliamın boyutunu artırıyor. Umarım en yakın zamanda cinayet aydınlanır" dedi.

'DİYALOG KAPISININ ARALANMASI SEVİNDİRİCİ'

Lafontaine, DTK Eşbaşkanı Ahmet Türk ve BDP milletvekili Ayla Akat'ın Öcalan ile yaptığı görüşmeyi basından duyduğunu ve Kürt sorununu çözüm sürecinde diyalog kapısının aralanmasının sevindirici bir gelişme olduğunu söyledi. Kürt sorunun ancak barışçıl ve demokratik yollarla çözüleceğini belirten Alman politikacı devamla şu çağrıyı yaptı:

"Son yıllarda Kürt sorunun işkence, gözaltı, tutuklama ve öldürmelerle çözülmeyeceğine bir kez daha tanık olduk. Umarım şiddet politikasından tamamen vazgeçilir ve müzakerelerde sonuç alıcı gelişmeler sağlanır. Çünkü bu sorun ancak müzakere ile çözülecek bir sorundur. Biz de bu çözüm sürecini en içten şekilde selamlıyoruz."

"TÜRKİYE'NİN AB ÜYELİĞİ İÇİN REFERANDUM YAPILMALI"

20 Ocak günü Aşağı Saksonya Eyaleti'nde yapılacak seçimlerin Kürt adayı Yılmaz Kaba'nın seçim çalışmalarına destek vermek için Celle kentine gelen Oskar Lafontaine, "Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliği için hala şansı var mı?" şeklindeki sorumuza ise şu yanıtı verdi: "Öncelikle Türkiye hala birliğe girme niyeti var mı? AB'nin kendi içinde hala çözülmemiş bir sürü sorunu var. AB'yi hükümetlerin kurduğunu unutmayalım, Avrupalının ne düşündüğü önemli. Bu yüzden böyle bir üyelik için referandum yapılmalı."

Almanya'da en fazla göçmenlerin sosyal reformlardan etkilendiğine dikkat çeken Lafontaine "En fazla göçmenler işinden oluyor, en fazla ekonomik krizlerden onlar etkileniyor. Bu yüzden göçmenler sandık başına giderken hangi sistem partilerinin onları bu hale getirdiğini hatırlayarak oy kullanmalı" dedi.

"BENİM OKUDUĞUM İNCİL'DE SAVAŞ YOK"


Hıristiyan demokrat hükümetin dış politikasını da eleştiren Lafontaine "Benim okuduğum İncil'de savaş kelimesi yoktu. Bilmiyorum onlar hangi İncil'i okudular" diye konuştu. Zenginlerin serveti kadar devletlerin borcu olduğuna dikkat çeken Lafontaine para piyasası ve bankaların yeniden düzenlenmesini önerdi. Piyasaların demokratikleşmesini, devletin ise bankalar üzerindeki hakimiyetinin artmasını isteyen Lafontaine'nin ekonomik kriz için reçetesini ise şöyle açıkladı:

"Eğer devlet borç batağına girmişse demek ki devletin parasını birileri götürmüş, hazinelerdeki para uçmadı ya? Bu para tekrar devletin kasasına girerse ortada kriz kalmaz. 1999'da maliye bakanı olduğumda Washington'a gittim ve Amerikan yönetimine aynen şunu söyledim; Bu sistem böyle yürümez, krizin yaşanması an meselesi, borsaların yasasını değiştirin. Fakat onlar 'Wallstreet seçimlerde bize sponsor oldu, bir şey yapamayız' dediler.

Köklü bir çözüm için bankalar çıkış noktasındaki asli görevlere yani sadece vatandaşın parasını korumakla ilgilenmeli, halkın parasıyla kumar oynamamalı. Deutsche Bank 'Deutsche Spielbank'a (Alman oyun bankası) dönüşmüş durumda. Aynı şekilde devletin bankası olan Sparkasse'nin müdürü başbakan Merkel'den daha fazla maaş alıyorsa demek ki burada ciddi bir sorunu var."

OSKAR LAFONTAİNE KİMDİR?

Almanya'nın yakın tarihinde sol-sosyal demokrat simaların başında gelen 70 yaşındaki Lafontaine, Sol Parti'de 2007'de 2010 yılına kadar Lothar Bisky ile yürüttüğü eşbaşkanlık görevini yakalandığı kanser hastalığı nedeniyle bırakmıştı. 1985-98'e kadar 13 yıl boyunca Saarland'da eyalet başbakanlığı yapan Lafontaine, 1990'daki federal seçimlerde ise Sosyal Demokrat Parti (SPD)'nin başbakan adayıydı.

Lafontaine, 1998'de Schröder başbakanlığındaki sosyal demokrat-Yeşiller hükümetinde maliye bakanı oldu. Ancak Schröder'in reform politikası ve NATO'nun Kosova müdahalesine karşı çıkan Lafontaine sadece 5 ay bakanlık koltuğunda kalabildi. 2005 yılında SPD üyeliğinden tamamen istifa eden Lafontaine, WASG ve PDS'in birleşme sürecine ve Sol Parti'nin kuruluşuna öncülük etti.ANF