İsviçre'de yaşayan Türkler ülke ekonomisinde gittikçe söz sahibi oluyorlar. Erzincan'dan 21 yıl önce İsviçre'ye gelen Suat Şahin de (41) kurduğu Sıla Entegre Et Tesisleri ile adım attığı işdünyasında kısa sürede başarıyı yakaladı. Yaklaşık 4 yıl önce kurulan firmanın Buckten kentindeki tesislerinde aylık 170 ton et ve et ürünü üretiliyor. 13 bin metrekare alan üzerinde kurulu ve 30 kişinin çalıştığı tesisin yıllık cirosu 24 milyon İsviçre Frangı. Firmanın sahibi Suat Şahin, helal ürünleriyle sektörde büyümeye devam edeceklerini dile getirdi. İsviçre'ye kendine sadece bir hafta yetecek kadar cep harçlığıyla geldiğini belirten işadamı Suat Şahin, Türklere ticarete girme konusunda cesur davranmalarını tavsiye etti.

 HEM TİCARET HEM HİZMET

 İşadamı Suat Şahin şunları söyledi: “İsviçre'de helal et konusunda bir boşluk vardı. Fizibilite çalışması yaparak bu sektöre girmeye karar verdik. Bu işe hem tecaret hem hizmet anlayışı ile girdik. Şu anda da İsviçre'deki bütün Müslümanlara cevap verebilecek kapasiteye geldik. Talep oranında helal et üretebiliyoruz. Bizim ürülerimizin özelliği tüm üretim aşamasının kontrolümüz altında olması. Kendi çiftliğimiz var. Yani biz çayırdan mutfağa kadar gidiyoruz. Dışarıdan et almıyoruz. Sadece baharatlar dışarıdan geliyor. Kesimler yapılmadan önce hayvanlar ve kesimden sonra etler veteriner kontrolünden geçiyor. Hijyen kurallarına tam olarak uyuyoruz.

 İSVİÇRELİLER DÖNERİ TANIMAYA BAŞLADILAR

 İsviçre'de dönere rağbet her geçen gün artıyor. İsviçreliler döneri iyice tanımaya ve kaliteden anlmaya başladılar. Daha önce şişe dizilen etleri döner diye yiyebiliyorlardı. Ama artık alternatifler çok. Kaliteli olanla olmayanı ayırt edebiliyorlar. Bu yüzden döner üreticisi olarak kalite, hijyen ve lezzete önem vermek zorundayız. Ticaretin onda dokuzu cesaret. Ama Avrupa'da kurallara tam olarak uymak büyük önem taşıyor. Ben İsviçre'ye gelirken cebimde bir hafta yetecek bir para vardı. Babamızın evlerini, arsalarını satıp gelmedik. Amacım aylıklı bir işe girip biraz para kazandıktan sonra geri dönmekti. Sonra cesaretle bu işe girdik. Kaybedersek ceketimizi alıp memlekete geri döneriz. Avrupalı Türklere tavsiyem güzel projelerle korkmadan ticarete atılmaları.”