Yunanistan'ın ardından IMF ve AB'yle anlaşma yapmak zorunda kalan İtalya, İrlanda ve Portekiz gibi ülkeler arasına yer alan İspanya'nın ekonomik verileri, ülke yönetimi için giderek kaygı verici aşamaya doğru ilerliyor.

Son iki yılda ilk defa küçülen İspanyol ekonomisinde gayri safi yurtiçi hasılası (GSYİH) geçen yıla göre yüzde 0,3 oranında azaldı. Öte yandan ülkenin toplam borcu, GSYİH'nin yüzde 78’ine ulaşarak, geçen yıla oranla yüzde 11 artış gösterdi.

Yeni bütçeyi açıklayan İspanya yönetimi, bütçede alınan önlemleri savunarak, krizin etkilerini bu yöntemle azaltacaklarını ileri sürdü. Ancak ülkede ekonomiye dair endişeler giderilebilmiş değil. Zira satışa sunulan 10 yıl vadeli hazine bonolarında faiz oranı yüzde 6'nın üstüne çıktı. Bu, 2012'deki satışlarda ulaşılan en yüksek faiz oranı olurken, faiz oranının psikolojik sınır olarak görülen yüzde 7'ye yaklaşması üzerine Avrupa Merkez Bankası'nın yeniden bono satın alabileceği açıklandı.

Ekonomik büyümenin bir önceki çeyrekte de duraklamasının ardından uzmanlar, bu verilerin uzun sürecek bir durgunluğun ilk işareti olduğunu belirtiyor. Bütçeye ilişkin hedeflerin tutturulamayacağını belirten uzmanlar, 27 milyar Euro tutarındaki kesintinin İspanya'nın içinde bulunduğu resesyonu daha da kötü hale getirebileceği uyarısında bulunuyor.

Ülkede ekonomi kötüye giderken diğer taraftan da işsizlik giderek yükseliyor. Avrupa’da en yüksek işsizlik oranlarına sahip ülke İspanya'da Eurostat verilerine göre gençler arasında işsizlik yüzde 50’yi geçti.

Ülkenin içinde bulunduğu kriz sonucu işini kaybeden ve barınma problemi yaşayanların sayısı her gün artarken, özellikle konut sorunu ileriki süreçte patlamalara neden olacak boyutta. Banka kredisiyle ev taksidine giren fakat kriz sonrasında ödemelerini sürdüremediği için evsiz kalanların bir kısmının karavanlarda yaşamaya başladığı belirtiliyor.