2003 yılında hazırlanan Tiberius Operasyonu  bulgularına göre İngiltere'nin en azılı canileri ,  Gelirler ve Gümrük, Kraliyet Savcılık , Londra Şehri Polisi , Cezaevi makamları başta olmak üzere  jürilere  kadar yargının içine girdiler. Jüri üyelerinin satın alındığı veya suçsuz kararı vermeleri için tehdit edildikleri kaydedilirken, mahkumlara cezaevinden  çıkma kağıtlarının 50 bin sterline satıldığı belirtildi.  

İstihbarat servisleri, telefon dinlemeleri ve polis köstebeklerinden toplanan bilgilerle hazırlanan rapor,  yargıya  sızmaların polis ve savcının suçlama getiremeyeceği kadar ustaca olduğunu belirtti.

 

Bu yolsuzluk ve rüşvetlerden ülkeye verilen zararın  hesaplanmasının zor olduğu sonucunu çıkartan raporda, polisteki yolsuzluğun  İngiltere'de gündeme geldiği bugünlerde,  köstebek olduğunu itiraf eden mahkum olmuş bir Türk  uyuşturucu kaçakçısının poliste yolsuzlukla ilgili açıklamalarına dikkat çekildi. Uyuşturucu kaçakçısının, kendisinden rüşvet alan Kıbrıs'taki bir gümrükçünün İngiliz polisiyle işbirliği yaptığını söylediğini yazdı.

 

2000 yılında  Scotland Yard köstebeklerinden biri Kuzey Londra'daki 10 milyon sterlinlik eroin kaçakçılığıyla ilgili bir Türk çetesi hakkında  enformasyon verdi. Planlar ters gidince , köstebek bir mahzende caniler tarafından işkence gördü, parmakları  ot kesme makasıyla  kesildi. Köstebeğin  arkadaşlarının da saldırıya uğradığı ve parmaklarının koparıldığı kaydedildi.   

Gizli rapordan İngiltere'de kara para aklamanın da yaygın olduğu  anlaşıldı.