Hükümetin kararına göre, İngiliz IŞİD üyelerinin Suriye'de mahsur kalan çocuklarının İngiltere'ye dönmelerine izin verilmeyecek.

Dağılan IŞİD halifeliğinden kaçarken alıkonan en az 30 İngiliz çocuk anneleriyle birlikte Suriye'nin kuzeyindeki kamplarda tutuluyor.

Hem Suriye otoriteleri hem de Trump yönetimi İngiliz hükümetine onları tehlikeli ve aşırı kalabalık kamplardan alıp evlerine ulaştırması yönünde baskı yapıyor. IŞİD'e katılmak için Bethnal Green'deki evinden kaçan Şamima Begüm'ün küçük oğlu bu yıl tesislerden birine ulaşmasını takip eden haftalarda ölmüştü.

Hadisenin ardından eski Dışişleri Bakanı Jeremy Hunt, hükümetin o zamanki Uluslararası Gelişim Sekreteri Penny Mordaunt'la çocukların güvenli bir şekilde geri getirilip getirilemeyeceği konusunda çalıştığını söylemişti.

Independent'in Ortadoğu muhabiri Richard Hall'in The Times'dan aktardığı habere göre eski İçişleri Bakanı Sacid Cavid bir inceleme sonrasında, düzenli olarak İngiliz yardım çalışanları ve gazeteciler tarafından ziyaret edildikleri halde kamplara çocukları Suriye'den almak için yetkililer gönderilmesinin çok tehlikeli olacağı sonucuna varmıştı.

Bununla beraber bir dizi Avrupa ülkesi mahsur kalmış çocukları ülkesine geri gönderdi. Fransa, Almanya, Norveç ve Danimarka, ebeveynlerinin halifeliğin son aylarında öldürülmesi sonucu yetim kalmış az sayıdaki çocuğu geri getirdi. Avustralya da IŞİD için savaşan iki Avustralya vatandaşının 8 çocuğu ve torununu kısa süre önce evine getirdi.

Son aylarda IŞİD halifeliğinden kaçan 70 bin civarında kadın ve çocuk İngiltere ve Amerika'nın desteklediği, çoğunluğu Kürt milislerinden oluşan ve terör örgütünü yenen Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) kamplarında tutuluyor. Bu tesislerin en büyüğü şu anda 11 bin civarında yabancı vatandaşı barındıran El Hol kampı. SDG ayrıca 800 kadar Avrupalı IŞİD savaşçısını da elinde tutuyor.

İngiltere ve dünyadaki güvenlik teşkilatları Suriye'de alıkonan ve hala aşırılıkçı görüşlere sahip yurttaşların önünde sonunda eve dönüş yolunu bulacağından endişeli. İngiliz hükümeti kadınların ulusal güvenlik açısından, en az geri dönen erkek savaşçılar kadar büyük bir risk teşkil edebileceğine inanıyor.

The Times’a göre İngiliz çocuklarını savaş bölgesinde bırakmak, Cavid'in maliye bakanı olmak için İçişleri Makamı'nı terk etmeden önce verdiği son kararlardan biri. Cavid çocukları eve getirmenin ebeveynlerine İngiltere'ye dönme yönünde yasal bir argüman sağlayacağından da endişe duyuyordu.

Kamplardan sorumlu Kürt yetkililer, kararın, çocukları terör örgütü bünyesine alınma tehlikesine karşı savunmasız kılan “büyük bir hata” olduğunu söyledi.

Kampları yöneten Özerk Yönetim'in Dışişleri Komitesi Eş Başkanı Abdülkerim Ömer, The Independent'a "Eğer bu çocuklar ülkelerine dönmez, rehabilite edilip toplumlarına geri kazandırılmazsa hepsi geleceğin teröristi olur" diye konuştu. 

Ömer, “Bu çocuklar terörist bir ortamda yetiştirildi ve özellikle 8 yaşından büyük çocuklara IŞİD'in terörist ideolojisi aşılandı. Kamptaki radikal ortamda kalmaları bize ve uluslararası topluluğun tamamına tehdit oluşturacak yeni bir terörist kuşak yaratılması anlamına geliyor” dedi.

İçişleri Bakanlığı açıklamalara dair yorum yapmayı reddetti.

Bir hükümet sözcüsü, “2011'den beri Yabancılar ve İngiliz Milletler Topluluğu Ofisi (Foreign and Commonwealth Office) Suriye'ye yapılan seyahatlerin aksi yönünde tavsiyede bulunuyor ve Suriye'de İngiltere vatandaşları için konsolosluk desteği bulunmuyor" dedi.

El Hol'daki koşullar İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün geçen ay yayımlanan raporunda da ağır eleştiriler almıştı. Yabancı kadın ve çocuklara ayrılan bölgeye yapılan üç ziyarette grup “taşan tuvaletler, parçalanmış çadırlara sızan lağım ve solucan içeren depolardan yıkama suyu içen kamp sakinleri” buldu.

Raporda “Deri döküntüleri, bir deri bir kemik kalmış bacakları ve şişmiş karınlarıyla küçük çocuklar kavurucu güneşin altında kokuşmuş çöp yığınlarını karıştırıyor ya da vücutları kir ve sineklerle kaplanmış halde çadır zeminlerinde hareketsiz yatıyor. Çocuklar akut ishal ve grip benzeri enfeksiyonlardan ölüyor" dendi.

IŞİD'i yenmek için kurulan ABD liderliğindeki koalisyon IŞİD savaşçılarının ailelerini barındıran kamplarda yeni bir cihatçı neslin yetiştiği konusunda uyardı.

The Independent'a verdiği özel röportajda uluslararası koalisyonun komutan yardımcısı Tümgeneral Alexus Grynkewich, kamplardaki radikalleşme potansiyelini devam eden askeri operasyonlar dışında cihatçı gruba karşı verilen mücadeledeki “uzun vadeli en büyük stratejik risk” diye nitelendirmişti.

Grynkewich, “Eğer merak ederseniz çocuklarıyla birlikte teslim olan bazı kadınlara dair anlatabileceğimiz anekdotlar, aralarında katı IŞİD ideologlarının olduğunu gösteriyor. Bu kamplarda çalışan bazı ortaklarımızdan kamplarda bu ideolojinin azımsanmayacak ölçüde yaşadığına dair raporlar aldık ”diye konuşmuştu.

Kampta son haftalarda endişe yaratan bir takım olaylar da oldu. Söylendiğine göre kamp sakinleri tarafından çekilmiş bir videoda IŞİD'in siyah bayrağı kampta dalgalanırken kadın ve çocukların IŞİD sloganları attığı görülüyor. Nöbetçiler sıklıkla kamp içerisindeki aşırılık yanlılarının saldırısına uğruyor.