Şu anda AB üyesi ülkelerin birçoğunun standardının Türkiye’nin seviyesinde olmadığını söyleyen Erdoğan “Maastricht kriterlerinde çoğu AB üyesi ülke dökülüyor. Biz iyi durumdayız. Türkiye olarak ayaklarımızın üzerinde duruyoruz” diye konuştu.

Erdoğan: “AB üyesi ülkeler içinde 5 milyon Türk yaşıyor. Üye yapmadınız ama Türkiye halkı zaten birliğe girmiş durumda. Oyalamayın gelin bu işi bitirelim diyoruz” şeklinde konuştu.

Görüşmelerde Türkiye ile Çek Cumhuriyeti arasındaki ilişkileri her alanda ele aldıklarını söyleyen Başbakan Erdoğan, iki ülke arasında askeri siyasi ve ekonomik alanlarda ciddi bir iş potansiyelinin söz konusu olduğunu belirtti.

Ekonomi konusunda Türkiye ile Çek Cumhuriyeti arasındaki rakamın potansiyeli ortaya koymadığını ifade eden Erdoğan “Şu anda ticaret hacmimiz 2.5 milyar dolar  seviyesinde. Ticaret hacmimizi 5 milyar dolar seviyesine çıkarmayı hedefliyoruz” diye konuştu.

Çek halkının turizm konusunda en çok ilgi gösterdiği ülkelerden birinin  Türkiye olduğunu belirten Erdoğan, “Çek halkının turizmde Türkiye’yi tercih etmeleri bizi memnun ediyor. Prag’ta kurmayı öngördüğümüz Yunus Emre Kültür Merkezi hakların kaynaşmasına vesile olacaktır.” dedi.

Erdoğan Çek cumhuriyeti ile nükleer enerji konusunda da müşterek adımlar atabileceklerini söyledi.

-“5 MİLYAR DOLAR TİCARET HACMİ HEDEFLİYORUZ”

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye ile Çek Cumhuriyeti arasında bir yüksek düzeyli stratejik işbirliği veya üst düzeyli bir işbirliği konseyi oluşturulması noktasında mutabakat olduğunu bildirdi.

Erdoğan, Çek Cumhuriyeti'ne yaptığı resmi ziyaret kapsamında Çek Cumhuriyeti Başbakanı Petr Neças ile baş başa ve heyetler arası görüşmelerin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.

Türkiye'nin Çek Cumhuriyeti ile ilişkilere büyük önem verdiklerini belirten Erdoğan, Çek Cumhuriyeti'ni, sağlam bir dost, Avrupa-Atlantik alanında önemli bir müttefik olarak gördüklerini söyledi.

İki ülkenin, ortak evrensel değerler noktasında bir paylaşım içerisinde olduğunu ifade eden Erdoğan, Neças ile ülkeler arası ilişkileri her yönüyle görüştüklerini, işbirliğinin mümkün olan her alanda daha ileriye taşınabilmesi için neler yapılması gerektiğini görüşmelerde ele aldıklarını anlattı.

Ülkeler arasında, askeri, siyasi, ekonomik alanlarda ciddi bir işbirliği potansiyeli bulunduğuna işaret eden Erdoğan, iki ülkeyi ilgilendiren bölgesel, uluslararası meseleleri bir bakış açısıyla değerlendirme fırsatı bulduklarını kaydetti.

Erdoğan, şöyle devam etti:

'Uluslararası barış, istikrar ve işbirliğinin pekiştirilmesi yönündeki görüşlerimizin büyük ölçüde örtüştüğünü görmekten ayrıca memnuniyetimi ifade ediyorum. İlişkilerimizin ve işbirliğimizin derinleştirilmesi noktasında, stratejik işbirliğini geleceğe nasıl taşırız bunu da müzakere etmek suretiyle Türkiye ile Çek Cumhuriyeti arasında bir yüksek düzeyli stratejik işbirliği veya üst düzeyli bir işbirliği konseyi oluşturulması noktasında mutabakat olduğunu görüyorum.''

Özellikle icracı bakanların birbirleriyle ilişkileri ve Başbakanlar olarak her yıl bir ülkede bu çalışmayı sürdürecek olmalarının, geleceğe olan bakışı da zenginleştirecek önemli bir adım olduğunu vurgulayan Erdoğan, bunun halkların birbiriyle kaynaşmasına da önemli katkı sağlayacağını, iş adamlarının, akademisyenlerin, öğrencilerin gidiş gelişlerini de artıracağını dile getirdi.

“RAKAMLAR POTANSİYELİ TAM OLARAK ORTAYA KOYMUYOR”

İki ülke arasındaki ekonomik rakamların, potansiyeli tam olarak ortaya koyamadığını ifade eden Erdoğan, 2012 yılı sonu itibarıyla ticaret hacminin 2,5 milyar dolar olduğunu bildirdi.

Erdoğan, ''Türkiye ve Çek Cumhuriyeti burada yeni bir adımı atmalı ve 2015 sonuna kadar bu rakamı asgari 5 milyar dolara tırmandırmamız lazım. Bunu yapabilecek bir güce, Türkiye ve Çek Cumhuriyeti sahiptir diye inanıyorum. Bu performansı kendimizde görüyorum'' diye konuştu.

Yatırımlar bazında özellikle enerji konusunda Çek Cumhuriyeti'nin altyapısı ve beyin gücünün ileri seviyelerde bulunduğunu, Türkiye'nin de bu konuda çok ciddi atılım içerisinde olduğunu söyleyen Erdoğan, şöyle devam etti:

''Özellikle elektrik enerjisi elde etmede, hidroelektrik santralleri, termik santralleri, bu noktada doğalgaz dönüşümle ilgili atılımlar... Ki biz göreve geldiğimizde doğalgaz çevrim santrallerinden elde ettiğimiz elektrik enerjisi yüzde 52 civarındaydı, bunu yüzde 46'ya kadar indirdik, daha indirmek gayreti içindeyiz. Hidroelektrik santrallar, termik santraller, rüzgar enerjisi, güneş enerjisiyle doğalgaza olan ihtiyacımızı daha da azaltmanın gayreti içerisinde bu çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Fakat Çek Cumhuriyeti ile burada özellikle termik santrallerimizin, doğalgaz çevrim santrallerinin rehabilite edilmesi noktasında müşterek bir çalışmanın içerisine giriyoruz, girmenin gayreti içerisindeyiz. Hatta hatta nükleer enerji konusunda da burada müşterek adımlar atabiliriz. İlk adımımız şu anda atılmış vaziyette. Bunu Mersin Akkuyu'da yapıyoruz. İkinci bir adımı Sinop'ta başlıyoruz ve üçüncü bir adımın da şu anda çalışmalarını Enerji Bakanlığımız sürdürüyor, yürütüyor.''

Buralarda müşterek bir çalışmanın içerisine girilmesinin, uzun yıllara dayalı bir birlikteliği, yüksek rakamlara ulaşacak şekilde ortak bir akıl geliştirmeyi, bilimde ortak bir çalışmayı sürdürmeyi beraberinde getireceğine dikkati çeken Erdoğan, iki ülke arasındaki müşterek çalışmanın çok daha farklı olacağını kaydetti.

Erdoğan, Çek halkının turizm alanında da en çok ilgi gösterdiği ülkelerden birinin de Türkiye olmasının, kendisini ayrıca mutlu ettiğini vurgulayarak, Prag'da da birçok Türk turisti görmekten mutlu olduğunu ifade etti.

Çek Cumhuriyeti'ndeki Türkoloji Kürsüsünün faaliyetlerinden de memnuniyet duyduklarını belirten Erdoğan, Prag'da kurulması öngörülen Yunus Emre Türk Kültür Merkezi'nin, iki ülkenin halklarının kaynaşmasına vesile olacağını, yine aynı şekilde Çek Cumhuriyeti'nin de Türkiye'de bir kültür merkezini kurmasının mutluluk vereceğini, buna da hazır olduklarını dile getirdi.

Galiçya Cephesi'nde şehit düşen Türk askerlerinden bin 100'ünün, Çek Cumhuriyeti'nde yattığını anımsatan Erdoğan, Çek makamlarına, bu askerlerin bulunduğu 3 şehitliğe gösterdikleri büyük özenden dolayı şükranlarını sundu.

“AB ÜYESİ ÜLKELERİN BİRÇOĞU DÖKÜLÜYOR”

Bir gazetecinin, ''Brüksel'e bir ziyaret yapacağınızı açıkladınız. Bu ziyareti ne zaman planlıyorsunuz? AB'ye hangi mesajları vermeyi düşünüyorsunuz? Türkiye'nin AB süreci eğer umduğunuz istikamette devam etmezse size göre Şanghay Beşlisi AB'nin bir alternatifi midir?'' sorusu üzerine Erdoğan, şunları söyledi:

''Demek ki mesafe alıyoruz. Bundan dolayı ayrıca mutluyum. Şu anda Dışişleri Bakanlığımız yetkilileri AB Bakanımız süreci takip ediyorlar. Ve belirlenecek tarihte bizler Brüksel'e olan ziyaretimizi gerçekleştireceğiz. Brüksel ziyaretimizin çok boyutu var. Hem AB boyutu var hem de AB dışında özellikle Belçika'ya olan ziyaretimiz var. Burada işlenecek konular... 35 tane faslın neresinden başlasam ki, diye başlığı atıyorum. 35 fasıl var.''

Çek Cumhuriyeti'nin AB içerisindeki mazisinin çok eskilere dayanmadığını belirten Erdoğan, Türkiye'nin geçmişte 15 ülke ile AB Liderler Zirvesi'ne katıldığını, 12 ülkenin daha üye yapıldığını anlatan Erdoğan, şunları kaydetti:

''Türkiye'nin AB'ye müracaatı, eğer resmi müracaat olarak ele almazsak, 50 yılı aşmış durumda. Bizim asıl bu işin kapısında oluşumuz 59'a dayanıyor. 63 yılında resmi müracaat süresi başlamıştır. Ve bu süre içerisinde Türkiye'nin bu kadar oyalanması hakikaten affedilir, dayanılır bir şey değildir. Adama sorarlar, (54 yıl siz Türkiye gibi bir ülkeyi bu kapıda neden bekletiyorsunuz? Yapamadığı veya yapmadığı, yerine getirmediği ne var?) Ağızlarında tek şey var; Ankara Anlaşması. Ankara Anlaşması'nın şöyle biraz daha gerisine git bakalım, orada ne var. Buralara tabi girmek istemiyorlar. Biz bütün bunlara varız. Eş zamanlı olarak yapılacak birçok şeyler var. Şu anda AB üyesi ülkelerin birçoğunun standartları Türkiye'nin yakaladığı AB müktesebatı içerisindeki standartları tutmaz. Maastricht kriterleri noktasında AB üyesi ülkelerin birçoğu dökülüyor. Bunları zaten görüyoruz.

Bakın şu anda İngiltere ne diyor? 2015'de, Sayın Cameron açıklamasını yaptı; (Eğer ben seçimi kazanırsam AB üyeliğimizi referanduma götüreceğim' diyor. Acaba neden? Kaldı ki para birliğinde biliyorsunuz İngiltere başından beri uymamıştır ve Eurozone'a girmemiştir. Bu girmeyişinin sebebi hiçbir zaman sorulabildi mi? Sorulamadı. Ve bu süreci bu şekilde İngiltere devam ettirmiştir. Ve şu anda Eurozona girmemesinin faydasını da İngiltere ayrıca görmüştür, görmektedir. Böyle de bir durumu söz konusu. Eurozone içinde olanlarda şu anda ciddi manada bir bedel ödüyorlar. Halkta tabi isyanda (ben çalışacağım, sen öbür tarafta batanın gidip parasını, borcunu ödeyeceksin. Böyle şey olmaz) diyor.''

“OYALAMAYIN, GELİN BU İŞİ BİTİRELİM DİYORUZ”

Türkiye'nin ekonomik açıdan ayaklarının üzerinde durduğunu, küresel krize rağmen başarılı bir süreç geçirdiğini vurgulayan Erdoğan, IMF olan 23,5 milyar dolarlık borcun 10 yıl içinde bitirilme noktasına gelindiğini anlattı. Artık IMF ile standby anlaşması yapılmadığını, Merkez Bankası'nın güçlendiğini aktaran Erdoğan, ''Yeter ki biz AB üyesi ülkelerle olan bu dayanışmamızı, en azından AB bizi içine almamış olsa bile, bu ilişkilerimizi bu şekilde devam ettirelim istiyoruz. Bizi henüz Türkiye Cumhuriyeti olarak AB içerisine almadınız ama AB üyesi ülkeler içerisinde 5 milyon Türk yaşıyor. Siz bizi resmen almadınız ama Türkiye zaten buraya halkıyla girmiş vaziyette. Oyalamayın, gelin bu işi bitirelim diyoruz'' diye konuştu.

AB'nin zaman içinde geçirdiği süreci hatırlatan ve son olarak siyasi-sosyal bir işbirliği noktasına vardığını anlatan Erdoğan, dünyada başka oluşumlar olduğunu da belirtti. Bunlardan birinin de Şanghay Beşlisi olduğunu belirten Erdoğan, Türkiye'nin de bu birlik içinde diyalog ortaklığına kabul edilmiş ülke konumunda olduğunu söyledi.

Şanghay Beşlisi'nin sadece güvenliği esas alan bir birlik olmadığını, ekonomi ve işbirliğini de kapsadığını aktaran Erdoğan, ''Bilen de konuşuyor, bilmeyen de konuşuyor bu konuda. Bizler de bu noktada adımızı attık ve bunu geliştirmeye devam edeceğiz. Bunlar birbirinin de alternatifi değildir. Bunu da özellikle ortaya koymak isterim. Bu arada da Çek Cumhuriyeti'nin bir evladı olan Füle'den de özellikle destek istiyoruz. Bu desteği de Füle gayretleriyle ortaya koymalıdır diye düşünüyorum'' dedi.

ÇEK BAŞBAKANI NEÇAS'IN KONUŞMASI

Çek Başbakanı Neças de ortak basın toplantısında yaptığı konuşmada, ''Şimdiye kadar pozitif olan Türkiye ile ilişkimizi daha da geliştirmek istiyoruz. Türkiye NATO'nun doğu Akdeniz'deki önemli bir ortağımızdır. Kriterleri yerine getirdikten sonra Türkiye'nin AB üyeliğini destekliyoruz'' dedi.

Karşılıklı ekonomik ilişkilerin, son 10 yıl için Çek Cumhuriyeti ve Türkiye arasında 7 kattan fazla büyüdüğünü kaydeden Neças, görüşmelerde her iki tarafın ''Bu rakamın artması için çok daha büyük bir potansiyel olduğu'' konusunda ortak görüş sahibi olduğunu dile getirdi.

Görüşmelerde, enerji konusunun önemli yer tuttuğunu kaydeden Çek Başbakan Petr Neças, şunları söyledi:

''Nükleer santrallerinin geliştirilmesi, kurulması konusunda ve alternatif enerji kaynakları konusunda da görüşmelerimiz var. Türkiye, petrol ve gazın iletilmesi konusunda önemli bir kavşakta bulunuyor. Bu nedenle Türkiye'nin 'Güney Koridoru' diye adlandırılan projeye katılımını önemsiyoruz. Nabucco Projesi'yle Türkiye üzerinden gazın Orta Avrupa'ya getirilmesinin sağlanması da önemsediğimiz projeler arasında.''

Görüşmeler sırasında Türk Hükümeti'nin Prag'da bir Türk Kültür Merkezi açmasını içeren bir anlaşma imzalandığını da dile getiren Neças, ''Halkımızın bu kültür merkezine ilgi göstereceğine inanıyorum'' dedi.

İMZALANAN ANLAŞMALAR

Başbakan Erdoğan ve Çek Başbakanı Neças, kültür alanında karşılıklı işbirliğini genişletme anlaşmasına imza koydular. Anlaşma çerçevesinde karşılıklı olarak gençlik ve spor faaliyetlerinin teşvik edilmesi karara bağlandı.

Ayrıca, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, enerji alanında işbirliğini geliştirmeyi hedefleyen KEK protokolünü imzaladı.