Kıbrıs sorununun çözümünde son bir fırsatın bulunduğunu yineleyen Cumhurbaşkanı Eroğlu, "Çok net söylüyorum; Son bir fırsat önümüzde duruyor. Ya bu fırsat iyi değerlendirilerek sonuca ulaşılacak ya da kalıcı bir anlaşma olasılığı şansı tamamen yitirilecektir" dedi.

KKTC, Rum tarafı, garantör ülkeler ve uluslararası kuruluşlarda yaşanan gelişmeler dikkate alındığında son bir fırsat olduğunu söylerken neyi anlatmaya çalıştığının daha iyi anlaşılacağına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, "Eğer bu son fırsat iyi değerlendirilmezse konjonktür çok farklılaşacak ve böylesi bir fırsat çok büyük olasılıkla bir daha tarafların önüne çıkmayacaktır" dedi.

Cumhurbaşkanı Eroğlu, "Biz Kıbrıs'ın bir barış adası olmasını istiyoruz. Biz Kıbrıs'ta varılacak bir antlaşmanın, bölge için örnek, iki anavatan Türkiye ve Yunanistan arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi ve Avrupa Birliği'nin önünün açılması için ciddi bir katalizör olmasını temenni ediyoruz" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Eroğlu, 20 Temmuz Barış Harekatı'nın ortaya çıkardığı coğrafya üzerinde kurulan devletin varlığının Kıbrıs Türk halkının en büyük gücü olduğunu belirtti.

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı nedeniyle Bayrak Radyo Televizyon Kurumu'ndan (BRTK) halka seslenerek Kıbrıs Türk halkının bayramını kutladı.


SAHİP ÇIKMAK

Cumhurbaşkanı Eroğlu, konuşmasının başında kutsal Ramazan ayının İslam alemine ve millete hayırlı olması dileğinde bulunarak "Bizler Türklüğümüze, dinimize, dilimize sahip çıkarak bugünlere geldik, bundan sonra da dilimizle, dinimizle, milletimizle var olmaya devam edeceğiz" dedi.

39 yıl önce böyle bir günde Kıbrıs Türk halkının bir bütün olarak, dört gözle, Anavatan Türkiye'nin garantörlük hakkından doğan yetkisini kullanarak Kıbrıs'a bir askeri müdahalede bulunmasını beklemekte olduğuna işaret eden Eroğlu, çünkü, 15 Temmuz 1974'te Rum-Yunan darbesi ile Kıbrıs Helen Cumhuriyeti'nin ilan edildiğini ve adanın Yunan egemenliğine sokulması için somut adım atıldığını kaydetti.

Eroğlu, Kıbrıslı Rumların Kıbrıs Cumhuriyeti'ni Enosis'e bir sıçrama tahtası olarak gördüklerini ve amaçlarının Kıbrıs Cumhuriyeti'ni Helen Cumhuriyeti olarak dünyaya kabul ettirmek olduğunu kaydetti. 21 Aralık 1963'teki Kanlı Noel saldırıları ile bunun yapılmak istendiğini ancak Türkiye'nin desteği ve Kıbrıs Türk halkının direnişi sayesinde başarılamadığını vurgulayan Eroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bu başarısızlık, Rum liderliği arasında, 'Kıbrıs Türklerini zamana bırakıp da mı yok edelim, yoksa hemen mi ortadan kaldıralım' tartışması yaşanmasına neden olmuştu.15 Temmuz 1974 Rum-Yunan darbesi Yunanistan'da iktidarda olan askeri cuntanın başarıya olan ihtiyacı ile Kıbrıs'taki Rum EOKA-B örgütünün acele Kıbrıs Türklerini yok edip Kıbrıs Helen Devleti'ni kurma istemlerinin birleşmesi sonucu ortaya çıkan bir olay idi.

Anavatan Türkiye'nin diğer garantör ülke İngiltere'den destek alamayacağı, Amerika Birleşik Devletleri'nin tıpkı 1964'teki gibi Kıbrıs'a bir Türk müdahalesi olmasına engel olacağı düşüncesi ile pervasızca bir askeri darbe yaptılar.

Ama aslında hiç kimse uyumuyordu ve Anavatan Türkiye yaşanan tarihi gelişmelerden dersler de çıkararak hep bir müdahale için kararlı idi, hem de belirli bir hazırlığı vardı."

Garantör İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri yapılan temaslara rağmen gereken duyarlılığı göstermeseler de Anavatan Türkiye 20 Temmuz 1974 günü Kıbrıs Türk Barış Harekatı'nın gerçekleşmesi kararını verdi."


"TÜRK TARİHİNİN EN ONUR VERİCİ EN ÖNEMLİ KARARLARINDAN BİRİ"

Kıbrıs Barış Harekatı kararının Türk tarihinin en onur verici, en önemli kararlarından biri olduğunu vurgulayan Eroğlu, " O kararı veren Türk Milleti'ne, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne dönemin hükümetine, Başbakan rahmetli Bülent Ecevit'e, Başbakan Yardımcısı rahmetli Necmettin Erbakan'a, Anavatan Türkiye'nin söz konusu kararı alması için olağanüstü bir çaba gösteren devletimizin Kurucu Cumhurbaşkanı, dönemin Kıbrıs Türk Yönetimi Başkanı rahmetli Rauf Denktaş'a, o dönemin Cemaat Meclisi üyeleri ile Kıbrıs Türk Yönetimi üyelerine,diğer tüm yetkili ve ilgililere bir kez daha tarih önünde siz değerli Kıbrıs Türk Halkı adına teşekkür ediyorum" dedi.


"KARANLIKTAN AYDINLIĞA GEÇİŞ"

Kıbrıs Türk halkının 20 Temmuz Barış Harekatı ile özgürlüğüne kavuştuğunu devlet kurduğu bir toprak parçasına hükmetmeye başladığını ifade eden Eroğlu,"Kıbrıs Türk Halkı 20 Temmuz Barış Harekatı sayesinde karanlıktan aydınlığa geçiş yaptı. Anavatan Türkiye Kıbrıs Türk Barış Harekatı sayesinde kardeşlerine verdiği önemi, hakkını, hukukunu, güvenliğini, çıkarlarını korumaktaki kararlılığını gösterdi. Anavatan Türkiye, Kıbrıs Türk Barış Harekatı sayesinde Ortadoğu'da ve tüm dünyada barış ve istikrardan söz edilecekse mutlaka kaale alınması gereken ciddi, büyük, köklü tarihin derinliklerinde olan bir ülke olduğunu net bir şekilde ifade etti" diye konuştu.

"GERÇEKLER İNKAR EDİLEMEZ"

Kıbrıs'ta yaşanan gerçeklerin inkar edilemeyeceğine dikkat çeken Eroğlu, Barış ve Özgürlük Bayramı'nın 39'ncu yıldönümünü kutlarken geriye dönüp bakarak herkesin nereden, nereye nasıl gelindiğinin sağlıklı değerlendirmesini yapması gerektiğini söyledi.

Eroğlu, "Eğer dünün sağlıklı bir değerlendirmesini yapmazsak bugünü doğru anlayamayız, gelişmeleri doğru yorumlayamayız. Bugünü doğru değerlendirmezsek, yarını tehlikeye atarız" dedi.

Barış Harekatı'ndan bugüne geçen yaklaşık 40 yılın kısa bir süre olmadığını, meselenin birde 1974'ten geriye uzanan boyutu olduğunu söyleyen Eroğlu, Rumların, adanın 1878'de Osmanlı egemenliğinden çıkıp İngiliz kolonisi haline gelmesinden sonra 1821'de Yunanistan'ın Osmanlı İmparatorluğu'ndan kopmasının da getirdiği hava ile Kıbrıs'ı bir Yunan adası yapma hevesine kapıldığını kaydetti "O HEVES HİÇ GEÇMEDİ"


Cumhurbaşkanı Eroğlu konuşmasını şöyle sürdürdü:

"O heves hiç geçmedi. O heves, ortaklaşa kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti'ni yıktı. O heves, 15 Temmuz 1974 Rum-Yunan darbesine neden oldu. O hevesin terk edilmesinde zorlanıldığı için 1974'ten bu yana yapılan sayısız görüşmeye, ortaya çıkan 10 binlerce sayfalık metinlere, belgelere, taslaklara, antlaşmalara rağmen bir türlü iki halkın eşitliğine, egemenliğine, özgürlüğüne dayalı bir antlaşmaya yanaşmıyorlar.

O hevesten kurtulmakta zorlandıkları için antlaşma olasılığı doğdu mu, masadan, uzlaşmaktan, yol haritası belirlemekten, zaman sınırlaması koymaktan kaçıyorlar.


"1974 ÖNCESİNE DÖNÜŞ OLMAYACAK... DEVLETTEN DÖNÜŞ YOK"

"Bir kez daha ilan ediyorum: Asla 1974 öncesine dönüş olmayacaktır" diyen Eroğlu, kimsenin Kıbrıs Türk halkını 1974 öncesinin esaret, yoksulluk, umutsuzluk, göçmenlik, korku dolu koşullarına itemeyeceğini vurguladı.

Eroğlu, "Biz, Anavatan Türkiye ile birlikte el-ele gönül-gönüle geleceğe uzanmakta, bu topraklarda özgür, başı dik yaşamaya kararlıyız. Bir devlet kurduk ve bundan geri dönmeyiz. Devletimiz, bizim özgürlüğümüzdür, egemenliğimizdir, güvenliğimizdir. Kimse bizden 1963'teki, 1974'teki tehlikeleri, riskleri yaşayabileceğimiz koşullarda bir antlaşmaya boyun eğmemizi beklemesin" dedi.


"EKİM'DE MÜZAKERE SÜRECİNİN DEVAM ETMESİNİ BEKLİYORUZ"

Ekim ayında, yeni Rum lider Nikos Anastasiadis'le müzakere sürecinin devam etmesini beklediğini kaydeden Eroğlu, "Dileriz artık bir sonuca ulaşılması yönünde kararlı olurlar.

Dileriz bizim samimi olarak, Kıbrıs'ta var olan gerçekler temelinde biz antlaşma için hazır olduğumuzu idrak ederler ve oyalama, topu dışarı atma taktiklerine baş vurmazlar" dedi.


"KIBRIS TÜK HALKININ SABRI TÜKENMEKTE"

Kıbrıs Türk halkının 40 yıla yakın bir süredir sabır gösterdiğini belirten Eroğlu, "Hakkımız teslim edilmiyor. Anlaşmaya yanaşmayan Rum tarafı ama cezalandırılan Kıbrıs Türkü... Böyle şey olmaz. Kıbrıs Türk Halkı'na verilen sözler tutulmuyor ama Rum tarafının baskılarına boyun eğiliyor. Bu asla kabul edilemez. Kıbrıs Türk halkının sabrı tükenmektedir" diye konuştu.


"ÇOK MESAFE KAT ETTİK"

20 Temmuz Barış Harekatı'nın ortaya çıkardığı coğrafya üzerinde kurulan devletin varlığının Kıbrıs Türk halkının en büyük gücü olduğunu söyleyen Eroğlu, Türkiye'nin desteği, Kıbrıs Türk halkının çabaları, çalışkanlığı ve girişimleriyle çok mesafe kat edildiğini söyledi.

Eroğlu, "Sanayi kuruluşlarımız, binlerce ticari müessesemiz, üniversitelerimiz, turizm potansiyelimiz ve en önemlisi eğitilmiş insan gücümüz oldukça iyi bir noktada olduğumuzu göstermektedir" dedi.

Sorunların bulunduğunu, ancak başarılanların da küçümsenemeyeceğini dile getiren Eroğlu, şöyle devam etti:

"Belki istediğimiz kadar ileri gidemedik ama bu bundan sonra da yapamayacağız anlamına gelmez. Yeter ki zaman kaybetmeden gereken kararları alalım.Yeter ki, alınması gereken kararları artık ertelemeyelim. Dünyadaki değişimi, ülkenin gerçek ihtiyaçlarını doğru okuyalım. Ben gelecekten eminim. Kıbrıs Türk halkı çok daha güzel günler görecektir. Yeter ki doğruyu yapalım. Doğru kararlar verelim."

Birlik beraberliği korumanın başlıca görev olduğunu söyleyen Eroğlu, bunu zedelemeye çalışanlara hiçbir koşulda fırsat verilmemesi ve değerlere sahip çıkılması gerektiğini ifade etti.


"İRADENİZE SAHİP ÇIKARAK SANDIĞA GİDİNİZ"

28 Temmuz Pazar günü yapılacak Milletvekilliği Erken Genel Seçimleri'ne değinen Cumhurbaşkanı Eroğlu, şunları söyledi:

"Katılımcı Demokrasi çağdaş devlet olmanın vazgeçilmezidir. Demokrasilerde iradenin sandığa doğru ve sağlıklı bir şekilde yansıtılması gerekir ki, yasama organı Meclis ile icra makamı, hükümet düzgün bir şekilde oluşsun. O nedenle hepinizi iradenize, ülkenize, devletinize sahip çıkarak sandıklara gitmeye davet ediyorum. Koşullar sizi zorlasa, birilerine, bir yerlere canınız sıkılmış olsa da sandığa gidiniz."


"KIBRIS MİLLİ DAVA... TÜRKİYE İLE İLİŞKİLER BİRLİK BERABERLİK KADAR ÖNEMLİ"

Kıbrıs konusunun milli dava olmaya devam ettiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Eroğlu, "Kıbrıs davası tüm milletin konusudur. Biz bunun bilinci içindeyiz ve ona göre davranıyoruz. Anavatan Türkiye ile karşılıklı sevgi-saygıya dayalı ilişkiler en az birlik-beraberliğimizin devamı kadar önemlidir. Bu ilişkileri şu veya bu şekilde bozmaya kalkışmak en büyük hatadır. Esasen böyle bir şeyin başarılması da mümkün değildir" dedi.

Türkiye'nin güçlenmesini gururla izlediklerini, terör başta olmak üzere tüm sorunlarını geride bırakacak olan Türkiye'nin dünyanın ilk 10 devleti arasında yerini kısa sürede alacağını ifade eden Eroğlu konuşmasını şöyle tamamladı:

"Biz de giderek güçlenen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vatandaşları olarak Anavatanımız Türkiye'nin garantisinde, güven içerisinde daha güzel günlere mutlaka ulaşacağız. Bu duygu ve düşüncelerle bugünlere gelmemize katkı sağlayan ve aramızda olmayan herkesi rahmetle, aramızda olanları minnet ve şükranla anıyorum.

Kimse merak etmesin, aramızda olmayanlar rahat uyusun: 20 Temmuz 1974 Barış Harekatı'nın her yıldönümü Kıbrıs Türkü tarafından Barış ve Özgürlük Bayramı olarak sonsuza dek kutlanmaya devam edilecektir. Herkesin Barış ve Özgürlük Bayramı'nı candan kutlar, sevgi ve saygılarımı sunarım.