Hadi Kamışlı, Mathilde Schmidt ve Hasan İsmet gibi Dortmund kentinde yaşayan için birçok yaşlı göçmen için pazartesi ve cuma günleri çok önemli. Zira bu günlerde kentin göçmen kökenli emeklileri “Uluslararası Dostluk Derneği” adındaki dernekte bir araya geliyor. Öğleden sonraki buluşmaya kadınlar yanlarında dikiş makinelerini, örgü şişlerini getiriyor, erkekler de satranç ve tavla takımlarını. Çay içip kek yiyen yaşlılar, bazen de beraber şarkılar söylüyor.

Genç yaşta Almanya’ya göç eden bu grubu bir araya getiren başka bir önemli sebep daha var. Almanya’ya gelen ilk işçi kuşağının temsilcileri, yaşlılığın beraberinde getirdiği sorunları paylaşıp dernek çalışanlarından danışmanlık hizmeti alabiliyor.

Hadi Kamışlı

Dernek başkanı Viktoria Walz, derneğe sık sık emeklilik, sağlıklı beslenme ve yaşlılıkta bakım hizmetlerinden anlayan uzmanları, davet ediyor. Dernek üyeleri, sahip oldukları hukukî hakları, kentte, ana dillerinde hizmet alabilecekleri doktor ve sağlık merkezleri konusunda aydınlatılıyor. Üyelerin ilaçlara, ek ödeme ve vekâletname vermeye ilişkin soruları, en basit dille yanıtlanıyor. Zira çoğunun Almancası, Alman bürokrasisini takip etmeye yetmiyor.

Sosyal yardıma muhtaç emekliler

Hasan İsmet de 1987 yılında kurulan ve birçok ödül alan bu derneğin kurucularından. İlkokul mezunu Hasan İsmet, bundan yıllar önce çelik fabrikasında çalışmak için Dortmund’da gelen on binlerce göçmenden biri ve o günleri şöyle hatırlıyor:

"Almanya’ya yeni geldiğimiz dönemde birçok Türk arkadaşım, eşlerinin çalışmasını istemiyordu. Ama benim eşim de benim gibi yıllarca çalıştı. 25 yıl bir yaşlılar yurdunda temizlik yaptı. O nedenle şimdi benim sosyal yardıma ihtiyacım yok. İkimiz de emeklilik maşı alıyoruz. O da bize yetiyor."

Ancak Hasan İsmet’in aksine birçok yaşlı, düşük emeklilik ücreti ile geçinemediği için devletin yardımlarına muhtaç oluyor. Bundan 22 yıl önce Çernobil felaketinden kaçıp Almanya’ya gelen Sofya Olşevska, eline geçen para ile zar zor geçiniyor. Ukrayna’da hemşire ve fizik tedavi uzmanı olarak çalışan Olşevska, Almanya’ya gelince ülkesindeki tüm emeklilik haklarını kaybetmiş.

Olşevska hâlihazırdaki aşırı mütevazı yaşam koşullarına rağmen durumundan şikayetçi değil ve "Devletin verdiği düşük emeklilik maaşı, bize yetiyor. Yaşamak için asgari ihtiyaçlarımızı karşılıyoruz. Bunlar çok şeyler değil ama oturduğumuz sıcak bir evimiz, yiyecek yemeğimiz var. Birçok insan gibi biz de mütevazı bir yaşam sürüdürüyoruz" diye konuşuyor.

Gençken tasarruf etmenin faydaları

Hadi Kamışlı da bundan 33 yıl önce, ailesinin ardından Almanya’ya gelmiş. İkinci kuşaktan sayılan Hadi Kamışlı, gençliğinde tasarruf etmeyenlerin işinin zor olduğunu kaydediyor.

Hadi Kamışlı, "Başlarda kimse emekliliği düşünmüyor. Ancak yaşlanınca emeklilik koşullarını düşünmeye başlıyorsunuz. Ama bazen geç kalınmış oluyor. O nedenle en iyisi, yaşlanınca rahat etmek için geleceği düşünüp gençken tasarruf etmek" diye konuşuyor.

Dernekteki emekli göçmenlerin hemen hepsi de aynı görüşte. Zira Almanya’da emeklilik ücretleri, en iyi ihtimalle normal maaşın yarısına tekabül ediyor ve bu da ancak masrafları karşılayabiliyor.

Sevgi ve Hasibe Ulubaş

64 yaşındaki annesine tercümanlık yapmak için derneğe gelen eden Sevgi Ulubaş, ailesinin ekonomik durumunun iyi olmadığını anlatıyor. Sevgi, "Babam 20 yıl çalıştıktan sonra hastalandı ve çalışamaz duruma geldiği için malulen emekliye ayrıldı. Emekli maaşı ailemizi geçindirmeye yetmediği için devletten yardım aldık. 2006 yılında da vefat etti. Annem de temizlik işlerine başladı. Çünkü dul kaldığı için anneme verilen maaş, yetmiyordu. Babam 65 yaşına gelmeden vefat ettiği için verilen yardım zaten çok az. O nedenle şimdi sosyal yardım almaya devam ediyor" diyor.

Emekli göçmenlerin çoğu, yıllarca çelik, kimya ve maden ocakları gibi sağlığa zararlı işlerde çalıştıktan sonra yaşlılıkta yoksulluk çekmemek için devletin kendilerine sahip çıkmasını bekliyor.© DW