Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Türkiye’yi iki ayrı davada “işkence yasağını ihlal ettiği” gerekçesiyle mahkum etti.


1 Mayıs 2006’daki polis şiddeti ve biber gazı kullanımı nedeniyle, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin “işkence yasağını” düzenleyen 3. maddesinden mahkum olan Türkiye, Zuhal Subaşı ve Ali Çoban’a 15’er bin Euro, masraflar için de toplam 1760 Euro ödeyecek.

“İşkence yasağını ihlalden” AİHM’e başvuran Gülçin Bozdemir Yeşilmen ile Maşallah Yeşilmen'in davası da sonuçlandı. Türkiye, başvuruculara toplam 6 bin Euro tazminat ödeyecek.


“İllegal flamadan” takipsizlik!


Subaşı ve Çoban, İzmir’de 1 Mayıs 2006’daki eyleme katıldı. Çevik kuvvet polisi her ikisini de tekmeledi, dövdü, biber gazıyla saldırdı. 


Polis önce Subaşı’ya saldırdı ve yere düşürdü, onu kaldırmak isteyen Çoban da şiddete uğradı. Olayın ardından İzmir Barosu İnsan Hakları Merkezi’ne başvurdular.

2 Mayıs’ta savcılığa suç duyurusunda bulundular. Ertesi gün İzmir Adli Tıp Kurumu’nda muayene oldular ve rapor aldılar. Raporda, polis şiddetinin fizyolojik ve psikolojik etkileri belgelendi. İzmir Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde aldıkları rapor da aynı yöndeydi.

24 Mayıs 2006’da İzmir Emniyet Müdürlüğü, savcılığa gönderdiği yazıda “polisin orantılı güç kullandığını” ileri sürdü.

29 Haziran 2006’da İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı polisler hakkında takipsizlik kararı verdi. Kararda, Subaşı ile Çoban’ın “illegal örgüt flaması ve PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın posterini taşıdığından” bahsedildi.

6 Eylül’de Karşıyaka Ağır Ceza Mahkemesi, takipsizlik kararına yapılan itirazı da reddetti.

Subaşı ve Çoban, iç hukuk yollarının tükenmesinin ardından AİHM’e başvurdu.

AİHM, şikayetçilere kötü muamele ve işkence uygulanması ve şikayetin yetkililerce etkili bir biçimde soruşturulmaması nedeniyle 3. maddenin iki kez ihlal edildiğine karar verdi ve Türkiye’yi tazminata mahkum etti.


Ev baskınından mahkumiyet

İstanbul’da, 28 Kasım 1997’de Terörle Mücadele Şubesi polisleri, Gülçin Bozdemir Yeşilmen ile Maşallah Yeşilmen'in evine “bir aile üyesini aradıkları iddiasıyla” baskın düzenledi.

Bozdemir ve Yeşilmen, polislerin kendilerini çırılçıplak soyduğunu, dövdüğünü, o sırada hamile olan Bozdemir'in bebeğini kaybettiğini ve Yeşilmen'in tecavüzle tehdit edildiğini söyleyerek, 2 Aralık’ta Fatih Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulundu.

Aynı gün Türkiye İnsan Hakları Vakfı’na (TİHV) giderek kendilerine uygulanan şiddetle ilgili rapor aldılar. Adli Tıp Kurumu da aynı yönde bir rapor verdi.

13 Nisan 2000’de savcılık, şikayetçi olunan altı polis hakkında takipsizlik kararı verdi. 11 Nisan 2003’te Beyoğlu Ağır Ceza Mahkemesi karar hakkındaki itirazı da reddetti.

Bozdemir ve Yeşilmen, AİHS’in “işkence yasağını” düzenleyen 3. maddesi ile “özgürlük ve güvenlik hakkını” düzenleyen 5. maddesi uyarınca AİHM’e başvurdu.

AİHM dün açıkladığı kararla, 3. maddenin usul yönünden ihlal edildiğine karar verdi ve Türkiye’yi toplam 6 bin Euro tazminata mahkum etti.