Serkan Demirtaş

Ankara




Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış, sık sık Dublin'e gidip İrlandalı ve diğer AB'li muhataplarıyla temaslarda bulunurken; Dışişleri Bakan Ahmet Davutoğlu da Brüksel'de AB'nin genişlemeden sorumlu üyesi Stefan Füle ile görüştü.

Tüm bu temaslarda, her iki tarafın da altını çizdiği "Türkiye-AB müzakerelerine yeni bir ivme kazandırılması" noktası oldu.

Taraflara bu ümidi veren en temel gelişme ise Fransa'da Sosyalist Partili François Hollande'ın Cumhurbaşkanı olması ve Nicolas Sarkozy döneminin uyguladığı katı Türkiye karşıtı politikayı yumuşatması oldu.

Şimdi yapılan görüşmelerde, bu yumuşamanın nasıl bir sonuç vermesi gerektiğine ilişkin konular ele alınıyor.

İki başlık açılabilir

Ankara'nın beklentisi, en az iki müzakere başlığının İrlanda döneminde açılması.

Bu başlıklardan açılması en olanaklı görüneni 'ekonomik ve mali politikalar' başlığı olarak görülüyor; ancak Türkiye bunun yanı sıra 'bölgesel politikalar' başlığının da açılması konusunda ısrarlı.

Her iki başlık da Sarkozy yönetimi tarafından askıya alınan beş başlık arasında bulunuyor; dolayısıyla bunlar da adım atılabilmesi için Fransa'nın oluruna gereksinim duyuluyor.

Türk ve Fransız Dışişleri Bakanları Ahmet Davutoğlu ve Laurent Fabius'un Münih'te bu hafta sonu gerçekleştirecekleri görüşmede ağırlıklı olarak, Türkiye-AB ilişkilerinin ele alınması bekleniyor.

Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgilere göre Fabius'un bir başlığın açılması konusunda Davutoğlu'na olumlu bir yanıt vermesi ve Paris'in Türkiye-AB müzakerelerinin devamına ilişkin kararlılığını aktarması bekleniyor.

Bir başlığın açılması, aday ülkenin gerekli açılış kriterlerini tamamlaması ve 27 üye ülkenin oybirliği gerektiren karmaşık ve uzun bir süreç gerektirdiği için hem Ankara hem de AB Komisyonu, Fransa'dan bir an önce karar vermesini bekliyor. Davutoğlu'nun Fabius ile görüşmesi bu açıdan büyük önem taşıyor.

Bu temas sırasında Fransa Cumhurbaşkanı Hollande'ın olası bir Türkiye ziyaretinin de ele alınması öngörülüyor.

Erdoğan aile fotoğrafına girebilecek mi?

Bu dönemin belki de en önemli gelişmelerinden biri, eğer AB davet ederese Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yaklaşık 3 seneden sonra ilk kez bir AB zirvesine katılıp "aile fotoğrafına" girecek olması olarak görülüyor.

Türkiye'nın ısrarlı talebine karşın henüz Brüksel'den bu yönde bir davet gelmedi.

Yine Sarkozy'nin engellemesi nedeniyle AB zirvelerine katılamayan Erdoğan, bu yönde olumlu bir adım atılması durumunda uzun bir aradan sonra Brüksel'de boy göstermiş olacak.

Sık sık Şangay İşbirliği Örgütü'ne katılım konusunu gündeme getirerek Avrupa başkentlerine mesaj veren Erdoğan'ın yeniden AB gündemine dönmesi, Türkiye'nin bir süredir aksattığı reform sürecine yeniden eğilmesine yol açacak olması nedeniyle önem kazanıyor.

4. yargı paketi sayesinde Avrupa kaynaklı eleştirilerin bir bölümünü gidermek amacında olan hükümet, ifade özgürlüğü konusunda ise daha fazlasını yapmak durumunda.

Avrupalı diplomatlar, geçen sene yayımlanan İlerleme Raporu'nu anımsatarak, bundan daha kötüsünün gelmemesi ve ilişkileri olumsuz etkilememesi için hükümetin mutlaka anlamlı bir adım atması gerektiğini dile getiriyorlar.

Vize muafiyeti için formül aranıyor

Türkiye-AB ilişkilerine ciddi ivme kazandıracak bir adım da taraflar arasında bir süredir yürütülen, Türk vatandaşlarına vize muafiyet getirecek sürecin tamamlanması olarak görülüyor.

Türkiye'nin Geri Dönüş Anlaşması'nı imzalayıp yaşama geçrimesi durumunda AB de muafiyeti getirecek yol haritasını Ankara'ya sunacak. Ankara, bu sürecin eş zamanlı yapılmasını isterken, Brüksel ise Türkiye'nin önce adım atmasını talep ediyor.

Her iki tarafın diplomatları bu tıkanıklığın İrlanda döneminde aşılabilmesi için formül arayışlarını hızlandırdılar.

Bir Türk diplomat, "Uruguay, Ermenistan gibi ülkelerin vatandaşları AB'ye vizesiz gidip gelirken; ticaretinin yüzde 60'tan fazlasını AB ile yapan; üniversiteleri, sivil toplum kuruluşları, sanatçı ve sporcularıyla Avrupa'yla bütünleşmiş bir ülke vatandaşlarının hâlâ elçilik kapılarında bekletilmesi hiç adil değil" değerlendirmesini yapıyor.