Anlaşma eski Doğu Bloku ülkelerinin AB ile siyasi ve ekonomik olarak daha çok yakınlaşmasını öngörüyor.

Ukrayna'da hali hazırda devam eden krizin ana nedenlerinden biri de bu anlaşma olmuştu.

Rusya, anlaşmaya sert bir şekilde karşı çıkıyor ve anlaşmanın imzalanmasının ciddi sonuçları olacağını söylüyor.

Ukrayna Cumhurbaşkanı Petro Poroşenko Brüksel'de anlaşmayı imzaladıktan sonra bunun 1991'deki bağımsızlık ilanından sonra ülkesi için en tarihi günlerden biri olduğunu söyledi. Poroşenko anlaşmayı "inancın ve sarsılmaz iradenin sembolü" olarak tanımladı.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ise Ukrayna'yı Rusya ve AB arasında seçim yapmaya zorlamanın ülkeyi ikiye böleceğini söylüyor. Putin "Ukrayna'yı Rusya ve AB arasında yapay bir seçim yapmaya zorlamak Ukyrana'yı bölünmeye, acılı bir çatışmaya iter" dedi.

Poroşenko anlaşmayı aynı zamanda ülkesinin AB'ye girmesi yolundaki hazırlıkların başlangıcı olarak gördüğünü söyledi.

Ukrayna'daki kriz, Kasım ayında AB ile ortaklık anlaşmasının imzalanmaması nedeniyle başlayan gösterilerin şiddetlenmesi üzerine dönemin devlet başkanı Viktor Yanukoviç'in Rusya'ya sığınmasıyla derinleşmişti.

AB Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy de anlaşma ile ilgili olarak "AB için harika bir gün" dedi.

Van Rompuy, "AB hiç olmadığı kadar bugün sizin yayınızda" diye seslendiği üç eski Sovyet ülkesi ile imzalanan anlaşmaların Rusya'ya zarar vermeyeceğini söyledi.

Fakat Rusya'dan anlaşma ile ilgili sert tepki var.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in baş danışmanlarından Sergei Glazyev, anlaşmaların meşru olmadığını savundu.

BBC'ye konuşan Glazyev, "Avrupa Ukrayna'yı bu anlaşmayı imzalamaya zorluyor. Avrupa'da bir askeri darbe düzenlediler, başa Nazileri getirdiler. Nazi hükümet Ukrayna'nın en geniş bölgesini bombalıyor" dedi.

Putin'in danışmanı sözlerine şöyle devam etti: "Anlaşma imzalandıktan sonra, bu Avrupa Birliği bürokratlarının ve siyasetçilerinin ürünü olan Nazi Frankeştayn kapılarını çaldığında, Avrupalılar şaşıracak."

Yeni komisyona başkan adayı Juncker

Öte yandan bugünkü AB Liderler Zirvesi'nde, Avrupa Komisyonu başkanlığına Lüksemburg eski Başbakanı Jean-Claude Juncker'ın aday gösterildi.

İngiltere Başbakanı David Cameron, Junker'ın komisyon başkanı olmasına en çok karşı çıkan isimdi.

Cameron, Junker'ın daha yakın bir siyasi birlikten yana olduğunu ve bu durumun AB'de yapılacak reformları engelleyebileceğini iddia ediyor.

Cameron'un itirazını destekleyen tek ülke Macaristan.

İngiltere Başbakanı Cameron, 2015'teki seçimleri kazanması halinde, ülkenin AB üyeliğini gözden geçirmeye ve üyeliği 2017 yılında referanduma götürmeye kararlı.

Jean-Claude Junker, geçen ay yapılan Avrupa Parlamentosu seçimlerinde en çok oyu olan merkez sağ Avrupa Halk Partisi tarafından aday gösterilmişti.

Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso'nun görev süresi Ekim ayı sonunda doluyor.