Günümüzde Avusturya, Almanya, Hollanda Türkiye Parlamento üyelerine karşı davranışları bir akıl tutulması mıdır, yoksa bir planın uygulanması mıdır?
Elbette bu yaşananları aklı başında olan barış ve özgürlüğü savunan ve isteyen aklı başında hüç bir insan kabul etmez.

 

Ancak günümüzde AB ülkelerinde bir oyun oynanıyor. Bilmemiz gereken şey bunu daha önce de defalarca AB, nin ve ABD’nin birçok ülkede uyguladıkları planın, oyunun sırasının Türkiye‘ye gelmiş olmasıdır. Önce Hükümeti, ekonomiyi abartılı olarak tanıtmak, onu iktidar sarhoşu haline getirmektir. Ülke içinde hükümetler ve siyasi partiler eliyle bölmek, çatışmaya sokmak. Ekonomisini çökertmek için milli gelirin büyük kısmını askeri alanda harcamak. Ülkeyi iflasın eşiğine getirmek amacı taşıyor.
 

Bunları görmek ve anlamak için çok uzaklara gitmeye gerek yoktur, komşu ülkemiz Yunanistan bize en güzel örnek olmalıydı. Ancak İktidar olmanın peşinde tek adamlık sarhoşu olunca hiç bir şeyi göz görmüyor.
 

Yunanistan'ın milli geliri yüksek gösterildi, harcamaları, özellikle verilen borç faizli para silah ve lüks günü birlik masraflara aktarılma yoluyla şehvetli, gösterişli bir yaşam halk arasında teşvik edildi. Bu şehvetin altında ülkeyi iç çatışmaların yanı sıra komşu ülkelerle çatışmaya sokma vardı planlarında bunu da başarı ile uyguluyorlar.
 

Böylece Yunanistan ve beraberinden birçok ülkeyi iflasa sürüklediler. Ama Yunanistan halkı ve solcular liberaller işbirliğiyle akıllı davrandı ülkelerini Makedonya ve Arnavutluk’la savaşa sokmadı. İktidarı elle geçirdi ama sıfırlanan ekonomisini düze çıkaramadı. Bugün Türkiye iflas edecek olan ülkeler arasında beşinci sırada. Türkiye‘yi Irak ve Suriye savaş belasının içine çekmeyi başardılar.
 

Tek adam şehveti ne kapılan Hükümet ülkenin demokrat, liberal, sosyalist aydınlarını, yazarlarını, devlette çalışan memurlarını, sendika ve derneklerin yönetimlerini, temsilcilerini baskı altına alınmakla kalınmadı. Devlet organlarından temizlendi yüz bine yakını ceza evlerine konuldu veya haklarında soruşturmalar açıldı. Bu kargaşanın içinde birden Başkanlık sistemi ortaya atıldı. 
 

Batının Silah Tüccarı ülkeleri bu gelişmelerin Türkiye‘yi hızla parçalanmaya, çöküşe götüreceğini hesaplıyorlar. Tek adam sistemi gerçekleşirse komşu ülkelerin topraklarında süren savaşı ülke toprakları içine çekeceği hesabı içindeler. Bu nedenle Tek adam rejimi planlarının ülke içinde tutmasını istiyorlar. Ülke halkının bunu büyük çoğunluğunun bu tek adam rejimine Hayır diyeceğini gördüler. İşte B-Planlarını bu konuda uyguluyorlar. Türkiye Hükümetinin Bakanlarına, yöneticilerine, başbakanına Avrupa ülkelerinde konuşma hakkı vermeyerek Türkiye içindeki milliyetçi, dinci duyguları kabartarak Tek Adamı desteklemelerini sağlamaya çalışıyorlar.
 

Böylece bir taşla iki kuş vuracaklar. Birincisi Türkiye‘de "Tek adam rejimi" peşinde ülkede iç çatışmalar ve ülkenin iflası, hatta parçalanmasını sağlamak. İkincisi kendi içinde de çatlaklara neden olan Avrupa Birliğini yeniden toparlama ve ülke içlerinde aşırı sağa kayan oyları tekrar Hristiyan Demokrat partilere çekmek. Buda yapılırken Avrupa Birliği içinde yaşayan göçmenler özellikle Türkiye‘de gelenlerin üzerinde baskıları artırma bazı sosyal hakları kısma, bu ülkelerin vatandaşlığına geçmeyenleri çeşitli bahanelerle geldikleri ülkelere iade etme alanındaki yasaları daha ağırlaştırarak uygulamak.
 

Bunları Türkiye açısından değerlendirecek olursak, günlerce yazdık, ülke itibarsızlaştırılıyor. Bu politik yaklaşım tek adamın başkanlık hırsı sadece Türkiye‘de siyaseti değil, tüm ülkeye ve özelliklede Avrupa‘da yaşayan insanlarımızı, ticari ilişkileri büyük bir çıkmaza sokacak. AB ülkeleriyle kol güreşine girmek bir akıl tutulmasıdır. Bu kötü gelişimden de ders alınmıyor referandum için oy devşirme ye çabasındalar. Oysa bu Ülkenin çıkarlarını zedeleyecek kolay kolay atlatılanamayacak bir yolla girmiş görünüyor.
 

Umarım bu gereksiz dalaşmadan vaz geçilir. Oy devşirmeye ülkenin çıkarları ve Avrupa‘da yaşayan 5 milyon insanın geleceği feda edilmez. 
 

Sonuç olarak Türkiye bu gelişmelerle sadece itibarsızlaştırmakla kalmıyor, kolay parçalanabilecek bir ortam yaratıyor. Ülkenin vatandaşları arasındaki farklılıklardan derin, sarılması zor yaralar yaratıyor.
 

Hem Batının planlarını hem de "Tek adam sistemi" hırsının oyunlarını bozmak için Referandumda mutlaka HAYIR çıkmalıdır.

12.03.2017