Son yıllarda bazı sosyal kuruluşların doğru çalışmayarak yolsuzluğa karıştığına şahit oluyoruz. Basına yansıdığı kadarıyla, göçmenler sorunu ile uğraşan birtakım kuruluşların, paraları başka yerde car cur ettikleri gündeme gelmektedir. 

Bundan birkaç yıl önce Frankfurt’a  işsiz öğretmenler tarafından göçmenlerin sorunları ile ilgilenmek üzere  kurulan  Lehrer Koparative diye bir kuruluş vardı. Bu kuruluşun bir yöneticisi 500000 € miktarında bir parayı kendi hizmetine geçirdi. Böylece Lehrer Kooparativ  yolsuzluğa karıştığı için Arbeiter- Samatiter Bund Detschland e.V, ASB diye bir örgüt, Lehrer Kooprativ’i devir aldı. Lehrer Kooprativ işsiz öğretmen sosyal danışmanlara halkın vergisiyle göçmenlerin sırtından iş yerleri yaratmışlardı. 

Bu örgütler, göçmenlerin ne kadar sorunlar olduğunu çözmek yerine, sorunu olmayan göçmenleri sorunluymuş gibi lanse ederek,  sorunu sözde çözmek için halkın ödediği vergileri kullanıyorlardı. Göçmenlerin sözde çok problemleri ve yardıma ihtiyaçları var ve de danışmanlık yapılması gerekir diye hayali dosyalar hazırlıyorlardı.  Danışmanlık hizmeti için kişilerin sayıları alabildiğine çok yüksek tutulmakta ve dışarıya karşı bu şekilde gösteriyordu. Frankfurt’a Alman sosyal danışmam bir arkadaş “artık danışmanlığa gelenlerin sayılarını yüksek söyleyerek söylediğim yalanlara ben de inanır oldum, utanıyorum yaptığım yanlışlıklardan” diyerek göçmenler sorunu ile uğraşmayı bıraktı. 

Türkiye'den ve Tunus’tan gelenlerin sorunları ile AWO Arbeiterwohlfahrt'a bağlı Türk danış bölümüne, federal Meclis'ten, Eyalet ve Belediyeler Avrupa fonundan belli paralar ayrılıyordu. Türkiye'den ve Tunus’tan gelen göçmen isçiler, başlangıçta dilini kültürünü bilmediği bir ülkeye gelmişlerdi. Sorunları ile Türk danışma büroları ilgilendi ve ilk gelenler için çok da yararlı işler yaptılar. Süreç içinde birinci neslin çocukları burada doğup büyüyüp Almancayı öğrendiler ve giderek danışma bürolarına fazla ihtiyaç kalmadı. Bürolar, ihtiyaç azalmasına rağmen hala değişik şekillerde hizmet vermeyi sürdürüyorlar. Yeni kuşaklarla birlikte dil sorunu çözüldüğü için göçmenler, kendi ihtiyaç ve sorunlarını çözmede zorlanmıyorlar. 

AWO Arbeiterwolfahrt, Avrupa, Federal meclis, Eyalet ve belediyeler düzeyinde, vatandaşın vergileri ile finansa edilirler. Halkın verdiği vergi ile finansa edilirken bu kuruluş, özel şirketler gibi çalışanlarına özel makam arabaları tahsis etmiş.  AWO Temsilcileri özel şirketlerde olduğu gibi yüksek maaşlar almışlar. Bundan rahatsız olan çalışanlar bazıları durumu  basına sızdırınca basın kuruluşları da haliyle görevini yaparak bu yanlışın üzerine gitmiştir.  AWO da var olan yolsuzluğun, hala her gün bir yanlışı açığa çıkıyor. AWO temsilcilerinin bu konuya açıklık getirmekle yükümlü olmalarına rağmen hala hiçbir açıklama yapılmış değil. AWO Frankfurt ve Wiesvadende yöneticileri değiştirildi. Yeni yöneticiler gelmesine rağmen eski yönetimin yaptığı yolsuzluk hala gün ışığına çıkarılmadı. 

AWO birinci dünya savaşından sonra kurulmuş sosyal bir organizasyondur. Kuruluşundan bu yana SPD  yanlısı kişiler ve politikacılar tarafından yönetildiği iddia edilmekte.  

AWO bünyesinde yaşanan bu yolsuzluklar karşısında sağduyulu bazı SPD politikacılar, AWO nun bu yolsuzluğu açıklamasını önerdiler. 

Frankfurt Belediye Başkanı Peter Feldmann in eşi de AWO’ya bağlı iki dilli (Türkçe-Almanca) olan bir çocuk yuvasında yönetici olarak çalışmıştır. Çok yüksek bir maaş almıştır. Durum deşifre olunca Feldmann ailesi bu parayı geri ödemiştir. Savcı yapılan bu vb. yolsuzlukların peşini bırakmayarak araştırmayı devam ettiriyor. 

Frankfurt  Belediyesindeki Yeşiller, CDU ve FDP’liler, Feldmann ve AWO nun  bu yolsuzluğu açıklamasını istiyorlar. Wiesbaden eyalet düzeyinde yine Yeşiller, CDU FDP   bu yolsuzluğun açıklanmasını, halka doğruların söylenmesini öneriyorlar. 

Halkın vergisi ile finansa edilen AWO, bu yolsuzlukları gün ışığına çıkartıp açıklamalıdır. Bunu yapmadığı sürece, üzerinde kara leke olarak kalacak ve yıpranan güvenirliğini tümden kaybedecektir.