Son Dakikada Almanya’nın Geri Adım Atmasıyla AB-Türkiye İş Birliği Bir Krizin Eşiğinden Döndü.

Almanya’nın liberal Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle, Türkiye’nin üyelik müzakerelerinin başlamasının önündeki engellerin kaldırılması için Hristiyan Demokrat Başbakan Angela Merkel’i ikna etmeyi başardı.


Alman hükûmeti geçen hafta, önceden planlanmış ve çarşamba günü yapılacak olan Türkiye’nin üç yıldır dondurulmuş üyelik görüşmelerine devam edilmesi konusunun tartışılacağı Bakanlar Kurulu Toplantısı’nı aniden veto etmişti. Türk hükûmeti AB ile ilişkileri komple kopartma tehdidi ile karşılık vermişti.


Her iki tarafı da kurtarmak için AB Dışişleri Bakanları uzlaşma kararı aldı. Karara göre Türkiye ile üyelik görüşmeleri uzatıldı ancak Bakanlar Kurulu toplantısı sonbahara kaldı.


Bu demektir ki görüşmeler, eylül ayında yapılacak Almanya seçimleri ve AB Komisyonunun üyelik başvurusunda bulunan ülkelerin AB üyeliğine ne kadar yaklaşmış olduklarını gösteren yıllık raporunu yayımlaması sonrasına kalıyor. Müzakerelerde yeni bir resmî karar da sonbaharda alınacak.

 
Westerwelle pazartesi ve salı günü yapılan Bakanlar Kurulu Toplantısı’nda Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile görüşerek taslak üzerinde yaptığı çeşitli düzeltmelerle herkesi memnun etti.

AB Bakanlarının kararının ardından Davutoğlu, "AB ve Türkiye iş birliği yolundaki bir engel ortadan kalkmıştır." dedi.


Bu arada, Almanya Sırbistan ile görüşmeleri yavaşlatmaya devam ediyor. AB Dış Politikalar Sorumlusu Catherine Ashton, ekim ayında, Sırbistan ile üyelik müzakerelerini başlatmak için ve Kosova ile bir iş birliği anlaşması hususunda İsveç ve başka ülkelerin de desteğiyle görüşmelerde bulunmak üzere harekete geçti ancak Almanya başlangıç tarihini gelecek yılın ocak ayına erteleyecek.


Perşembe ve cuma günü yapılacak AB zirvesinde tarih kesinleşecek. Bu da demektir ki perşembe sabahı Alman Parlamentosu ilk olarak bu soruyu tartışabilir.


Dışişleri Bakanı Carl Bildt "Müzakereleri gelecek yıla kadar ertelemek için bir neden yok. Hem Sırbistan hem de Kosova yükümlülüklerini yerine getirmişlerdir. Tarihsel perspektifle bir önemi yok ama sembolik bir etkisi var. Tanınmayı hak edenler tanınmalıdırlar." dedi.