Almanya'da NSU (Nasyonal Sosyalist Yeraltı)  terör örgütünün üçüncü kurbanı olan Hamburglu Süleyman Taşköprü'nün kardeşi Osman Taşköprü (36), cinayetten 12 yıl sonra ilk kez röportaj verdi.

Ağabeyinin öldürüldüğünde 24 yaşında olan Osman Taşköprü, “Ben cinayetten sonra kendime gelemedim. Yaptığımın hiç bir şeyin anlamı yoktu. Üç sene sonra kendimi ancak biraz toparladım. Benim gibi, annem, babam, kız kardeşlerim psikolojikman çöktüler. Çocuklar için, ağabeyimin kızı, şu an 15 yaşında. Bizim yanımızda. Babası öldürüldüğünde 3 yaşındaydı. Şimdi her şeye aklı eriyor. Televizyonda, gazetelerde, internette hep cinayet karşısına çıkıyor. Okulda arkadaşları soruyor. Türkiye'de babasının mezarını ziyaret ettikten sonra aylarca kendine gelemedi. O da iyi değil. Biz her şeyi ondan uzak tutmaya çalışıyoruz. Hep beraber birbirimizin elinden tuta tuta ayakta duruyoruz. Durup dururken tüm aileyi mahvettiler. Niye, neden? Burada o kadar dükkan var. Nereden buldular bizi? Bu nasıl bir tesadüf. Ben tesadüfe inanmıyorum” dedi.

 

“DÜKKANI CİNAYETTEN İKİ AY ÖNCESİNE KADAR BEN İŞLETİYORDUM”

 

Afyon'da dünyaya gelen ve bir yaşındayken Almanya'ya gelen Osman Taşköprü ile 27 Haziran 2001'de ağabeyinin vahşice katledildiği Schützenstrasse sokağında buluşuyoruz. Süleyman Taşköprü'nün işlettiği manavın bulunduğu yer bugün bir bisiklet mağazasının deposu. Aradan 12 yıl geçmesine rağmen acısının hiç dinlemediği her halinden belli olan ve ancak yutkunarak konuşabilen Osman Taşköprü, dükkanı cinayetten iki ay öncesine kadar kendisinin işlettiğini belirterek, “2001'in dördüncü ayına kadar ben işletiyordum. Ben başka bir iş buldum. Dükkanı satmayı düşünüyordum. Rahmetli ağabeyim de 'Buraya ben işleteyim, bana bırak' dedi. Ondan sonra bu olay oldu. Önceden dükkanı hep beraber işletiyorduk. Ben, annem baktı, babam baktı, kız kardeşlerim buradaydı. Sonuçta hepimize bir şey olabilirdi. Ben alışverişleri yaparken annem akşamlara kadar yalnız kalıyordu dükkanda. Rahmetli aldıktan iki ay sonra cenazesi çıktı dükkandan” dedi.

 

HEP AYNI SORU: “NEDEN?”

 

Akıllarında 12 yılı aşkın süredir hep aynı sorunun olduğunu ifade eden Osman Taşköprü, cinayet gününden beri hep akıllarından 'kim yaptı, niye yaptı?' sorusunun hiç çıkmadığını söyleyerek, şöyle devam etti:

 

“Alman devleti bir şekilde olayları hep saptırdı. Daha fazla bizim üzerimize geldiler. Beni bayağı soruşturdular. Babamı dokuz saat sorguya çektiler. Hatta babam bile kendini oğlunu öldürdü diye suçlandı. Olmayacak, hep aileye yönelik şeyler üzerinde durdular. Ankara'dan polisler bile geldi, burada Alman polislerine yardımcı olmak için. Ama ırkçılar, dazlaklar yaptı diye hiç araştırılmadı. Yok mafya, yok PKK'dır, yok haraçtır. Hep o tarafa yöneldiler. Komple bizim üzerimize attılar suç. Tek taraflı baktılar hep. Dazlakların aşırı şekilde ayaklandığını görmek ve kabullenmek istemediler. Ben tesadüflere inanmıyorum,. Hepsi bilinçli ve bayağı organize yapılmış bir şey. Ev yanıyor, evde belirli silahlar, istihbaratın kağıtları bulunuyor, CD'ler bulunuyor, kadın dört gün sonra

kendisini durup dururken ele veriyor. Bence devletin eli var işin içinde”

 

“MAHKEMEDEN BEKLENTİM YOK”

 

Münih'te süren davaya babasının dinlendiği Eylül ayı sonundaki duruşmada katıldığını  söyleyen Osman Taşköprü, “Mahkemeye bir kez, babamın şahit olarak dinlendiği gün katıldım. Mahkemede zanlılar gülüyorlar, kafalarına göre istedikleri gibi hareket ediyorlar, şeker yiyip, su içiyorlar. Laptopları önünde. Hiç bir şey olmamış gibi, kimse ölmemiş gibi hareket ediyorlar. Buna da Alman devleti izin veriyor. Her şey ortada. İşin arkasında Alman devletinin olduğu gözüküyor. Bu nedenle mahkemeden fazla bir beklentim yok. Kadın konuşmuyor. O sustuğu sürecede aynı bu şekilde devam eder” diye konuştu.


“TÜRKİYE ÇOK PASİF KALIYOR”

 

Şimdiye kadar mahkemede, özelikle devletin rolüyle ilgili akıllara takılan hiç bir sorunun yanıt bulmadığını söyleyen Osman Taşköprü, Türkiye'den de beklentilerinin olduğunu söyleyerek, “Onlardan beklentim bu olayın üzerinde daha fazla durup, detayları araştırmaları. Bence çok pasif kalıyorlar. Onlardan istediğim daha fazla olayın üzerinde durup, gelip burada bir şekilde Alman devletine baskı, olayın aydınlatılması için baskı yapmalarını istiyorum” dedi.

 

“MERKEL'E DE SÖYLEDİM”

 

Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlığın NSU kurbanlarının aileleri için verdiği davetten sadece Merkel'in davetine katıldığını açıklayan Taşköprü, “Zamanında devlet veya polisi tarafından hiç bir şey görmediğimiz için tabii ki bir nevi Alman devletine karşı kırgınlığım var. Boş davetlere katılmaya gerek görmüyorum. Sadece bir kere gittim. Angela Merkel ile görüştüm. Söylemek istediğim belirli şeyler vardı, onları Merkel'e söyledim. Bu olayın arkasına gitmelerini, pasif kalmamalarını istedim. O da zaten 'elimizden geleni yapmaya çalışacağız' dışında bir şey demedi. Başka ne diyecek ki?”

 Haber- Yakup Askerzadeh /DHA