Avrupa Postası / Haber Merkezi 



SÜHEYLA KAPLAN'IN ZAMAN GAZETESİNE KARŞI HUKUK SAVAŞI

 


Zaman gazetesi yazarı Mahmut Cebi'nin Mayıs ayında „Ah Süheyla Vah Kaplan“ başlıklı haberinde, kişilik ve gazetecilik haklarına saldırısı nedeniyle açılan dava, Hamburg Eyalet Mahkemesi Basın Dairesi'nde karara bağlandı. (Karar No: 324 O 261/13)

 

 

Alman basınında Gülen cemaati aleyhine çıkan yazıları “yorumsuz” çeviri yapıp, haber haline getirmesi ile tanınan  gazeteci Süheyla Kaplan, onur savaşını kazandı.

 

Kaplan, Yeşiller Partisi eski milletvekili ve yabancılar hukukunda uzman avukat Mahmut Erdem aracılığıyla, Zaman gazetesi yazarı Mahmut Cebi'ye karşı açtığı ilk dava devam ederken, gazete Kaplan aleyhindeki  gazetecilik hakları ile ilgili rencide edici bölümü “birgün ansızın internet sayfasından silmişti. “  Alınan kararda, Zaman gazetesinin suçlamayı tekrar etmesi halinde, 7500'den 250 bin euroya kadar para cezası ile 6 ay hapis cezası verilmesi öngörülüyordu.

ZAMAN'IN İTİRAZI SONUÇLANDI

 Zaman gazetesinin karara bir üst mahkemede itirazı üzerine, d
ava bugün Hamburg Eyalet Mahkemesinde görüldü. Gazetecilik mesleği ve hukuku açısından önem arzeden ve emsal düzeyindeki kararın açıklanması, tarafları heyecanlandırdı.

 

Zaman gazetesinin Hamburg'daki avukatı  Flemming, mahkeme öncesi savunma dilekçesinde, Kaplan'ın Gülen hareketi konusunda Alman medyasında çıkan haberlerin çevirisini birçok haber sitesinde yazmasına rağmen, sadece oda tv'yi  hedef göstererek, sözkonusu sitede Gülen Hareketini, Scientology hareketinden daha tehlikeli gösterdiği iddiası ileri sürülmekte. Ayrıca Kaplan'a Anadolu Ajansı'nda 'imla hatasından dolayı' çıkış verildiği iddiası yer almaktaydı.

 
DEVLET AJANSI AA'DAN 300 GAZETECİYE ÇIKIŞ VERİLDİ

Bilindiği üzere, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın AA ve TRT'den sorumlu olması sonrası, kısa bir zaman içerisinde Kaplan'ın da arasında bulunduğu 300 gazeteci hakkında yandaş olmadıklarından dolayı çıkış kararı verilmişti. Kaplan, Ankara'da görülen davada “işe geri alınma” davasını kazanmıştı.  

Tüm bunlara rağmen hükümetin sözcülüğünü üstlenen Zaman gazetesinin tersyüz etme çabasına, Alman adaleti izin vermedi.


ALMAN  KADIN HAKİM,  ZAMAN'CILARA DERS VERDİ

 

Hamburg eyalet mahkemesinde Kaplan aleyhine görülen davada, kadın hakim Kaefer, Zaman gazetesinin avukatı Flemming'e, Kaplan'ın AA'dan 'imla hatası sebebiyle çıkış verildiği' yönündeki iddianın gerçek dışı olduğunu ve bunun Kaplan'ın kişilik haklarını rencide ettiğine hüküm vererek, bunun karşı tarafça kabul edilmesi konusunda talepte bulundu.

 
Zaman Gazetesi Avukatı Flemming


Bunun üzerine tek başına karar vermeyeceğini beyan eden avukat Flemming, duruşmaya 10 dakika ara verilmesini önerdi.
Mahkeme salonunda dışarda yaklaşık 10 dakika telefonla görüşen Zaman gazetesi avukatı Flemming, daha sonra Kaplan'ın kişilik haklarını rencide ettikleri yönündeki suçlamayı kabul ettiklerini açıkladı.

  

AVUKAT MAHMUT ERDEM : ”AMAÇ İMLA HATASI DEĞİL; SİYASİ LİNÇ ETMEK”

 

Kaplan'ın avukatı Mahmut Erdem, konuya yönelik olarak yaptığı açıklamada, karşı tarafın suçlamadan vazgeçmesini ve Hakimin önerisini kabul etmlerini olumlu karşıladığını ifade ederek, “Taraf olarak biz de icra hakkımızdan (maddi tazminat) vazgeçtik. Burada Zaman gazetesinin amacı, bir gazeteciyi 'imla hatasından dolayı' rencide etmekten öte,Fethullah Gülen aleyhine yazılarıyla tanınan müvekkilimi 'aşağılamaktır'.


Süheyla Kaplan'ın Avukatı Mahmut Erdem


Uzun yıllardan beri gazetecilik yapan, mesleğinde aktif, çalışkan olmasıyla tanınan Kaplan'ı 'imla hatası iddiası' ile susturma çabası, Zaman gazetesine mi düştü? Der Spiegel gazetesinde Gülen aleyhine yazılar yazan genç Alman muhabir Maximilian Popp, Münih'te cemaatin hedefi haline gelen sosyolog. Doç. Dr. Aydın Fındıkçı aleyhindeki yazılar dikkate alındığında, Zaman gazetesinin esas amacı açıkça görülür.Muhalif seslere çamur atarak susturmak hedeflenmektedir.

 

Türkiye'de Gülen ve hükümet aleyhine yazılar yazan muhalif gazetecilerin cezaevinde olduklarını, işten çıkarıldıklarını hatırlatan Erdem, Alman adaletinin bu kararla, hiçbir siyasi mercinin etkisi altında olmadığını örnek göstererek, Türkiye'deki günden güne yargı siyasallaşırken, Alman adaletinin bu kararla tarafsızlığını gösterdiğini açıkladıktan sonra, kararın Türkiye'ye de örnek olmasını diledi.

 
ADİL YİĞİT : 'SUÇLAMALAR 12 EYLÜL DARBESİ KÜLTÜRÜNÜN BİR SONUCUDUR'

Davayı izleyen ve uzun yıllar toplumsal ve siyasal alandaki çalışmalarıyla Almanya'da tanınan muhalif gazeteci Adil Yiğit ise, “Aslında bu türden suçlamaların esas amacı, cemaatin elindeki sınırsız finansal ve medya alanındaki olanaklarıyla yaratıcı ve boyun eğmeyen gazetecilerin korkutulması ve sindirilmesi amaçlanmaktadır .Nasıl ki Türkiye'de cezaevleri gazeteciler, avukatlar ve muhalif seslerle dolmasına rağmen, demokratik başkaldırı sesi bir türlü boğulamamışsa, çirkin suçlamalarla, video tuzaklarıyla ve çeşitli komplolarla çizgi haline getirilen yandaş gazetecilik anlayışı da, kalıcı olmayacak ve mücadele sonucu ters tepecektir. 



Yiğit sözlerine şu şekilde devam etti; "Bu anlayışlar gıdalarını 12 Eylül Amerikancı faşist darbe kültüründen aldıklarından dolayı, kervanın hep böyle devam edeceği rüyasındadırlar.  12 Eylül 1980 öncesi esamesi dahi okunmayan Gülen cemaati, darbe sonrasındaki 'Sızıntı' adlı dergilerinde "merhaba asker" başlığını boşuna atmadı.Günümüzde zamanın kanlı darbecileri köşelerinde, tatil köylerinde emekliliklerini yaşarlarken, onlardan beslenen din maskeli tacirlerin gücü, Okyanus ötesinden dünyanın dört bir yanına kadar bilinmektedir" dedi.

Adil Yiğit, Süheyla Kaplan örneğinin de tesadüf olmadığını belirterek, " Hedefteki, AA'dan siyasal gerekçelerden dolayı çıkış verilmesine rağmen, meslek aşkından bir türlü kopamayan Kaplan gibi bir de kadın gazeteciyse, 'başına gelecekleri' tahmin etmek zor olmayacaktır" açıklamasında bulundu.