Almanya'da Sol Parti (Die Linke) federal parlamento milletvekili Helin Evrim Sommer'in yazılı açıklamasında, "Seçim sonuçlarının barışçıl ve demokratik gelişmelere yol açmasında, başta Alman hükümeti olmak üzere AB üyesi devletlerin ve siyasi kurumlarının bundan sonraki tavır ve politikaları da önemli rol oynayacaktır." sözleri dikkat çekti. 


YEREL SEÇİM SONUÇLARINI KÜRTLER VE HDP BELİRLEDİ
 

İşte Sol Parti milletvekili ve kalkınma politikası sözcüsü Helin Evrim Sommer'ın 'Türkiye yerel seçim sonuçlarına Kürtler damgasını vurdu' başlıklı o açıklaması: 
 

İktidardaki AKP-MHP savaş blokunun bir yerel seçimden çok Türkiye’nin “beka” sorunu olarak ortaya koyduğu yerel seçimler sonuçlandı. Seçim süreci ve gününde yapılan tüm usulsüzlük, hukuksuzluk, baskılara ve tehditlere rağmen, devletin tüm güç ve imkanlarını kullanan iktidar bloku kaybetmekten kurtulamadı. AKP-MHP blokunun bu kaybında seçim sürecinde “terörist” ilan edilerek düşmanlaştırılan, seçim çalışmaları devlet gücüyle büyük oranda engellenen Kürtler ve HDP belirleyici rol oynadı.

HDP DEMOKRASİ MÜCADELESİNDE ÖN AÇICI BİR ROL OYNADI

Seçim stratejisini “kayyum atanarak el konulan belediyeleri geri almak, kazanılmayacak yerlerde AKP-MHP’ye de kazandırmamak” biçiminde belirleyen HDP bu hedeflerine esas olarak ulaşmış oldu. El konulan belediyelerini tüm baskılara rağmen büyük oranda kazanan HDP, İstanbul, Ankara, Adana, Mersin, Antalya, Hatay gibi illerde AKP-MHP blokunun kaybetmesinde de belirleyici olmuştur. Başlangıçta kendi seçmeninin tepkisini alma riskini omuzlayarak geliştirdiği bu tavır, Türkiye’deki demokrasi mücadelesinde ön açıcı bir rol oynamıştır. 

Seçim sonuçları Türkiye’de yeni siyasi sorunları ve dolayısıyla yeni denklemleri gündeme getirmiştir. Herşeye rağmen Kürtler, özgürlük ve demokrasi mücadelesinden vazgeçmeyeceklerini, bu mücadelinin belirleyici gücü olduklarına bir kez daha göstermişlerdir. Bunu dikkate alamayan hiçbir siyasi senaryo ve denklemin başarılı olma şansının olmadığı bir kez daha kanıtlanmıştır. 

Seçim sonuçlarının barışçıl ve demokratik gelişmelere yol açmasında, başta Alman hükümeti olmak üzere AB üyesi devletlerin ve siyasi kurumlarının bundan sonraki tavır ve politikaları da önemli rol oynayacaktır. Bu güçlerin başta Kürtler olmak üzere, Türkiye’deki barış ve demokrasi güçleriyle ilişki ve dayanışma içinde olmaları sadece Türkiye açısından değil, Avrupa değerleri ve demokratik kazanımları açısından da zorunludur.