Konuya yönelik araştırma yapan Anayasa Koruma Dairesi İslam Dini yetkilisinin de aralarında bulunduğu toplantıda, bir grup mağdur aile , okul müdürü , sivil toplum kuruluşları ile çeşitli basın mensupları yer aldı. Danışma gününde kamuoyunca yeterince bilinmeyen birçok konu gündeme taşındı.

İsimlerinin yayınlanmasını istemeyen aileler, çocuklarının şiddet yanlısı radikal islami gruplarca Türkiye üzerinden Suriye'ye savaşa gönderilmiş olmasından duydukları endişeleri dile getirdiler.

SELEFİLERE KATILDIĞI İDDIA EDİLEN GENÇ, GERİDE BIRAKTIĞI VEDA MEKTUBUNDA AİLESİNDEN ÖZÜR DİLEDİ

Oğlu bir süre önce geride bir veda mektubu bırakarak giden orta yaşlı bir anne ise, adeta feryat edercesine, "Çocuklarımızı zehirleyen islami maskeli selefilere karşı herşey yapmaya hazırım, isimlerimizi vermiyorsak korkumuzdan değil, çocuklarımızın güvenliğini düşünmemizdendir" açıklamasında gergin ve duygusal dakikalar yaşadı. Genellikle eğitimli gençleri hedefleyen selefilerin, "aile içindeki sorunları", şeriat yanlısı çıkarları için kullanmaya dikkat ettikleri açıklandı. Ailesini terk etmeden önce geride bir veda mektubu bırakan genç, ailesine çağrıda bulunarak gelişmelerden dolayı kimseyi sorumlu tutmayın ifadesinden sonra, yaptığı hatalar için özür diledi ve "geride bıraktığım kitapları okuyun" tavsiyesinde bulundu.

Çoğunluğu Alman vatandaşı yaklaşık 30 gencin Hamburg'dan  Suriye'ye savaşmak için gittiğinin açıklandığı danışma gününde, ailelerdeki çaresiz ve umutsuz bekleyişin, geride kalan aileler için acı bir tecrübe olmasına dikkat çekilerek, sessizliğin çözüm olmadığı dile getirildi.

Selefilerin özellikle Türkiye kökenli ailelerin çocuklarını da etkilemeye çalışarak, Suriye’ye El Kaida için  savaşmak üzere yoğun faalliyetler içerisinde oldukları belirtildi. Ailelere, radikal islamcı selefiler konusunda gerekli önlemleri almaları ve çocuklarının sorunlarıyla zamanında ilgilenmeleri konusunda çağrıda bulunuldu.

Toplantıda kısa bir konuşma yapan Alirıza Şimşek (SPD) " Son günlerde çeşitli gazetelerde söz konusu olan selefiler ve radikal gruplarla Hamburg'un çeşitli semtlerinde ve okullarda yaşanılan olaylara duyarsız kalınamacağına" değinerek, bu olayların ancak siyaset , sivil toplum örgütleri ve devlet dairelerinin ortak çalışması ile çözülebileceğini ifade etti. Müslümanlığın bir hoşgörü dini olduğunu seleflerin müslümanlıkla uzaktan,  yakından alakası olmadığına değinen Şimşek,  gelişmeleri bazı radikal ıslam karşıtlarının müslüman düşmanlığı yapmak için kullanmalarına izin verilmemesi gerektiğine vurgu yaptı.