Konsolosluk binasına girdiğimde içerdeki kameradan görünmüş olmalıyım ki konsolosluk görevlisi yanıma geldi ve yine görevli eşliğinde sandıkların bulunduğu yere götürüldüm.

Yanımda fotoğraf makinası dahi yoktu. Sadece akıllı telefonum ve kimliğim vardı. Görevliler akıllı telefonum eğer elimdeyse onun görevlilere verileceğini belirtti. Almanya’da herkes birbirini tanır. Zaten salonda eş, dost ile merhabalaştım ve hatta ‘Hayır’ oyu verirken fotoğraf bile çektirdim onlara.

'RAHATSIZ MI OLDUNUZ'
 
Ancak salondan yani oy verme işlemi esnasında fotoğraf alamazdım. Çünkü gazetecilere yasak vardı. Yine konsolosluk görevlisi eşliğinde çıkış kapısına kadar getirildim. Konsolosluk görevlisine nedenini sordum, "Rahatsız mı oldunuz? Gazetecisiniz, o nedenle eşlik ettik, anlayışla karşılayın" cevabını verdi.
 
Açıkçası kendimi cezaevinden geçici olarak çıkarılmış bir suçlu gibi hissettim.

Bugün de Hamburg’da Türkiye ve Post gazetesi muhabirlerinden Hamburg Basın Birliği Başkanı, AKP’ye yakın çizgisiyle tanınan Erdal Altuntaş’ın sosyal medyada oy verme işlemleri esnasında konsolosluk salonundan  bir fotoğraf paylaştığını gördüm. Elbette burada sorun bir gazeteci arkadaşın fotoğraf çekip, çekmemesi olayı değil. Sorun son yıllarda konsolosluk çalışanlarının, diplomatların muhalif gazetecileri gözetlemesi ve eleştirel haberler yapan muhabirleri farklı bir kategoriye oturtması.


 
Burda akla gelen bir soru da, yabancı ülkelerdeki konsoloslar böylesine bir uygulama yapılması konusunda Ankara’dan mı talimat alıyor? Nitekim çifte vatandaşlığa sahip bir çok gazetecinin korku ve endişe nedeniyle Türkiye’ye gidemediklerini biliyoruz. Nitekim daha iki gün önce Alman basınında görgü tanıklarına dayanılarak yer alan bir haberde 'Ankara’nın elinde kara liste mi var?’ benzeri Kürt ve Alevi kökenli çifte vatandaşların Türkiye’ye girişinin yasaklandığı belirten bir haber yer almıştı.

GÜVENLİK GÖREVLİLERİ EŞLİK ETTİ
 
Benim gibi konsolosluk görevlileri  eşliğinde oy kullanan bir gazeteci arkadaşımız daha var. Almanya’da muhalif haber sitesi olarak tanınan Avrupa Postası adlı haber portalının Genel Yayın Yönetmeni Adil Yiğit’in başına da böylesi bir olay geldi. Adil Yiğit’e de üç güvenlik görevlisi kapı çıkışına kadar eşlik etti.
 
Oysa Hamburg Başkonsolosluğu, 27 Mart tarihinde oy verme işlemlerinde ilk gün birkaç dakika da olsa çekim yapılmak üzere kendilerine göre 'yandaş' gazetecilere e -posta gönderdi. Zaten son yıllardaki muhalif haberlerimizden dolayı bilgi alma hakkımız bir şekilde engellenmektedir.

'ACABA HAKKIMDA YASAK MI VAR'

Gazeteci Adıl Yiğit olayı şu şekilde yorumluyor ‘Konsolosluklar kendi çizgilerinde, kendilerini rahatsız etmeyecek haberler yazan gazeteciler ile irtibat içerisinde. Nitekim bu kişilere sürekli e-postalar gitmekte ve bir şekilde iletişim sağlanmaktadır. Oysa kendilerini eleştiren ve muhalif haberler yazanları ise akıllarınca cezaldırmaktalar Türkiye'de olduğu üzere 'terörist' muamelesi yapıyorlar. Konsolosluklar partizan anlaşıyı ile hareket ediyor. Açıkçası tereddütümden dolayı geçen yılki Türkiye seçimlerinde oy kullanamadım. Beni konsolosluğa almazlar diye. Çünkü yaptığım bir haber sonrası hakkımda konsolosluğa giriş yasağı konulmuştu. 27 Mart günü de referandum için oy kullanmaya tereddütle gittim. Acaba hakkımda yasak devam ediyor mu ? vs. diye. Oy kullandıktan sonra üç güvenlik görevlisi eşliğinde çıkış kapısına kadar getirildim. 37 yıl sonra ilk kez tereddütle oy kullandım. Konsolosluklar Ankara’dan mı yönetiliyor? Ankara’nın elinde muhalif gazetecilerin listesi mi var? Bütün bunları bilmek isteriz’ dedi.

Süheyla Kaplan / Almanya