Almanya’nın 45 şehrinde Siemens’i protesto ettiler. Siemens firmasının, merkezi Hindistan’da bulunan Adani maden şirketiyle birlikte, Avusturalya’da bir Adani şubesi açmak üzere 13 Ocak’ta yapacağı anlaşmayı protesto ettiler.

Siemens ve Adani’nin bu kömür madeni projesini başlatmaları halinde; Avusturalya’dan elde edecekleri yıllık kömür miktarı 60 milyon ton, -bizleri plastik poşet kullanmamaya alıştırmaya çalışırlarken- bu kömürün elde edilmesi sırasında havaya salacakları CO2 gazı 705 milyon ton civarında olacak.

Petrol-doğalgaz rezervleri, kanıtlanmış kömür madenleri ve kaya gazı-kömür yatakları gazı açısından zengin olduğu bilinen Avusturalya’daki bu yangınları Fridays For Futur çocukları: “Siemens hiç alevlendirmedi” biçiminde protesto ettiler.

***

Teknolojinin bu kadar geliştiği bir asırda; toprak sıcaklığının, hava durumundaki olabilecek değişimlerin hızla ölçülebildiği bir asırda yaklaşık 5 milyon hektarlık bir alanın yandığı (İstanbul’un yüzölçümünün on katından fazlası), milyonlarca hayvanın yandığı, binlerce insanın yangın tehlikesi atlattığı Avusturalya’da; bu yangınların bir doğal afetten çok, yeraltı kaynaklarına yönelik bir toprak üstü temizleme olduğu tahmin ediliyor.

Dünyanın yerle bir edilmesine karşı en azından “dur” demenin, seyirci kalmamanın umudunu-coşkusunu taşıyan bu çocuklar; bu olağanüstü hale karşı hemen ocak ayının ilk haftasında, Kuzey Almanya merkezli olarak Hamburg’da 4 günlük bir kongre yaptılar. “Bir yılı geride bıraktık, değişen hiçbir şey olmadı” başlığıyla, 300 kişinin katıldığı kongrelerinde ilk olarak 13 Ocak’ta yapılacak olan Siemens-Adani işbirliğini protesto etmeyi kararlaştırdılar. Arkasından da 17 Ocak’ta Almanya çapında, tek bir şehirde, Mainz’da merkezi bir eylem yapmayı kararlaştırdılar.

***

Onlar can havliyle harekete geçmişken; “iki başlı” bilimadamları da öğütlerini yinelemekten vazgeçmiyorlar. Bu “iki başlı” bilimadamlarının isimlerini ve çekirdekten yetiştikleri dini kurumları anmayı dahi gerekli görmüyorum. Bir profesör başı, bir yıldır yaptığı röportajlar, basın demeçleri, çıkardığı kitaptaki gibi: “Yürüyüşler yapmanın hiçbir kazanım getirmeyeceği bir çağdayız. Alın içeceklerinizi elinize, bir göl kenarına ya da bir ormana gidin. Doğanın keyfini çıkarın. Ömrünüz yettikçe, elinizden geldiğince siz doğayı koruyun. Doğa hakkında bilinçlenmeye devam edin” öğütlerini yinelemeye devam etti. Diğer profesör başı da: “Bireysel çabaların hiçbir anlamı yok. Anlamsız-hedefsiz sokak gösterilerinin de. Parlamento binalarının önüne gidin, parlementerleri zorlayın. Ve bundan usanmayın” öğütlerini yinelemeye devam etti. Fridays For Futur çocukları da kendi merkezi sayfalarında, bu koca iki profesörle adeta dalga geçercesine: “Dün ormana bisiklet sürmeye gitmiştik. Gördüğümüz çöpleri topladık. Çöp kutusuna attık. Üşenmedik. Bugün de parlamentonun değil, Siemens’in önüne gittik. Onun kömür madenlerine göz dikişini protesto ettik. Hamburg’daki seçim öncesi, parlamento binasının önünde de eylem yapacağız. Yani hepsini yapıyoruz biz. Bütün bu yaptıklarımız gayet de anlamlı . Dünyanın yerlebir edilmesine sessiz kalamadık, kalmayacağız...” gibi mesajlarla karşılık verdiler.

“Okul Boykotlarının Yıldönümü” (merkezi olarak “İklim Grevi” yazılsa da, şehirlerin yerel sayfalarında “Okul Boykotu” ifadesi kullanılmaya devam ediliyor), “Bir yıl geçti, değişen hiçbir şey yok. Saatler ilerliyor” sloganlarıyla, 17 Ocak’ta, saat 12’de, Mainz şehrindeki Ludwigstraße’de (“Die Uhr tickt! Großdemo am 17.01.2020” başlıklı sayfalardan daha detaylı bilgiler alınabilir) toplanılacak. Almanya’nın tüm şehirlerindeki çocuklar, o gün başka bir eyalette-şehirde gerçekleştirilecek bu eylem için okul müdürlüklerinden izin alabilecekler mi? Göreceğiz...

Ganime Gülmez / Giessen