Rauf’un annesi Medeni Aydemir, oğlunun IŞİD destekçileriyle tanışma sürecini şu sözlerle anlattı: “Rauf’un yaşamı beş sene önce arkadaş çevresinin değişmesiyle birlikte değişmeye başladı. Rauf, Dietzenbach’ta bulunan bir Afgan camisine gidip gelmeye başladı. O günden sonra oğlum çok değişti. Önce her gün namazını kılmaya başladı. Ben buna başta sevindim. Ama her geçen gün kendini daha fazla kaptırmaya başladı. Sakal uzatmaya, uzun beyaz elbise giymeye başladı.”


Oğluyla her akşam tartışmaya başladıklarını anlatan anne Medeni Aydemir, “Bize her defasında, ‘Allah yolundayız, cennete gideceğiz’ diyordu. Kısa süre içinde de Hac’a gideceğini söylüyordu” dedi.

‘CAMİ ARKADAŞIYLA EVE ÇIKTI’

Oğlunun durumundan endişelenip dayısının Thüringen’de bulunan döner dükkanına çalışmaya yolladığını anlatan acılı anne, sözlerini şöyle sürdürdü: “Orada da dayısına, ‘Sen burada domuz eti ve şarap satıyorsun’ demiş, tartışmışlar. Orayı da bırakıp tekrar yanımıza geldi. Kendisiyle yine çok konuştum, kendine çeki düzen vermesini istedim. Ama bu kez de Offenbach Marktplatz’daki bir camiye gitmeye başladı. Birkaç ay sonra ise, camiden bir arkadaşıyla eve çıkacaklarını söyledi, zorladı. Mecburen kabul etmek zorunda kaldım.”

İKİ HAFTADA EVLİLİK

Rauf’un bu sırada internetten akrabaları aracılığıyla Bosnalı Mirzada adında bir kadınla tanıştığını ve iki hafta sonra evlenmeye karar verdiğini aktaran Medeni Aydemir, evliliğe önce erken olduğu için karşı çıktıklarını ancak oğullarının ısrarı sonucu kabul etmek zorunda kaldıklarını söyledi. Mirzada’nın sadece gözleri görünecek biçimde kara çarşafa bürünen bir kadın olduğunu anlatan anne, sözlerini şöyle sürdürdü: “Düğün yapmayacağını, sadece imam nikahı kıyacağını söyledi. Biz de bunu kabul ettik. Bizim nikaha gelmemizi de istemedi; ‘Camiden arkadaşlar ve imam gelecek, sizin gelmenize gerek yok’ dedi. ‘Ben senin annenim, nasıl nikahına gelmem’ dedim ama yine de götürmedi. Evlendikten sonra bizim eve yakın bir yerde ev tuttular.”

İSTANBUL, BİTLİS, HATAY, SURİYE…

Rauf’un evlenmesi ardından her akşam işten çıktıktan sonra önce kendi evlerine gelmeyi sürdürdüğünü belirten Medeni Aydemir, anlatımını şöyle sürdürdü: “Neden eve gitmediğini soruyorduk. Her geldiğinde bana ve kız kardeşine uzun uzun sarılıyordu. Bir hafta sonraysa eşiyle birlikte iki haftalığına İstanbul’a gideceklerini, eşine oradaki camileri gezdireceğini söyledi. Çok ısrar edince kabul etmek zorunda kaldım. İstanbul’a gittikten sonraysa arayıp üç ay kalacaklarını söylediler. Kabul etmedim, ama dinletemedim. Birkaç hafta halasının yanında kaldıktan sonra eşini orada bırakıp Bitlis’e gitmiş; orada da iki ay kalmış. Bu sırada Mirzada hamile kalmış, Rauf tekrar İstanbul’a dönmüş. Ne zaman arasam telefonları kapalıydı. Halasını aradım, halası bana, Mirzada’yı kontrole götürdükleri sırada hastanede Rauf’a bir telefon geldiğini, konuşma bittikten sonra eşiyle Almanca bir şeyler konuştuklarını söyledi. Sonra da, ‘Almanya’dan bir arkadaşımız Hatay’a gelmiş. Onun yanına gideceğiz, oradan da birlikte Almanya’ya geçeceğiz’ demişler. Sonra, halasından battaniye ve yorgan alarak siyah bir minibüsle Hatay’a doğru yola çıkmışlar.”

‘BURADA YERİM RAHAT’

Rauf’un Hatay’dan Suriye’ye geçtiğini bir akrabalarını arayarak haber verdiğini, bir hafta sonra ise kendisinin de telefonla konuştuğunu anlatan anne, şöyle devam etti: “Eşiyle birlikte Suriye’de kalacağını söyledi. Çok konuştum, bizi nasıl bırakır da oralara gidersin dedim. Her konuşmamızda farklı bir şey söylüyordu. Eşi Mirzada da hemşire olduğu için sağlık yardımı yapacakmış. 4 defa telefonla konuştuk, hep geri dönmelerini söyledim, ama ‘Burada durumumuz iyidir’ diyorlardı. Mirzada bu sırada tekrar İstanbul’a gitmiş, iki hafta yabancı bir kadınla birlikte orada bir evde kalmışlar, ardından Suriye’ye geri dönmüş. Şimdi doğan kızlarıyla birlikte Suriye’de yaşıyorlar. Son konuştuğumuzda para istedi. Ben de ona, ‘Sana para göndermem. Eğer gelmek istiyorsan gelir seni alırım’ dedim. Her seferinde, ‘Burada mutluyum, gelmek istemiyorum, yerim güzeldir, burası artık evimiz oldu’ dedi.”

KIZINI DA GÖTÜRMEYE ÇALIŞTILAR

Rauf’un eşi Mirzada’nın kızı Feride’yle Facebook üzerinden konuştuğunu da anlatan acılı anne, Mirzada’nın Feride’ye de “Sen de buraya gel, burası çok güzel. Gelmek istersen başka bir arkadaş daha var, onunla birlikte gelmenizi sağlarım” dediğini ve ikna etmeye çalıştığını, kızının ise onları geri dönmeye ikna etmeye çalıştığını anlattı. Rauf’un da Facebook’tan en son bir buçuk ay kadar önce iletişim kurduğunu ve Offenbach’taki bir evin deposundaki kışlık giyecekleri kendisine ulaştırmalarını istediğini aktaran Medeni Aydemir, oğlunun eşyaların Tatvan’daki birine gönderilmesini istediğini, o kişininse eşyaları kendisine teslim edeceğini söylediğini anlattı. Anne, teslimat için halen adres beklediğini de ekledi.

POLİS UZUN SÜREDİR TAKİPTEYMİŞ

Rauf’un kendilerine internet üzerinden sınırda çekilmiş bir fotoğrafını da gönderdiğini kaydeden Medeni Aydemir, fotoğrafta oğlunun elinde kalaşnikof silahla tel örgülerin başında görüldüğünü belirtti. Oğluna geçimini nasıl sağladığını da sorduğunu, “Burada bize her türlü yardımı yapıyor” cevabını aldığını anlatan Aydemir, oğlunu arama çabalarının devamını şöyle özetledi: “Akrabalarımla birlikte Offenbach’ta IŞİD’’lilerin adamı olarak bilinen biriyle konuştuk. Rauf’u sorduk. Adam bana, ‘Biz bu kadar erken gideceğini tahmin etmiyorduk’ dedi. Rauf’un Suriye’ye gittiğini ve artık yapılabilecek bir şey olmadığını söyledi. Ardından polis de mektup göndererek beni çağırdı. Onlar da bana Rauf’un Suriye’de olduğunu, orada IŞİD’e katıldığını söylediler. Her şeyi en baştan biliyorlarmış. Camiyi takip altında tutuyorlarmış. Hatta bana Rauf’un camiye girerken çekilmiş sakallı bir fotoğrafını gösterdiler. Bana, ‘Oğluna konuş, geri dönüp gelsin. Yoksa bütün hakları ölür ve vatandaşlığı silinir’ dediler.”

‘EVLADINIZA SAHİP ÇIKIN’

Gözyaşları içinde oğlunu böyle bir süreçle kaybettiğini anlatan anne, sonra olarak Avrupa’daki ailelere çağrıda bulundu: “Bütün anne ve babalara sesleniyorum. Ben oğlumu kaybettim. Halen yaşıyor ama beyni yıkanmış durumda. Çocuklarınıza sahip çıkın. Her gün çarşıda gençleri görüyorum. Daha çocuk yaştalar ama sakal bırakmışlar, uzun beyaz elbise giyiyorlar. Evladınıza sahip çıkın.” ANF