Türkiye kökenli göçmenlerin yoğun olarak yaşadıkları Altona Belediyesi (SPD) tarafından düzenlenen törene Süleyman Taşköprü’nün babası, annesi ve kardeşinin yanı sıra Federal Hükümetin Göç, Mülteci ve Uyum'dan Sorumlu Bakanı Aydan Özoğuz, Hamburg Kültür Senatörü Prof. Barbara Kisseler, Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Cem Özdemir, sokağa Taşköprü isminin verilmesi önergesini sunan Belediye Meclis Üyesi Yusuf Uzundağ (Yeşiller), eyalet milletvekilerinden Christiane Schneider (Sol Parti), Kazım Abacı (SPD), Filiz Demirel ( Yeşiller) ile Hamburg Başkonsolosu Fatih AkNSU cinayetleri konusunda ombudsman olarak atanan Barbara John ile Altona Yeşiller Meclis Başkanı Frank Toussaint katıldı.



Tören esnasında bir grup sessiz gösterici ellerindeki dövizlerle NSU soruşturmasının detaylı olarak baştan araştırılmasını talep ederek, Taşköprü adının neden vurulduğu sokak Schützenstraße'ye verilmediğini sordular.



SENATÖR KISSLER: SOKAK İSİMLERİ YAŞANAN OLAYLARIN UNUTULMAMASINI SAĞLAR

2000-2006 yılları arasında 8'i Türkiye kökenli 10 kişiyi öldüren NSU terör çetesinin üçüncü kurbanı (27 Haziran 2001) Taşköprü'nün öldürülmesinin 13. yıldönümünde konuşan Senatör Prof. Kisseler,



“ Aşırı sağcı şiddet unutulmasın diye bugün bu sokağa onun ismini veriyoruz.  2012 yılının Aralık ayında Schützen sokağına iki anıt taş dikilidi. Birinde öldürülen 10 kurbanın ismi yazılı. ikincisinde ise, Taşköprü'nün adı var. Hem o'nu onura etmek, hemde olayın açıklığa kavuşması ayıbının bu kadar uzun sürmesine karşı bir uyarıdı anlamında. İsminin bu sokağa verilmesiyle ırkçılığa müsamaha gösterilmeyeceğinin mesajını vermek istiyoruz. Karşılklı saygı ve barış içinde yaşamanın yolu buradan geçmektedir. Hamburg gibi dünyaya açık bir şehirde tüm yurttaşlar ancak böyle güven içinde yaşayabilirler. Sokak isimleri hem insanları onurlandırır, hem de yaşanan olayların unutulmamasını sağlar" dedi. 



 GÖÇ, UYUM VE MÜLTECİLERDEN SORUMLU BAKAN AYDAN ÖZOĞUZ TAŞKÖPRÜ AİLESINDEN ÖZÜR DİLEDI

Federal Hükümetin Göç, Mülteci ve Uyumdan Sorumlu Bakanı Aydan Özoğuz (SPD) ise, " 4 Kasım günü bir banka soygunu sonrası polis takibindeki iki kişi intihar etti. Bir kadın da kaldığı evi ateşe verdi.10 kişinin ölümünden sorumlu, Köln Keup sokağını bombalayan ve 14 banka soygunu gerçekleştirenlerin aynı kişiler olduğu açığa çıktı. Sevgili Taşköprü ailesi; Bugün sizden özür diliyouz.Bu özür aynı zamanda resmi daireler, toplumun büyük bir kesimi ve basın adınadır. Sizler uzun seneler toplumdan dıştalandınız. Keup sokağı olayındaki gibi, polis soruşturması yakınlarınız ve aileniz arasında sürdürüldü ve yalnızlığa terkedildiniz" dedi.



AYDAN ÖZOĞUZ'DAN İLK KEZ ALMANYA YARGI SİSTEMİNE IRKÇILIK KONUSUNDA SERT ELEŞTİRİ

Bakan Özoğuz Başbakan Merkel'in konuşmasını örnek gösterip, verilen sözlerin yerine getirlmediğine değindi.

Başbakan 23 Şubat 2012'deki bir anmada şunlari söylemişti." Cinayetleri işleyen suçluların, yardımcılarının ve arka plandakilerin açığa çıkarılması için tüm eyaletlerdeki birimler, daireler en yüksek kapasiteyle çalışmaktalar.Hukuk devleti çerçevesinde gerekenler yapılacaktır." Bu konuşmanın üzerinden iki yil geçti. Federal Parlamentodaki araştırma komisyonu üyesi olarak, polisin, soruşturma komisyonunun ve istihbaratın yaptıklarına dönüp bir baktığıimda cevaptan çok, sorular vardır.,



ALMANYA'DA IRKÇILIK KÜÇÜMSENDİ

Nasıl oldu da senelerce resmi dairelerin haberi olmadan bunlar yaşandı? Araştırma komisyonu şu sonucu göstermiştir. Cinayetler polis ve Anayasayı Koruma Teşkilatı tarafından ya görmezden gelindi, ya da zararsız gibi gösterildi. Almanya'da resmi daireler, politikacılar, toplumun geniş bir kesimi ve basın aşırı sağ tehlikesini dikkate almadığı gibi, senelerce küçümsemiştir.Poliste, istihbaratta, adli çevrelerde ve yargı sisteminde göçmen kökenlilerin oranı yükseltilmeli ve bu dairelerde çalışanlar ırkçılık konusunda bilinçlendirilmelidir" dedi.



CEM ÖZDEMİR: ANAYASAYI KORUMA ÖRGÜTÜ YENİDEN İNŞA EDİLMELİDİR

Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Cem Özdemir ise, NSU tarafından öldürülen Süleyman Taşköprü'nün geride kalanlarının yıllarca acılarıyla baş başa bırakıldığı belirttikten sonra, ailesinin 10 yıldan fazla bir zaman olayın faili muamelesi yaşadığına değindi. "Alman devleti, yargı sistemi ve politikacıları NSU cinayetlerini tam manasıyla açıklığa kavuşturma sorumluluğuyla karşı karşıyadırlar" dedi. Bugüne kadar Federal Parlamentodaki yapılan NSU Araştırma Komisyonlarından yeterince sonuç alınamadığına değinen Özdemir, cinayetlerin tam manasıyla çözülebilmesi için ikinci araştırma komisyonuna ihtiyaç vardır açıklamasına yer verdi. 



SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİNDEN KALANLARLA IRKÇILIĞA KARŞI MÜCADELE OLMAZ

Cem Özdemir, Alman istihbaratI ve polisinin sağ gözü kör olmamalıdır açıklamasından sonra, '' Görülmektedir ki Anayasayı Koruma Teşkilatı ve polisinin ihmali haddinden fazladır. Aşırı sağ ile mücadele için genç, dinamik ve olaylardan haberdar bir teşkilata ihtiyaç vardır" dedi.Özdemir konuşmasında, "İstihbartta köklü bir değişiklik yapılmalıdır.Hatta tam manasıyla fesh edilmelidir. Almanya'nın elbette ki Anayasayı Koruma Örgütüne ihtiyacı vardır, ama aşırı sağ ve ırkçılıkla mücadele konusunda tecrübeli olan, soğuk savaş döneminden kalanlarla değil elbette ki" dedi.