SEÇİM SONRASINDA YEŞİLLER PARTİSİ MİLLETVEKİLİNDEN U DÖNÜŞÜ

Parti Disiplin Kurulu toplantısında ifadesi alınan Güçlü’nün Türk Federasyonu’nun toplansına katılmış olmasını ‘hata’ olarak kabul ettiği ve bu tür organizasyonlara karşı mesafeli durduğunu belirttiği ifade edildi.

Yeşiller Partisi basın merkezinden yapılan yazılı açıklamada parti Disiplin Kurulu'nun Güçlü’yü parti üyeliğinden ihraç edemeyeceği yönünde karar verirken, disiplin kurulu tarafından Türk Federasyonu'na konuşmacı olarak katılan Güçlü’yü sert bir şekilde eleştirdiği ifade edildi.

Parti Meclis Grubunun 23.03.2015 (Pazartesi) günü Güçlü ile biraraya geleceği ve Disiplin Kurulu'nun kararını masaya yatıracağı toplantının Güçlü'nün "hasta olması" nedeniyle iki hafta sonraya tehir edildiği öğrenildi.

Güçlü 15 Şubat’ta gerçekleştirilen Hamburg eyalet seçimleri öncesinde Türkçe basına gönderdiği mailinde ‘toplantıya gitmiş olmasını’ bu işin arkasındayım şeklinde açıklamada bulunmuştu.

NEBAHAT GÜÇLÜ'DEN FARKLI YANILTICI AÇIKLAMA 
 
Yeşiller partisinin konuyla ilgili basın bildirisi sonrası sosyal medya üzerinden birçok kez olduğu üzere Nebahat Güçlü yine yanıltıcı bir açıklama yaptı. Güçlü şunları söyledi, “Uzlaşma Mahkemesinin kararı sevindirici. Söz konusu olayla ilgili daha önce kamuoyuna yönelik yapmış olduğum açıklamaları bugüne kadar kabul etmeyen Hamburg Yeşiller yönetimi, Uzlaşma Mahkemesi’nin de açıklamalarımı inandırıcı bulmasıyla birlikte bu açıklamaları kabul etmek zorunda kaldı”.

Güçlü açıklamasına şu şekilde devam etti: “Yeşiller yönetiminin de, hakkımda açmış olduğu ihraç davasının gerek insani, siyasi ve gerekse hukuksal açıdan her yönüyle yanılgı olduğunu görmüş olduklarını ümit ediyorum. Tüm bu zor süreçte yanımda olan herkese ve özellikle değerli avukatım Christian Maaß’a çok teşekkür ediyorum”.

ALMANYA KÜRT TOPLUMU BAŞKANINDAN GÜÇLÜ’YE SERT TEPKİ




Almanya Kürt Toplumu Başkanı Ali Ertan Toprak konu ile ilgili olarak ‘’Acaba onu seçen milliyetçi Türkler kendilerini simdi nasıl hissediyorlar??? Herkesi haftalardır enayi yerine koyup hiç bir sey olmamış gibi davranmak büyük bir marifet ister. "Yiğidi öldür hakkını yeme" güzel bir Atasözü. Bu konuda kimse hamfendinin eline su dökemez! Tam Aziz Nesinlik bir hikaye diyeceğim. Ama komik değil’ şeklinde açıklamada bulundu.



Hamburg Alevi Kültür Merkezi Gençlik Örgütü Temsilcisi Barış Öneş ise, seçimlerden önce Güçlü’nün sağcı kökenli seçmenlerle dayanışma içinde olduğu ve ‘Türk Federasyonu gecesine katılmayı bir hata olarak görüyorum ‘şeklindeki açıklamasının kamuoyunu ikna etmediğini açıkladı.

TANER AKÇAM GÜÇLÜ İÇİN 'MHP RAPORU' HAZIRLAMIŞTI

Hamburg Türk Toplumu başkanı Nebahat Güçlü'nün 15 Şubat eyalet seçimleri öncesi MHP'nin yurtdışı teşkilatı Türk Federasyonu tarafından düzenlenen "Kültür ve Ülkü Şoleni" toplantısına partisinden izinsiz olarak katılmasının ardından partisinden “Aşırı sağcı ve milliyetçi çevrelerin oyuna ihtiyacımız yok” şeklinde eleştiriler alarak adaylık çekilmesi istenmişti.

Bunun üzerine Güçlü Amerika'da yaşayan Devrimci Yol eski (Dev-Yol) yöneticisi Prof. Taner Akçam ve Hamburg’da sosyolog Yaşar Aydın’dan partiye sunmak üzere MHP konusunda bilirkişi raporu hazırlatmıştı.

Yeşiller Partisi için hazırladığı MHP raporunda Akçam şöyle demişti:

MHP’nin 1980’li yılların ikinci yarısından itibaren AKP ve CHP gibi sıradan bir parti olduğuna dikkat çeken Akçam, 1990’lı yıllarda şehirlerde Kürt-Türk savaşı çıkmamasını MHP’nin olumlu tavrına bağladı. 2000’li yıllarda MHP’nin kendisini “darbe çağrıları”nın dışında tuttuğunu belirten Akçam, 2014 yılı Ekim ayındaki Kobani olayları sırasında MHP’nin yapıcı tutumu nedeniyle HDP’nin MHP’ye teşekkür ettiğini açıkladı.

Akçam, raporun son bölümünde MHP’ye ilişkin şunları söyledi: “Tekrar etmek isterim ki, eğer Türkiye 1990′lı ve özellikle de 2000′li yıllarda, iç savaşa da yol açabilecek bir şiddet ortamına sürüklenmemiş ise, MHP’nin bu konudaki ısrarlı tutumunun özel bir yeri vardır. Görüşlerini beğenmeyebiliriz, fakat parti sivil demokratik normlara uyan ve saygı gösteren her hangi bir partiden farksızdır. Ve hatta, eğer geçmişi de düşünülürse, Türkiye’de bu özelliği ile diğer partilerden daha da sorumlu davranmaktadır.”