Türk istihbaratı MİT adına Almanya'da casusluk yapmakla suçlanan Mehmet Fatih Sayan ile ilgili dava 7 Eylül tarihinde Hamburg'da başlamıştı.

Hamburg Eyalet Yüksek Mahkemesi'nde görülen dava iddianamesinde sanığın "2013 yılından beri Türk Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) için çalıştığı ve 2015 sonbaharında genel olarak Almanya'daki Kürtleri, özel olarak da Almanya Demokratik Kürt Toplum Merkezi'nin (NAV-DEM) o dönem başkanlığını yapan Yüksel Koç'u ve ailesini yakın takibe almakla görevlendirildiği" belirtiliyor. 

Federal Savcılık, sanığı "Eylül 2015-Aralık 2016 döneminde münferit kişiler ve Kürt kuruluşları ile ilgili bilgi toplamak ve casusluk faaliyetleri karşılığında 30 bin euro kazanç elde etmekle" suçluyor. 13 Ekim tarihinde son bulacağı açıklanan davada sanık Mehmet Fatih Sayan'ın suçlu olduğu kanıtlanırsa, 5 yıla kadar cezaya çarptırılması sözkonusu.

DAVANIN ANAHTAR TANIĞI CİHAN EROL HERŞEYİ AÇIKLADI

Almanya'nın Hamburg kentinde devam eden "MİT ajanı" davasında polise ve mahkemeye verdiği ifadesiyle anahtar bir konumda olan Sayan'ın eski sevgilisi Cihan Erol, (24) dün Hamburg'da devam eden duruşmaya kalın güneş gözlüğü, kafasında foteri ve onu koruyan 5 görevli kişiyle geldi.

Mahkemede yüksek sesli ve heyecanlı konuşmasıyla dava hakiminin çeşitli kereler uyardığı Cihan Erol ifadesinde, Mehmet Fatih Sayan'ın MİT adına faaliyetler içinde olduğundan ilk önceleri haberdar olmadığını belirtti. Evde temizlik yaparken Sayan'ın seyahat ve laptop çantasında tasadüfen gördüğü hayati önemdeki yazılı belgelerden dolayı, Kürt politikacıları bilgilendirmek için, Özgür Politika gazetesi ile ilişkiye geçtiğine yer verdi.

MİT ADINA ÇALIŞTIĞINI SONRADAN ÖĞRENDİM

Sanık Sayan'ın MİT adına faaliyetlerinden ilk önceleri haberdar olmadığını ve onun kendisini bir robot gibi kullandığını belirten tanık Cihan Erol, dava hakiminin "MİT adına siz de çalıştınız mı" şeklindeki sorusuna karşılık ise "ASLA" diye yanıt verdi.

Mehmet Fatih Sayan'ın, 'MİT adına çalıştığına emin olduktan sonra, neden Alman polisine başvurmadınız' şeklindeki soruya ise, "Ben kimseyle sorun yaşamak istemedim. Ülkeme geri gidecektim. Sadece Yüksel Koç, Zübeyir Aydar ve Remzi Kartal'in isimleri belgelerde geçtiği için onlardan biriyle görüşerek kendilerini uyarmak istedim" dedi.

Sanığın olayın açığa çıkmaması için kendisini ölümle tehdit ettiğine de yer veren Cihan Erol, aileler arasında karşılıklı kan dökülmelerin ve öldürmelerin olmasını istemedim, Bundan dolayı bir süre sessiz kaldım ifadesinde bulundu.

CİHAN EROL: CEBİNDEKİ TOMAR TOMAR PARALARA NE DİYELİM?

Sanığın 'PKK ile aramı mı açmak istiyorsun? Aramızdaki açık hesaptan dolayı benden intikam mı almak istiyorsun? Peki PKK içinde dağda olan teyzemin kızına ne diyorsun?' şeklindeki sorusuna da, Cihan Erol şunları söyledi: 'Teyzenin kızının dağda olduğunu ailenden duyduğunda, Remzi Kartal'ı arayarak "onu üst kademeye getirin" demedin mi? O da sana tepki göstererek, "teyzen kızının diğerlerinden farkı nedir cevabını vermedi mi?" yanıtına sessiz kaldı.  

BENİ KADIN JAMES BOND YAPMAK İSTEDİ

Sanığın kendisinden bir James Bond yaratmak istediğini de belirten Cihan Erol, sanığın kendisine Bremen'deki kürt kadın politikacılar ile ilişkiye geçmesi ve bilgi aktarması karşılığında ise ayda 5 bin euro vaat ettiğini açıkladı. Bu teklifi kesinlikle reddetiğini belirten Cihan Erol, bu sırada sanığın " Ben bir öğrenci olarak nasıl bu kadar parayı sana verebilirdim" şeklindeki sorusuna ise, "cebinde tomar-tomar parayla ülkeden ülkeye ben dolaşmadım. Her ay sık sık Türkiye ziyaretlerini de ben yapmadım. Bir öğrenci bu kadar harcamayı nasıl yapabilir?" yanıtına ise sessiz kaldı.