Yeşiller Partisi Federal Milletvekili, Memet Kılıç'ın konuya ilişkin açıklamasında şu sözlere yer verildi,



Türkiye ile Avrupa Ekonomik Topluluğu (Birliği) arasında imzalanan Ortaklık Antlaşması’nın (12 Eylül 1963) 50.yıldönümüne ilişkin Yeşiller Partisi Federal Milletvekili, Göç Politikaları Sözcüsü Memet Kılıç şu açıklamada bulundu:

Yarın (12 Eylül) Ortaklık Antlaşması’nın 50.yıldönümü, yani Türkiye ile Avrupa Birliği arasında verilen sözler tam yarım asırdır ihmal edliyor. Avrupa Adalet Divanı’nın (ABAD) Avrupa Birliği sınırlarında yaşayan Türk vatandaşları ve ailelerinin Ortaklık Antlaşması'na bağlı haklarına dair elliden fazla kararı var.

Yeşiller Partisi Federal Meclis Grubu olarak "Türk Vatandaşlarının Avrupa Ekonomi Topluluğu (AET) ile Türkiye arasında İmzalanan Ortaklık Antlaşması'ndan (1963) Doğan Haklarının Alman Yasalarında Uygulanması”nı (Meclis Kayıt Nr. 17/12193) öngören bir yasa teklifini bu sene meclise sunduk. Antlaşma, özellikle serbest işgücü dolaşımı, hizmet ve yerleşim serbestliği alanlarında AB vatandaşlarına tanınan haklara benzer haklar öngörüyor. Ne var ki üye devletler bu hakları gasp ediyorlar.

Antlaşma, Türk vatandaşlarına ulusal yasalardan bağımsız Avrupa hukukuna dayanan özel bir yerleşim hukuku rejimi sunuyor. Yasa teklifinde bu özel hukukun uygulamada karşılık bulmasını istiyoruz. Özellikle ABAD'ın kararlarında öne çıkan‚ kötüleştirme yasağı (standstill maddesi) yasa teklifinde önemli konuma sahip. Bu madde antlaşmaya taraf olan ülkelerin birbirlerinin vatandaşlarına, antlaşmanın yürürlüğe girdiği tarihteki koşullardan kötü düzenlemeleri yasaklıyor. Kısacası Türk vatandaşları için antlaşmaya taraf üye ülkelerde şimdiki yasalar değil, 1980, 1976 ve 1973 yıllarındaki yasal durum geçerlilik kazanıyor. Kötüleştirme yasağının Alman ulusal yasalarında karşılık bulmasını hedefliyoruz.

Yasa teklifinde yer alan düzenlemeler kısaca hatırlatalım:
"-Özel oturum izni: Türk vatandaşlarına ivedilikle oturum izni düzenlenmesini öngörüyoruz. Bu oturum izni en az 5 yıl süreli olmalı ve Ortaklık Hukuku'na bağlı olarak sürekli oturum hakkı tescillenmelidir.

-Yerleşim izni: Yerleşme izni Ortaklık Hukuku kapsamında yer alan kişilerin beş yıllık ikametine ve iş piyasasına entegrasyonlarına bağlanmalıdır. Emekliler ve iş yaşamından erken ayrılanlara özel düzenlemeler getirilmelidir. Bu düzenleme "kötüleştirme yasağı'na istinaden mahkeme kararlarıyla Ortaklık Hukuku'nu uyumlu hale getirir.

-Aile birleşimi ve eşler için bağımsız oturum hakkı: Aile birleşimiyle göç eden eşlerin ülkeye girişlerinden önce Almanca bilgisi edinmeleri şartı kaldırılmalı, evlilikten bağımsız ikamet izni için gerekli görülen asgari evlilik süresi yeniden iki yıla indirilmelidir.

-16 yaşın altındaki çocuklar için kolaylıklar: Anne veya babasının Ortaklık Hukuku'na bağlı oturum hakkı bulunması halinde 16 yaşından küçük çocuklar vizesiz seyahat edebilmeli ve oturum izni gerekmeksizin ailelerinde kalabilmelidir. Bu değişiklikle kötüleştirme yasağına uyularak, Yabancılar Yasası'nda 1965'ten 15 Ocak 1997'ye kadar geçerli olan uygun düzenleme yeniden tesis edilir.

-Oturum izni kaybı: Mevcut haliyle kötüleştirme yasağına aykırı olan oturum kaybı Türk vatandaşlarına uygulanamaz. Oturum izni kaybı olabildiğince AB vatandaşlarına sunulan haklara benzer şekilde düzenlenmelidir.

-Kısa gezilerde vize serbestliği: Ortaklık Antlaşması'nın Türk vatandaşlarına 3 aya kadar süren seyahatlerinde vize serbestliği sunan maddesinin uygulanmasını istiyoruz. Bunu daha önce başka önergelerle de Meclis'e sunmuştuk (Meclis Kayıt Nr. 17/3686, 17/9951)

-Oturum izni ücretleri: Türk vatandaşlarının oturum ücreti serbest dolaşıma tabi İsviçre vatandaşlarıyla, yerleşim izni ise Avrupa Birliği vatandaşlarının AB vatandaşı olmayan aile fertleriyle eşit tutulmalıdır.

-Memuriyete Giriş: Federal Memuriyet Mevzuatı'nda yapılacak değişikliklerle Türk vatandaşlarının memuriyette AB vatandaşları, Avrupa Ekonomik Sahası (EWR) ülkelerinin vatandaşları ve İsviçre vatandaşlarına sunulan haklardan faydalanabilmelidir.