Almanya'da Kömür Komisyonu'nun aldığı kararlar çevrecileri öfkelendirirken, enerji tekellerinin derin bir nefes almasına neden oldu. Zira kömür yakarak elektrik üreten termik santrallar 20 yıl daha çalışmaya devam edecek.

Öncelikle enerji patronları, sendika ve çevre temsilcileriyle, bilim adamlarından oluşan 28 kişilik Kömür Komisyonu'nun aldığı kararlara bakalım.

25 Ocak tarihinde toplanan komisyonun aldığı kararlara göre, termik santrallerin kapatılma tarihi en geç 2038 yılı olacak. Yani santraller 20 yıl daha çalışacak. Kapatılacak santrallerin bulunduğu eyaletlere ise federal bütçeden 20 yıl içerisinde yaklaşık 40 milyar Euro yardımda bulunulacak.

Alınan bu karar, sosyal medyada "Kokolores" yani "saçmalama" şeklinde yorumlandı. 1920'li yıllarda Almanca diline giren Kokolores kelimesi "kokain çekip saçmalamak, zırvalamak" anlamında kullanılıyormuş. Eleştirenler ironi yapmışlar ancak, komisyon üyeleri kokain çektikleri için bu kararların altına imza atmadılar. Olsa olsa paranın kokusunu çekmişlerdir içlerine!

Gerçek durum ne?

Denizlerin tahmin edildiğinden daha hızlı ısındığı bilimsel raporlarla ortaya konuyor. Kutuplardaki buzulların da aynı şekilde hızla eridikleri bir vaka. Küresel iklimle ilgili ciddi riskler ortada dururken, bunda en fazla zarar veren kömür santrallerinin 20 yıl daha çalıştırılmasının bu süreci daha da hızlandıracağı ortada. Komisyon bu bilimsel verileri en hafif deyimle dikkate dahi almamıştır. Milyarlarca ton karbondioksit salınımının, atmosferin 1,5 derece ısınma sınırını nasıl zorlayacağından söz etmeye dahi gerek yok.

tekelleri ödüllendiriliyor

Sermaye çevreleri ve onun temsilcileri alınan kararları, enerji sektörünün çıkarları ile çevreciler arasında bir "uzlaşı" veya "ortada buluşma" şeklinde lanse ettiler. Halbuki, enerji tekellerinin çıkarları ile çevreyi koruma çabasında olanların ortada buluşacağı bir durum yok. Kömür santrallerinin çalıştığı her yıl, her gün, her saat dahi fazla. Özetle komisyon tekellerin azami çıkarlarını ön planda tutmuştur. Gerekçe olarak ise istihdam, dönüşüm ve yatırım için gerekli zamanı kazanma öne sürülüyor. Adı dahi klima ile ilgisi olmayan "Kömür Komis-yonu"nun enerji lobisi ile masaya oturarak klima için olumlu kararlar alması da beklenmiyordu zaten. Amacın baştan itibaren "tekellerin zararına olacak bir anlaşma" yapmamak olduğu apaçık ortada.

Atmosferini ısınmasıyla doğrudan bağlantılı doğa felaketleri ve bunlardan etkilenen milyarlarca insan onları fazla ilgilendirmiyor. Bu kararlar tekellerin hiçbir şey yapmadan milyarlar kazanmasına neden olurken, görüntüde "karbondioksit emisyonunu azaltma plan ve hedefleri" iğdiş ediliyor. Kararların açıklanmasının hemen ardından enerji tekeli RWE hisselerinin yüzde 8 değer kazanması dahi komisyonun kime hizmet ettiğini göstermeye yetiyor.

Tekeller kazanırken, 20 yıl zarfında kapanan santrallerin bulunduğu bölgelere yapılacak 40 milyarlık desteğin federal bütçeden karşılanması da aslında, tekellere doğrudan para aktarmak anlamına geliyor.

'Hiç yoktan iyi mi'!

Kararlara itiraz etmeyen kimi çevre kuruluşları ise bu durumu, "hiç yoktan iyidir" şeklinde değerlendirdiler. Buna karşın Greenpeace gibi çevre örgütleri esas olarak, Paris Klima Konferansı'nda alınan kararların uygulanması için mücadele etmeye devam edileceğini duyurdu. "Ende Gelände" adlı kömür karşıtı birlik ise yaptığı açıklamada, kömür enerjisinden bir an önce vazgeçilmesi için mücadeleye çağırdı. Açıklamada kararlar, "20 kirli linyit kömürü, 20 kirli yıl demektir. Hambach ormanlarında imkansızı başardık. Ve "Hambi" bir başlangıçtı. Kömür Komisyonu'nun aldığı korkunç kararları değiştirmek bizim elimizde" şeklinde değerlendirildi.

Kararların açıklanmasının ardından, değişik çevre örgütlerinin çağrısıyla Almanya çapında eylemler yapıldı. Berlin, Hamburg, Münih, Köln, Essen, Karlsruhe, Lausitz, Leipzig gibi kentlerde yürüyüş, miting, işgal gibi çeşitli eylemler düzenlendi. Görünen o ki, Kömür Komisyonu'nun aldığı kararlar, deklare edildiği gibi bir "uzlaşı" olmayacak. Öfke ve tepkileri daha da artırıp yaygınlaştıracak.

Kararları tersine çevirecek, santrallerin bir an önce kapatılmasını sağlayacak güç ise etkili protestolar ve bunların bir halk hareketine dünüşmesi olacak.

AZİZ KOÇYİĞİT / Yeni Hayat-Neues Leben