AKP İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, Almanya’nın Dessau kentindeki bir karakolda hayatını kaybeden ilticacı Oury Jalloh’un ölüm yıl dönümü münasebetiyle açıklama yaptı.

“Gözaltında gerçekleşen ölüm ve yaralanma vakalarının gereği gibi soruşturulması, emniyet ve yargı personeli tarafından sergilenen kurumsal ırkçılığa karşı etkin mekanizmaların oluşturulması Almanya’da uzun süredir ihmal edilen iki önemli husustur.” diyen Yeneroğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

“7 Ocak 2005 tarihinde, iltica başvurusunda bulunmuş olan Sierra Leoneli Oury Jalloh Almanya’nın Dessau kentindeki bir polis karakolunda ölü olarak bulundu. Jalloh, elleri ve ayakları bağlı haldeyken çıkan bir yangın neticesinde hayatını kaybetti. Yıllarca bu olayın bir intihar vakası olduğu söylendi. İnsanlar olayın gereği gibi soruşturularak aydınlatılacağını beklerken; savcılığın davayı sürüncemede bırakıp soruşturma neticesinde ortaya çıkan önemli delilleri örtbas ettiğine, polislerin olayın aydınlatılmasını engellediğine, onca delile ve güçlü cinayet şüphesine rağmen soruşturmaların savcılık tarafından sonlandırıldığına şahitlik ettiler. Sızdırılan bilirkişi raporlarına göre ise Jalloh’un cinayete kurban gitmiş olma ihtimali, ilk günden beri dillendirilen intihar ihtimalinden daha yüksek. Şimdi soruşturmaların başka bir başsavcılık tarafından tekrar başlatılması ümit ediliyor.

Gözaltında gerçekleşen ölüm ve yaralanma vakalarının gereği gibi soruşturulması, emniyet ve yargı personeli tarafından sergilenen kurumsal ırkçılığa karşı etkin mekanizmaların oluşturulması Almanya’da uzun süredir ihmal edilen iki önemli husustur. Artık âdeta gündelik yaşamın bir parçası hâline gelmiş olan ırkçı ve İslamofobik saldırıların kurbanları için emniyet birimleri destek alabilecekleri mercilerden ziyade kendilerini daha da güvensiz hissetmelerine sebep olan yerler hâline gelmiştir. Alman İstatistik Kurumu’nun verilerine göre polislere karşı başlatılan soruşturmaların yüzde 92’si sonuçsuz kalmaktadır. Bu oldukça endişe vericidir. Bunun sebebi, söz konusu soruşturmaları bizzat polislerin gerçekleştirmesi ve mesai arkadaşlarını koruma temayülünde olmalarıdır. Bilimsel araştırmalar Almanya’da kurumsal ırkçılığın oldukça köklü bir geçmişe sahip olduğunu ortaya koymaktadır. Artık ‘münferit olaylardan’ bahsetmek mümkün değildir. Ancak bu çarpık tabloyu düzeltmek adına elle tutulur hiçbir reform yapılmış değildir. Özellikle “Jalloh” vakası gibi vakaların hukuki ve siyasi yönden aydınlatılması çok öncelikli bir hususken, hükûmet veya siyasi partiler buna hiçbir şekilde öncelik vermemektedir. NSU soruşturması sürecinde art arda ortaya çıkan skandallar sebebiyle emniyet birimlerine karşı sarsılan güvenin yeniden kazanılması, bunun için de bu tür davaların eksiksiz bir şekilde aydınlatılması ve sorumluların gereken cezaları almalarının sağlanması gerekmektedir.

13 yıl önce bugün hayatını kaybeden Oury Jalloh’u anıyor, ailesine bir kez daha başsağlığı diliyorum.”