-Süheyla Kaplan-








„IŞIK EVLERİ BEYİN YIKAMA EVLERİ“




Yüksel Uğurlu ve Cornelia Uebel’in hazırladığı “İmamın Uzun Kolu-Fethullah Gülen Hareketi (Die stille Armee des Imam- Das Netzwerk des Fethullah Gülen) adlı belgesel Almanya“da büyük yankı uyandırdı.

Alman Der Spiegel dergisinin internet sayfasında Maximilian Popp tarafından 'Ne istedilerse onu yerine getirdim' başlığıyla verilen haberde Gülen cemaati hakkında Almanya'da çok az eleştirilerin olduğunu yazdı.

Haberde, Gülen cemaati ve onun ideolojisi hakkında yazmanın 'olumlu karşılanmadığı'  ve Fethullah Gülen“in 14 yıldan beri ABD'de yaşadığı kaydedildi. Ayrıca Gülen'cilerin en az 140 ülkede okulda, bankalarda, iş dünyasında, hastanelerde söz sahibi oldukları ifade edildi.

 

Gazeteci Ahmet Şık'ın Ergenekon soruşturması kapsamında „İmamın Ordusu“ adlı kitabını yayınlanmasından çok az bir süre önce tutuklandığı ve kitabında Türkiye'de yargı ile polis arasındaki ilişkilere dikkat çekilmişti.  

 

 Şık'ın tutuklandığı sırada üzerinde çalıştığı „İmamın Ordusu“ adlı kitabın "terör örgütü dokümanı" olduğu gerekçesiyle mahkeme tarafından kopyaları için toplanma ve el konma kararı verildiği hatırlatıldı.

 

 

„ALMANYA“DA GÜLEN HAREKETI HAKKINDA ÇOK AZ ELEŞTİRİ VAR“

Popp,  yazdığı makalesinde Almanya'da Gülen aktiviteleri hakkında çok az kritiğin olduğunu, Almanya'da okullarda, medyada, iş dünyasında cemaatin büyük bir loby oluşturduklarına dikkat çekiyor.

 

Makalede ayrıca Gülen cemaatinin kendisini „Liberal, modern ve demokratik“ olarak kamuoyuna yansıttığı belirtilirken, birkaç ay önce „sağ muhafakazar “ Frankfurter Allgemeine Zeitung adlı gazetede Reiner Hermann adlı gazetecinin Gülen ile röportaj yaptığı ve kariyerinin en üst basamağını elde ettiğine dikkat çekiliyor.

„DER SPIGEL DERGİSİ GÜLEN CEMAATİNİN BAŞKA BİR RESMİNİ ORTAYA KOYDU“

 

Maximilian Popp, Temmuz 2012'de „Fethullah Gülen hareketi Almanya“daki en Tehlikeli islami Hareket“ başlığıyla bir yazı kaleme aldığı ve bununla Gülen cemaatinin başka bir yüzünün yansıtıldığını yazdı. Makalede, Gülen“in taraftarlarını kontrol altında tutan bir cemaat olduğunu ve onun ideolojisinin tolerans ve hoşgörüden ziyade „güç ve nüfuz arayışı“ olduğu kaydedildi.

 

“WDR BELGESELİ CEMAATİN MASUM YÜZÜNÜ SARSAN BİR BELGESEL“

Haberde, WDR“de yayınlanan belgeselin Gülen cemaatini masum ve sivil hareket olarak yansıtan gücünü sarsan bir belgesel olduğu belirtildi.

 

Aylar öncesinden beri program yapımcısı Yüksel Uğurlu ve Cornelai Uebel tarafından hazırlandığı belirtilen belgeselde gençleri, Müslüman elitin toplumsal yaşantıdan nasıl uzaklaştırdığı yansıtıldı.

Program yapımcısı  Cornelia Uebel, Spiegel'e verdiği demecinde Fethullahçı medyanın herhangi bir toplantısı olduğunda kendilerini istekle davet ettiklerini ancak kritik sorularla karşı  karşıya kaldıklarında „hırçınlaştıklarını“ söyledi.

Makalede ayrıca, WDR'de yayınlanan belgeselde Gülen Hareketinin yükselişi, milyonlarca Müslümanın üzerinde etkisini artırdığı ve „cazibesinin“ etkili olduğu belirtildi.

 

Belgeselde Gülen'in hutbe verirken nasıl gözyaşı dölktüğünü, hatta Gülen'ci bir yandaşın onu bir Gandhi ve Mandela' ya benzettiği belirtildi.

 

IŞIK EVLERİ BEYİN YIKAMA

WDR“de yayınlanan belgeselde gazeteci Ahmet Şık ve CHP Milletvekili İlhan Cihaner ile yapılan röportaja da geniş yer verildi. Şık, Der Spiegel'e Gülen cemaatinin politik amaçları için dini kullandıklarını belirten bir demeç verdi. Ne kadar güç elde ederlerse o kadar agresivleşiyorlar“ dedi.

WDR'de yayınlanan belgeselde Işık Evleri'nde yetişen ancak daha sonra cemaatten ayrılan iki kadına yer verildi. İsmini vermek istemeyen eski Gülen cemaati yandaşı iki kadın „Bedenimiz ve düşüncemiz bu ideolojiye aitti. Benden ne istedilerse onu yerine getirdim“ dediler.

 

WDR“de yayınlanan belgeselde Ankara Üniversitesi öğretim üyelerinden Mustafa Şen, Münih'te sosyolog Ulrich Beck tarafından çıkarılan „sosyal dünya“ adlı dergide ışık evlerinin yeni bir nesil oluşturmak ve eğitmek için tek yol olarak göründüğünü ve buradaki eğitim askeri  kışladan daha sert olduğunu söyledi.

 

Şen ayrıca, hedeflerinin hayatın tüm alanını fethetmek ve dönüştürmek oldugğnu söyledi.

WDR“deki belgeselde ayrıca Eski Alman Meclisi Başkanı Hrıstiyan Demokrat Rita Süssmut“un da Gülen cemaatine yakınlığı ile bilinen Berlin“de Gülen lobysinin danışma kurulu üyesi olduğu ve Süssmuth'un Gülen cemaatini „diyalog ve hoşgörüden yana olduğu için" desteklediğini söyledi.

 

 

Öte yandan Neue Osnabrücker Zeitung ilginç bir noktaya değindi.



Belgesel yayımlanana kadar gizli tutuldu. Ne belgeselin yapımcıları ne de yazarlar araştırmaları konusunda ipucu vermedi.

Thomas Klatt imzalı haberde, böylesine önlemlerin 26 Haziran 2012 tarihinde yayımlanan Scientoloji tarikatı belgeseline yönelik bile alınmadığını vurguluyor.

ARD devlet televizyonunun belgeselin içeriğini bu denli gizli tutmasının nedeni Klatt'a göre, Cemaatin ihtiyati tedbir kararıyla belgeselin yine son anda yayımdan kaldırılması korkusu.
Klatt, "devlet televizyonu yani islamcı bir hareketten ABD tarikatından daha fazla mı korkuyor?" diye sordu.