Almanya Federal Anayasa Mahkemesi ( Bundesverfassungsgericht) HAMAS adına bağış topladığı gerekçesiyle 2010 yılında ülkede İnsani Yardım Vakfı (IHH) adına yürütülen faaliyetlere yönelik yasağı bir kez daha onayladı.

Davanın açılmasının ardından Türkiye'de faaliyet gösteren İHH, 2010 yılında Almanya'da yasak getirilen oluşumla ilgili kendileri arasında bir bağ olmadığını bildirmişti.

Alman İç İstihbarat Servisi Anayasayı Koruma Dairesi'nin verdiği bilgiye göre İHH HAMAS'a 6,6 milyon Euro değerinde bağış topladı. İHH'ya bağlı yaklaşık 600 üye bulunmaktadır.

İHH'nın uzun zamandan beri Gazze Şeridi'nde Hamas adına faaliyet gösteren "sözde" sosyal yardım derneklerini maddi açıdan geniş çaplı desteklediğini kaydeden dönemin Federal Icisleri Bakani Thomas de Maiziere (CDU),  "Hamas, İsrail ve Yahudi vatandaşlarına karşı şiddet uyguluyor ve böylece İsrail ile Filistin halklarının barışçıl bir şekilde anlaşmasını olumsuz yönde etkiliyor. Kuruluş gerekçelerinde bile İsrail'in mevcudiyet hakkını tanımıyor, siyasi ve dini hedeflerine ulaşmak için de şiddeti teşvik ediyor. Hamas, agresif ve mücadeleci bir şekilde İsrail devletinin bireylerine ve kuruluşlarına karşı, gerektiği takdirde terörist unsurlara da başvurarak zarar vermeye ve şiddeti körüklemeye çalışıyor" şeklinde görüş belirtmişti.  

O YARDIMLA TERÖR FİNANSE EDİLİYOR
Maiziere ayrıca 2010 yılında yaptığı açıklamada İHH'nın sağladığı maddi destekle Hamas'ın terör eylemlerini finanse ettiğini savunmuştu. "İHH'nin böylece bölgedeki şiddetin körüklenmesine neden olduğu için hakkında yasaklama kararı aldığını" bildiren Maiziere, "Alman topraklarından doğrudan ya da dolaylı yoldan İsrail devletinin mevcudiyet hakkına karşı faaliyet gösteren örgütler, ülkedeki örgütlenme özgürlüğünü ihlal etmiş olurlar. Bu nedenle İHH'yi yasakladım" şeklinde açıklamada bulunmuştu.

DÖNEMIN BAŞKANI MUSTAFA YOLDAŞ: KARAR UTANC VERİCİ

"Uluslararası İnsani Yardım Teşkilatı"nın (IHH) 2010 yilinda başkanlığını yürüten ve Hamburg'da uzman doktor olarak görev yapan  Mustafa Yoldaş, yasak kararının "utanç verici ve hukuka aykırı" olduğunu savunmuş ve karara karşı gerekli yasal işlemlerin başlatılacağını duyurmuştu. 

Süheyla Kaplan / Avrupa Postası