Berlin'deki IG Metall salonunda düzenlenen konferansa CHP Berlin Birliği Yöneticileri, ADD Berlin Üyeleri, çeşitli dernek ve sivil toplum örgütleri temsilcileri ile iş adamları katıldı.

Ertesi gün ise „Geçmişten Geleceğe Türkiye“ konulu konferans Münih'te devam etti. Sosyal Demokrat Halk Dernekleri Federasyonu (HDF) Genel başkanı Necip Şahin'in konuşmasıyla başlayan konferansta Balbay da konuşma yaptı.



Cumhurbaşkanlığı seçimini değerlendiren Balbay; "'
Prof. Dr.  Ekmeleddin İhsanoğlu, CHP'nin adayı değildi; bugünkü faşizan gidişe karşı toplumun yüzde 55'inin oyunu alma arayışının ürünü olarak belirlenmiş bir ortak payda adaydır. Bunu hepimizin desteklemesi gerektiğine inanıyorum" Recep Tayip Erdoğan'ın oluşturduğu birinci tehlike İslamcılığı değildir, faşizan bir diktatörlüğüdür. En önemli eksiklerden biri  muhalefetin bu topluma ben bu ülkeyi bu iktidardan daha iyi yönetirim diyeceği ve bunu kabul ettireceği bir seçenek sunamamasıdır" dedi.

‘’TMSF’NİN AÇILIMI TAYYİP’E MEDYA SAĞLAMA FONU HALİNE GELDİ’’

Balbay, hükumetin medya üzerindeki etkisi konusunda "Bugün medya çok kanallı tek sesliye dönüştü. Tasarruf Mevduat Sigorta Fonu (TMSF) bugün Başbakan'a medya satın almakla meşgul, başka işi yok. TMSF'in açılımı 'Tayyip'e Medya Sağlama Fonu' haline geldi" dedi.


„ Henüz yurtdışı yasağım geçen ay kalktı. Ben demir parmaklıklar arasında 5'yılımı kaybettim. Balyoz, oda TV, davalarında büyük işkenceler yaşadık. Davanın içeriğinde, ben Cumhuriyet gazetesi yazarı olarak suçlandığım konuların başında, kendi çalıştığım gazeteyi bombalamak diye hâkim karşısına çıktım. Bu suçlamayı ilk duyduğunuzda ister istemez ürperiyorsunuz.

 Örneğin, askeriyede görevli bir teğmen ve birde albaya siz askeriyenin önemli bilgilerini casusluk yoluyla sattınız, parasıyla da uyuşturucu alarak fuhuş yaptınız ve sonra da komutanınızı öldürmek için plan düzenlediniz diyerek Hâkim karşısına çıkardılar.  Böyle adil olmayan bir suçlama karşısında bu insanlar gururları karısında dayanamayarak intihar ettiler. Bir insan neye kıymet veriyorsa onu suç haline getirildiğini gözlerimizle gördük ve yaşadık.

Bu demir parmaklıkların ardında olmaktan öte bir şey. Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı Muammer Aksoy'ları öldürdüler ama yok edemediler. Onlar hep kalbimizde ruhları yaşamaya devam ediyor. Bütün yurtseverleri tutuklayarak şöyle düşündüler, bunların hepsi altı aydan fazla dayanamazlar. Mahkemeye pişmanlık dilekçesi vererek, bizleri ruhlarımızın katili yapmak istediler. Ama beceremediler. Duruşmalarda 3' bin saat hâkim karşısında durdum. Özel yetkilerle donatılmış mahkemelerde,  evrensel olarak bir sanık kendisini suçlayanı tanıma hakkına sahip olması gerekirken, maalesef insanoğlunun kabul edemeyeceği vahşi bir davayla karşı karşıya bırakıldık. Bu davalar sırasında 17'  masum insan hayatını kaybetti. Bu adaletsizlikleri batıya anlatırken, adeta batıyla dalga geçercesine demokrasi geliyor. Türkiye`de reformlar var diye aldatıldılar.

Bugün Türkiye'de hukukun siyah olarak kullanıldığı bir ülke konumundayız. Kendi topraklarında bayrağına yönelik saldırılara karşı aciz duruma düşen bir iktidar sınırları dışında yurttaşlarını nasıl koruyacak. Bizler salonlara sığmayacak kadar büyüdük, onlar ayakkabı kutusuna sığacak kadar küçüldüler. Bizler Atatürkçü düşünceyi bu ülkenin yönetiminde söz sahibi yaptığımız gün Muammer Aksoy'a olan borcumuzu ödemiş olacağız.

Başbakan Tayip Erdoğan en son konuşmasında, sabredin daha başlamadık diyor.  Bu Türkiye’miz için gerçekten tehlikeli bir oyunla karşı karşıyayız.  Prof. Ekmeleddin İhsanoğlu, hakkındaki düşüncem CHP'nin adayı değildi; bugünkü faşizan gidişe karşı toplumun yüzde 55'inin oyunu alma arayışının ürünü olarak belirlenmiş bir ortak payda adaydır. Bunu hepimizin desteklemesi gerektiğine inanıyorum“ dedi.