Güneşlı güzen bir havada geçen 'Hayır' gösterisine her kademeden çok sayıda Hamburglu katıldı. Bir grup gösterici tarafından söylenen direniş türkülerine kitle eşlik ederek topluca 'Tek adam rejimine 'Hayır' denildi.

'Hamburg 'Hayır' için çalıyor platformu adına Erhan Erdoğan'ın açılış konuşmasını yaptığı etkinlikte, Sol Parti Hamburg eyaleti milletvekili Deniz Çelik'te Almanca olarak bir konuşma yaptı.

İşte etkinlik sırasında Türkçe, Almanca ve Kürtçe dillerinde okunan ve gösteriye katılan yüzlerce gösterici ve çevreden geçenler tarafından çoşkuyla alkışlanan o konuşmanın tam metni: 

"Türkiye, kendi geleceğini belirleyen çok önemli bir kararın eşiğindedir. Geçtiğimiz Pazartesi gününden itibaren Avrupa ve dünyanın çeşitli yerlerinde öngörülen „anayasa değişikliğine“ Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları oy vermeye başlamıştır. 16 Nisan'da da Türkiye'deki seçmenler verecekleri „Evet“ ya da „Hayır“ oylarıyla nasıl bir sistemde, nasıl bir rejimde yaşamak istediklerine karar verecektir.

Bizler bu anayasa değişikliğini reddediyoruz!

Her türden demokrasinin, parlamenter veya başkanlık sisteminin en önmeli kriteri „güçler ayrılığıdır.“ Yasama, - meclis-, yürütme, -hükümet- ve yargı, -mahkemenin- birbirlerinden bağımsız çalışabilmesi esastır. Ancak, hedeflenen sistem bu güçlerin birbirinden ayrılmasını değil, bizzat tek elde toplanmasını amaçlamaktadır. Dolayısıyla iktidar erki tamamen devlet başkanınının, tek adamın eline verilmektedir.

Kanunları kendisi çıkartabilecek, bu kanunları kendi atadığı bakanlar tarafından uygulatacak, bu uygulamayı da gene çoğunluğunu kendi atadığı yargıçlar tarafından „kontrol“ ettirecektir. Bunun adı, „demokrasi“ değil, „diktatörlüktür“. Şu anda somut olarak var olan rejimin meşrulaştırılmak istenmesidir.

Ayrıca, „özgür basın“ da Türkiye'de neredeyse susturulmuş, „yandaş basın“ yaratılmıştır. Birçok gazeteci tutuklanmış, bir çok yayın organı kapaılmıştır. Türkiye, basın ve ifade özgürlüğü konusunda dünyada son sıralarda yer alan bir ülke haline getirilmiştir. Her türlü eleştirel yaklaşım zorbalıkla bastırılmaktadır.

Türkiye, daha şu andan her türlü „demokratik değer ve temayüllerden“ uzaklaşmıştır. „idam cezası“ nın tekrardan geriye getirilmesi bile gündemdedir. Olağanüstü Hal sürekli uzatılmakta, seçilmiş siyasiler, gazeteciler, sanatçılar, kadın hakları savunucuları, muhalifler tutuklanmakta, „vatan haini“ ve „terörist“ olarak damgalanmaktan kaçınılmamaktadır. Bir „korku toplumu“ oluşturulmuştur. Hedeflenen anayasa değişikliğinin kabul edilmesi bu durumun meşrulaştırılması anlamına gelecektir.

Ayrıca, son dönemlerde yaşanan, bilhassa AKP'nin ülke insanını bölme stratejsini Avrupa'da da uygulaması sonucu Avrupa ve Türkiye arasında ciddi bir kriz ve gerilim ortaya çıkmıştır. Yaşananları „ifade özgürlüğünün sınırlanması ve Batı'nın Türkiye düşmanlığı“ olarak görmemizi isteyen AKP Hükümeti, Avrupa'da yaşayan Türkiyeli vatandaşlar olarak bizleri de bu kriz girdabının içine çekmeye çalışmakta, hatta doğabilecek sonuçların faturasını biz göçmenlere ödetmek istemektedir.

Bütün bu gelişmelere karşı bu oyuna gelmeyeceğimizi bir kez daha hatırlatıyor, diktatörlüğe, onu tescil eden anayasa değişikliğine „HAYIR“ diyoruz!

Gezide kıydığınız gençlerimiz için, Abdullah için, Elvan için, Medeni için Hayır!

İş cinayetlerinde katlettiğiniz, güvencesiz çalıştırdığınız işçilerimiz için, Soma için Hayır!

Kadın erkekle eşit olamaz deyip katline ferman çıkarttığınız binlerce kadın için Hayır!

Yaşam tarzımıza karıştığınız, değerlerimizi çürüttüğünüz için Hayır!

Bombaladığınız Kürt illeri, Şırnak, Cizre ve Sur'u yerle bir ettiğiniz için Hayır!

Hapse attığınız seçilmiş HDP milletvekilleri ve Belediye Başkanları çin Hayır!

Savaşlara sürüp öldürttüğünüz gençler için Hayır!

Laik, bilimsel eğitime karşı olduğunuz için Hayır!

Çoçuklarımızı Ensar'larınıza teslim edip taciz ettirdiğiniz, yaktırdığınız için Hayır!

Doğayı rant uğruna katledip, yandaşlarınıza peşkeş çektiğiniz, ülkeyi beton yığını haline çevirdiğiniz için Hayır!

İşten attığınız kamu görevlisi, akademisyen, öğretmenler için Hayır!

Siz gideceksiniz, emek özgürlük, bilim, laiklik, aydınlık kazanacaktır!

Türkiye Halkları kazanacaktır!

İşte bunun için çalacağız, umut için söyleyeceğiz!"