Mart ayının ilk haftasından bu yana başta hükümet yetkilileri ve sendikalar tarafından TV, Radio, yazılı basın ve sosyal medya aracılığı ile halka "evde kalın" çağrıları yapılmaktadır.

Başta inşaat sektörü olmak üzere birçok sanayi dalında milyonlarca işçinin fabrikalarda üretime devam etmesine sendikalar tarafından sessiz kalınırken, 1 Mayıs etkinliklerinin corona virüs nedeniyle iptal edilmesi, demokratik kitle dernekleri tarafından sert dille eleştiridi. 

Konuya yönelik AGEB, ATİGF, İTİF, Mor Kızıl Kolektif ve Partizan Gençlik İnisiyatifi imzalı bir açıklamaya yer veriyoruz.

İşte o açıklama:

Dünya işçi sınıfının ve emekçilerin birlik, dayanışma ve mücadele günü olan 1 Mayıs korona virüsü salgını gerekçesiyle şimdiden Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde iptal edildi. Almanya’da ise bizzat işbirlikçi sarı sendika bürokratları bu kararı ilan etti.

İşçilerin ve emekçilerin öz örgütlülükleri olan sendikalar, yaşamsal önceliği olmayan metaları üreten birçok fabrikanın halen faaliyetlerini sürdürmesine tepki göstermemektedir. Buralarda sayıları milyonları aşan işçi ve emekçi çalışmaktadır. Salgından kaynaklı işine otobüs, tramvay ve metro ile giderken yaşamsal bir tehdide doğrudan maruz kalmaktadır. Tüm bunlara gözünü kapayan egemen sınıflar ve sarı sendikalar konu işçilerin birlik, dayanışma ve mücadele günü olan 1 Mayıs kutlamaları olduğunda “halk sağlığı” gerekçesi ile karşımıza çıkarak yasaklara, tedbirlere baş vurmaktadır. Bu iptal kararları iki yüzlü bir politikadır ve kabul edilebilir değildir.

Salgın ve ölümcül hastalıklara yol açabilecek felaketlere karşı önleyici tedbirler alınması  gerekli, zorunlu ve temel haklardan birisidir. Ancak savaşlar çıkaran, işgaller yapan, ekolojik dengeleri gözetmeden çıkar ve kâr amaçlı sömürü sistemini devam ettiren kapitalist- emperyalist sitemin, bu tedbirleri düşük kâr oranından ve masraflı bir mesele olmasından kaynaklı almayacağını biliyoruz. Çünkü onlar bilim ve teknolojiyi  silahlanmaya, üretimde rekabete ve yüksek kâr sağlayan yatırımlara yönlendirmektedir.

Burjuvazi için önemli olan kendi çıkarı ve azami kârıdır. Bundan dolayıdır ki Corona-Covid-19 virüsü olarak adlandırılan salgın sürecinde emperyalist-kapitalist sistem uzun süre adeta kılını oynatmadı. Alacağı önlemlerin ekonomiye vereceği zararı hesaplayarak hastalığın tehlikesi ve yayılma hızı konusunda gerçekleri gerekli ciddiyetle emekçilerle paylaşmadı ve gerekli tedbirleri almadı.

İşçi sınıfının mücadelesinin adı olan 1 Mayıs gibi simgesel bir günde yürüyüş ve etkinlikleri uzlaşmacı sendikaların iptal etmesi, işçi ve emekçilerin sağlıklarını düşündüklerinden değildir. Büyük iş yerlerinde, fabrikalarda üretime devam etmek zorunda olan, toplu taşıma araçlarında işe gitmek zorunda kalan işçi ve emekçilerin sağlıkları sendika bürokrasisinin gündeminde değildir. İşçi sınıfının haklarını savunması için örgütlenmiş sendikalar, işçi sınıfının karşısına dikilmiştir.

İşçi ve emekçiler; salgına karşı korunaksız bir şekilde çalışmaya devam ettirilmektedir. Ücretli izin ve iş garantisi gibi acil sorunları vardır. Yaşanan krizde ciddi bir karamsarlık ve geleceğe dair endişeleri hat safhadadır. Böylesi sorunlar karşısında işçi emekçilerin haklarının nasıl korunacağı esas ve asıl meseledir. Bunun mücadelesinin örgütlenmesi sorunu hayati düzeydedir. Tüm bunlar sendikaların gündemi olması gerekirken, sarı sendikalar ve onların bürokratları, bula bula 1 Mayıs’ın iptal edilmesini, tedbir olarak bulmuşlardır. Bu açıkça işçi sınıfının birlik, dayanışma ve mücadele ruhuna bir saldırıdır.

Bizler, devrimci demokratlar olarak yaşanan salgının boyutlarının bilincindeyiz. Ama biz aynı zamanda; bir avuç kapitalistin çıkarları için, hükümetlerin ve sendikaların el ele vererek işçi sınıfının üretimden gelen gücünü kullandırtmadıklarının da farkındayız. Eğer egemenler salgına rağmen on milyonlarca çalışanın işe gitmesinde ve daracık alanlarda yan yana çalışmasında sakınca görülmüyorsa, biz de işçi sınıfının birlik, dayanışma ve mücadele günü olan 1 Mayıs günün de sokaklarda ve alanlarda olmakta sakınca görmüyoruz. İşçileri, emekçileri ve diğer tüm ezilenleri, egemenler tarafından salgın bahanesiyle dayatılan bireyciliğe ve örgütsüzlüğe karşı işçi sınıfının disiplinine yakışır önlemleri alarak alanları, sokakları doldurmaya, her türlü baskıya ve sendika bürokrasisine karşı devrimci bir ruhla 1 Mayıs’a sahip çıkmaya çağırıyoruz.

Dünya işçi sınıfının mücadele günü olan 1 Mayıs’ta  yerli ve göçmen işçi ve emekçiler olarak sokağa çıkalım, taleplerimizi haykıralım.

Yaşasın 1 Mayıs !
Kahrolsun sınıf işbirlikçisi sendika bürokratları !
Bütün ülkelerin işçileri ve ezilen halkları, birleşiniz !
Yaşasın proletarya enternasyonalizmi !

Çağırıcı Kurumlar:
AGEB (Avrupa Göçmen Emekçiler Birliği)
Mor Kızıl Kolektif
ATİGF (Avusturya Türkiyeli İşçi Gençlik Federasyonu)
İTİF (İsviçre Türkiyeli İşçiler Federasyonu)
Partizan Gençlik İnisiyatifi/Marksist-Leninist-Maoist (PGİ/MLM)