Hamburg'da Zengin İçerikli Anma Etkinliği

Hamburg, Berlin ve Kassel’de Kemal Altun’un anısı,  ölümünün 30.yılında Türk-Kürt ve Alman demokratik kitle örgütlerinin yapacakları etkinliklerle yaşatılıyor.

Hamburg-Altona semtinde „Kemal Altun İnisiyatifi“ nin öncülüğünde 35’e yakın demokratik kitle örgütü ve siyasi partinin destek verdiği zengin içerikli bir programla, 31.08 Cumartesi günü Almanya’daki geçmişten günümüze devam eden ırkçı sığınmacılar politikası, yapılacak konuşmalar ve söylenen türkülerle teşhir edilecek. 

Etkinlikte tanınmış ozan Emekçi, Hüseyin Boğa ile Grubu ve Grup Cemre’nin yanında, yerel sanatçılardan Leman Stehn, Hazır Demir, Erol Arslan, Şafak Altun ve  Hasan Zeydan türküleriyle sahne alacaklar.

Geçmiş protesto gösterilerinden bir resim sergisinin de gösterileceği etkinlikte, almanca ve türkçe şiirlerle geçmişten günümüze Almanya'daki hükümetlerin sığınmacılar politikası somut örneklerle sorgulanacak.   

O zamanın Kemal Altun protesto eylemlerinde yakından yer almış, defalarca kez Türkiye’deki siyasi davaları takip etmiş, tanınmış ceza mahkemesi avukatı  Gabriele Heinecke’nin de konuşmacı olduğu kültürel ağırlıklı açık hava toplantısına, Alman ve göçmen kökenli demokratik çevrelerin yoğun ilgisi beklenmekte.




Kemal Altun kimdir?

12 Eylül 1980 askeri faşist darbesi sonrası işkence altında verilen bir ifade sonucu aranır duruma düşerek Türkiye’yi terketmek zorunda kalan Kemal Altun, 1981 yılında Batı Berlin’de bulunan ablasının yanına gelerek, Almanya‘dan siyasi sığınma talebinde bulunur.

 Aynı dönemde 12 Eylül öncesi CHP milletvekili ve Türkiye Köy-Koop başkanı olan abisi Ahmet Altun'da benzeri mesnetsiz suçlamalar gerekçesiyle ülkeyi terk etmek zorunda kalir.

Siyasi mülteci statüsü tanınmasına rağmen, İnterpol’ün arama kararı öne sürülerek bir süre sonra Berlin'de gözaltına alınan Kemal Altun, defalarca kez cezaevi ile, havaalanı arasında git geller yaşamış ve açıktan psikolojik bir işkenceye maruz bırakılir.

Yapılan onlarca gösterilere rağmen zamanın Kohl hükümetinin içişleri bakanı F. Zimmermann,Türkiye ile Almanya arasındaki ikili askeri-ekonomik ve diplomatik ilişkiler uğruna, o’nun sonu ölümle bitecek iadesine karar vermekten bir türlü vazgeçmedi.

İşkencenin devlet politikası olduğu Türkiye’ye iadesi sonrası, başına gelecekleri somut örneklerden tahmin eden Altun, 
30 Ağustos günü yanındaki avukatı ve tercümanının bakışları arasında henüz mahkeme oturumu başlamamışken ayağa kalkarak, Berlin idari mahkeme binasının altıncı katından aşağıya atlayarak yaşamına son verir.


Olayın duyulması sonrası  yapılan gösterilerde „Kemal Altun’un katilleri Ankara ve Bonn’da el ele“  (Bonn şehri o zamanki Almanya'nın başkentidir) Ölümünün sorumlusu federal hükümettir“ içerikli döviz ve sloganlarıyla dönemin hükümet partisi CDU-CSU’ya karşı geniş bir tepki gösterilmiş ve siyasi sığınmacıların iadelerine geçici olarak son verilmişti. O günden bugüne neler değişip değişmediğini kamuoyu yakından bilmektedir.

Yeni Kemal Altun'ların İnterpol tutanaklarıyla "diplomasi" adına iade terörüyle ölüme terkedilmesi istenmiyorsa, Nazi döneminden kalan başta mülteciler yasası olmak üzere bir çok yasanın acilen çöp kutusuna atılarak, demokratik hukuk devleti temelli köklü yasal değişikliklere başvurulmalıdır.