Adil Yiğit

İddianameye göre olayda başrolü üstlenen ve dört ayrı davada yargılanan Kadir A. (46) 4 yıl hapis ve 5 bin avro para cezasına çarptırıldı. Tutuksuz yargılanan sanıklardan, sağlık sigortası şirketi TK‘nin (Tekniker Krankenkasse) eski çalışanı Sönke A. (53) 1 yıl 9 ay, Soner Y. (26) ise 9 ay hapis cezasına çarptırıldı, ancak üç yıl süreyle suç işlememe kaydıyla tecil edildi. Davanın tek kadın sanığı Sylwia K. (27) ise beraat etti.

Almanya’da küçük ve orta ölçekli (30 kişiye kadar çalışanı olan) işletmeleri koruma amacıyla yürürlükte bulunan bir yasadaki boşluğu suiistimal eden ve Almanya’nın en büyük sağlık sigorta şirketleri TK, AOK, Barmer ve BKK’nin de bulunduğu 26 ayrı şirketi, çeşitli işyerleri ile anlaşarak planlı biçimde dolandıran sanıkların kapsamlı itirafları, davanın kısa sürede sonuçlanmasını sağladı.  

"OLAYDA YER ALAN İŞYERİ VE FİRMA SAHİPLERİ HER ŞEYİ BİLİYORDU" İDDİASI

Başsavcı Röhl ve savcı Wendt 

Sanıklar 2011 ile 2013 yılları arasında Hamburg, Berlin, Frankfurt, Darmstadt, Köln, Bad Schwartau ve başka şehirlerde tanıdıkları firma sahipleri ve dernek yöneticileriyle anlaşarak (iddianameye göre 75 olayda) personelin bilgisi olmadan %50 komisyon karşılığı sahte raporlar düzenlemiş, hatta aracılık yapan kişilere de, şirketlerden ayrı olarak %15 pay sözü verilmiş. Bazı sigorta şirketlerinin yaptığı araştırma sonucu ortaya çıkan dolandırıcılık olayında, sağlık sigortası şirketlerine verilen sahte raporlarla 720 bin avro tutarında haksız kazanç elde edildiği kamuoyuna yansımıştı. Bu dolandırıcılık olayında 240 bin avro ile en büyük zarara uğrayan TK (Tekniker Krankenkasse) şirketinin yeni bir dava hazırlığında olduğu belirtiliyor.

TGD ESKİ MALİ SORUMLUSU TURAN: "İKİ KEZ GÖRÜŞTÜK"

Mahkemeye şahit olarak katılan TGD (Almanya Türk Toplumu) eski mali işler sorumlusu Hilmi Kaya Turan, olayda kendilerinin de mağdur olduğunu iddia ederek, davada ceza alan Kadir A., Sönke A. ve Murat isimli kişilerle Berlin ve Hamburg’da birer kez görüştüğünü kabul etti. Sanıklarla nasıl tanıştığının sorulması üzerine Turan, bir elemanlarıyla yaşadıkları problemle ilgili olarak görüşmek için gittiği dernek avukatı Haβ’ın, dört  yıl geriye dönük dilekçeyle sigortaya şirketlerine başvuru hakları olduğunu söylediğini ve bundan neden faydalanmadıklarını sorduğunu belirtti. Konudan haberdar olmadığını söyleyen Turan‘ın, kendisinin neden faydalanmadığını sorması üzerine avukat Haβ, “Ben yapsam milyoner olurdum,” demiş. Turan, “Peki bildiğiniz bir örnek var mı?” diye sorunca da avukatın, Hamburg’da bir inşaat firmasının bu yolla 200 bin avro kazandığını belirtmesiyle bu konuyla ilgilenen ve sonradan davada yargılanacak olan kişilerle bağlantı yolları bulunmuş ve görüşmelerde yüzde 50-yüzde 50 şeklinde paylaşma konusunda anlaşılmış.


Öte yandan dava dosyalarında TGD'nin (Türkische Gemeinde Deutschland) 66 bin, Brandenburg Türk Birliği'nin ise 84 bin avro pay düştüğünün, bu meblağın ise, TGD'nin vekâletname (Vollmacht) vermiş olduğu ve şu an nerede olduğu mahkemece dahi bilinmeyen Aydın Yüklü adlı şüphelinin hesabına gittiği iddia edildi.

İŞYERİ SAHİBİ, FİRMA VE DERNEKLERE NEDEN SORUŞTURMA AÇILMADI?

Davada dikkat çeken en önemli konulardan biri, yasadaki boşluğa rağmen benzeri dolandırıcılık olaylarının günümüzde de devam edip etmediğinin açık bırakılması.
Öte yandan, başka şehirlerde süren benzeri davalardan söz edilmesi bir çelişki oluşturuyor. Bir başka nokta ise dava dosyasında sanık olarak yargılanan kişilerle olay öncesi değişik adreslerde görüşerek %50 payla anlaştıkları sabit olan iş adamı, dernek ve firma sahipleri hakkında henüz tek bir soruşturma açılmamış olması.