NEBAHAT GÜÇLÜ ŞİMDİ DE MHP’Yİ AKLAMAYA ÇALIŞIYOR

Güçlü, aslında yok olma noktasına gelen siyasi kariyerini kurtarmak isterken, daha fazla batıyor. Nebahat Güçlü'nün "ben Türk olduğum için beni partiden atmak istiyorlar, Alevi, Kürt ve sol çevreler bana haksızlık ediyor" şeklinde seçim kampanyası yürütmüş olması, 
Yeşiller Partisi'ndeki geleceğinin kuşkulu olduğunu göstermektedir.


Nebahat Güçlü kendini bıraktı, şimdi de MHP’yi temize çıkarmaya çalışıyor. Güçlü, Alman kamuoyu ve yargısında var olan “aşırı sağcı ve ırkçı” MHP kanaatini değiştirmek için MHP hakkında “bilirkişi raporları” hazırlattı.

Güçlü, geçtiğimiz ocak ayı ortalarında MHP’nin Almanya ayağı olarak bilinen “Türk Federasyonu Kuzey Almanya Teşkilatı” tarafından düzenlenen “Kültür ve Ülkü Şöleni” gecesine katılmış ve konuşma yapmıştı. Aşırı sağcı ve ırkçı bir partinin toplantısına katılmış olması, başta kendi partisi olmak dahil birçok çevre ve kurum tarafından tepki ile karşılaşmıştı. Güçlü aldığı tepkiler üzerine “Bozkurtların gecesi olduğunu bilmiyordum” gibi “tuhaf “ açıklamalarla  kendini savunmuştu.

Güçlü’nün Almanya’daki politik kariyerini bitiren ve siyasi karizmasını çizen bu girişimi Yeşiller Partisi’ni de zor durumda bırakmıştı. Yeşiller Partisi Hamburg Eyalet Yönetimi’nin yaptığı “adaylığını geri çek” çağrısına karşılık, Güçlü mahkemeye başvurmuştu.

Güçlü, şimdi de kariyerini kurtarmak için çözümü MHP’yi aklamakta bulmuş gözüküyor. MHP’nin aşırı sağcı ve ırkçı olmadığını kanıtlamak için “bilirkişi raporları” hazırlattı.

MHP’Yİ KURTARMAK GÜÇLÜ’YE Mİ KALDI?

Almanya’da politika yapmanın kendine özgü etik kuralları var. Türkiye’ye benzemez. Türkiye politikacılığı Almanya’da geçerli değil. Geçerli olmadığını yakın dönemde bir çok örnekte gördük. Parti değiştirerek politik kariyerine devam etmek isteyenler bugün politikanın dışında kaldılar.

Nebahat Güçlü, “sol-sosyal demokrat” bir eksende gözüküyor. Nebahat Güçlü bu siyasal çizgisini Almanya’daki koşullardan çok Türkiye’deki gelişmelere göre biçimlendiriyor. Türkiye’deki “sol ve sosyal demokrasi” adına hareket edenlerin Sosyalist Enternasyonal tarafından uyarıldıkları, kınandıkları biliniyor. Çünkü Irkçı ve milliyetçi bir tutum ve tavır geliştirmekteydiler. Nebahat Güçlü bu rüzgara kapılarak Almanya’da politika yapmak istiyor. Almanya değil, Türkiye’yi hesap ederek politika yapıyor.

TANER AKÇAM 'BİLİRKİŞİ RAPORU' (!) HAZIRLADI



Bütün bu gelişmeler de gösteriyor ki, Nebahat Güçlü’nün MHP yandaşlarının düzenlemiş olduğu “şölen”e katılması tesadüfen oluşmuş bir gelişme değil. Yukarıda sözünü ettiğimiz bu anlayışın ürünüdür. Güçlü, bu tutumunu bir adım daha ileri atarak pekiştirmiş oluyor: Güçlü, Taner Akçam’a (Hakkı Keskin adı da geçiyor) MHP hakkında “bilirkişi raporu” hazırlattı. Raporla MHP’nin aşırı sağcı ve ırkçı olmadığını kanıtlamaya çalışıyor.

Neden?

MHP'NİN GÜÇLÜ OLDUĞU YERLERDE SALDIRILAR DEVAM ETMİŞTİR

Nebahat Güçlü neden böyle bir şeye soyunuyor? MHP’nin adına hareket etme yetkisini kim ona verdi? MHP’nin yaptıklarına ve yapacaklarına nasıl kefil olabiliyor?

MHP’ye bağlı Ülkücü Gençlik’in etkin olduğu üniversitelere gidemeyen veya gidiyor olsa bile kendi etnik kimliğini, inancını, düşüncesini gizleyen öğrenciler var. Yakın dönemde Elazığ Fırat Üniversitesi başta gelmek üzere onun gibi yerlerde sırf Kürt ve Alevi oldukları için öğrenciler öldürüldü. İstanbul ve daha bir çok üniversitede Alevi, sol-devrimci ve Kürt öğrencilere yapılan bıçaklı, satırlı saldırıların arkasında MHP’ye bağlı olan bu gençlik grubu var. 10 Ağustos 2014 yılında yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimleri çalışmaları  sırasında yapılan saldırılar ne tez unutuldu? HDP, MHP’nin güçlü olduğu, il ve ilçelerde seçim toplantıları dahi yapamadı. Muğla, Samsun, Trabzon ne tez unutuldu? Buralarda HDP milletvekilleri linç girişimleriyle karşı karşıya kaldılar.

MHP TARİH KARŞISINDA SUÇLUDUR

Güçlü ve MHP raporu hazırlayan “Bilirkişi(!)”ler bu gerçeği nasıl atladılar? Üstelikte MHP bir kez olsun ne geçmişte Maraş- Çorum- Malatya-Sivas gibi yerlerdeki yaptığı Alevi katliamları, ne de şimdi yaptığı öğrenci katliamlarına ilişkin değil öz eleştiri, pişmanlık dahi göstermemişken.

MHP tarih karşısında suçludur.  Günümüzdeki suskunluğunun sürüyor olması, pişmanlık değildir. Bunların açık ve insana yaraşır bir şekilde hesabını vermeden kimsenin onu suçlu olmaktan çıkarma gücü ve hakkı yoktur. Buna kalkışsalar bile tarih karşısında bir itibarı olmaz. Buna ne Taner Akçam’ın, ne Hakkı Keskin’in ve ne de tarihi kendi çıkarı için örtbas etmek isteyen Nebahat Güçlü’nün gücü yeter.

MHP, aşırı sağcı ve de ırkçı bir partidir. MHP yetkilileri bu konuda susarlarken dışarıdan birilerinin onun adına konuşması olsa olsa dalkavukluk olur.