Federal Savcılık kararıyla, Alman ceza yasasının 129-b mad. uyarınca yapılan baskınlarda, gözaltına alınan beş kişiden dördü Özkan Güzel, Sonnur Demiray, Muzaffer Doğan, Latife Adıgüzel (Federasyon Başkanı) "örgüt mensubu" olmaktan dolayı tutuklanırken,    baskınların Almanya dışında Avusturya, Belçika ve Hollanda'da da sürdüğü belirtildi.



Irkçı faşist NSU mensupları konusunda hergün yeni "bilinmeyen gerçeklerin" su yüzüne çıktığı Almanya'da, göçmen kökenli muhalif demokratik kurumlara karşı Alman polisinin, gözaltıları ve keyfi baskınları tepkiyle karşılandı. Haziran ayı başında, onbinden fazla kişinin katılımı sonucu Obershausen de yapılmış olan Grup Yorum konseri sonrası, polisiye operasyonlara start verildiği iddia edildi.

Almanya'nın dört ayrı şehrinde Federal Savcılık kararıyla koordineli olarak yapılan polis operasyonları esnasında aranan derneklerden Köln Sanat Atölyesi çalışanları, konuya yönelik olarak kalabalık bir kitleyle basın toplantısı yaptılar. Toplantıda, "Almanya’da  örgütlenme özgürlüğü ve demokrasi gerçekten var mı" sorusu yöneltilerek, Anadolu Federasyonu çatısı altında örgütlenen derneklere karşı Alman Yargı'sının bir dönemdir keyfi polis operasyonlarına onay vermesi şiddetle eleştirildi.


Basına ve Kamuoyuna başlıklı yazılı açıklamada şu sözlere yer verildi;

Almanya’da  örgütlenme özgürlüğü ve demokrasi gerçekten var mı? Varsa kimler için ve kimlere bu özgürlükler yasak hale getiriliyor.
Bugün (26 Haziran) sabahın erken saatlerinde,  Duisburg Aile ve Gençlik Derneği, Dortmund Kültürevi, Berlin Yorum Kültürevi ve burası, Köln Sanat Atölyesi, polislerce basıldı, aranan şahıslar olduğu gerekçe gösterilerek yapılan baskının biçimini görüyorsunuz. Binanın ana giriş kapısının büyük camı kırılarak binaya girilmiş, daha girerken tam bir terör estirilmiştir.

Bütün bu kurumlar Anadolu halkının kendi kültürünü geliştirmeye çalıştığı, kendi sorunları etrafında bir araya gelerek örgütlenerek sorunlarını çözmek için çalışmalar yapılan, yasal-demokratik kurumlardır. Her birinin yönetim kuralları, sorumlu organları vardır. Polis bir arama yapacaksa önceden bildirip sorumlular ve avukatlar gözetiminde yapmalıdır…

Bu kurumlar Anadolu Federasyonu’nun bileşenleridir. Almanya’da Anadolu Federasyonu ısrarla illegal örgütlerle baglantili gösterilerek terörize edilmeye çalışılmaktadır. Oysa Anadolu Federasyonu ve onun bileşenleri olan kurumlar, Türkiye’de zulüm gören halkımızla dayanışmayı, bir görev olarak benimsemiştir.

Burada, Almanya’da yaşayan halkımızın her yerde yaşadığı sorunların kaynağı olan ırkçılığa karşı mücadeleyi geliştirmek için bütün demokratik kurumlarla birlikte çeşitli etkinlikler gerçekleşmiştir. Bunları yapmak terörle açıklanabilir mi? Bunlar için izinli yürüyüşler, gösteriler yapmak, büyük konserler düzenlemek, binlerce insanla buluşarak coşkulu etkinlikler gerçekleştirmek mi terördür? Yoksa bunları yapan demokratik kurumlara, Sanat Atölyesine olduğu gibi, kapıları kırarak girip, eşyalarımıza el koymak, gözetimci olmadan arama yapmak mı?

Ve tutuklanan arkadaşlarımız; Özkan Güzel, Sonnur Demiray, Muzaffer Doğan, Latife Adıgüzel… yıllarca Almanya’da işte bu etkinliklerde yer alan, çaba gösteren aramızdan birileridir

Bizler hepimiz onlar gibi çalıştık, çabaladık. Hepimiz onların suçlandığı etkinliklerin gerçekleşmesi için gece gündüz çalıştık… Bunlar suç değildir. Ve biz bu etkinliklerimize devam edeceğiz…

Bütün bunlar örgütlenme özgürlüğümüzün hiçe sayılmasıdır. Polisin kapıları kırarak yaptığı baskınlar, aramadan ve keyfi tutuklamaları protesto ediyoruz.
Ve soruyu tekrar soruyoruz… Almanya’da demokrasi var mıdır? Bizi terörize etmeye çalışanlara karşı, soruyoruz gerçekten terör hangisidir?

Buradayız, yılmayacağız, demokratik haklarımıza sonuna kadar sahip çıkacağız… Anadolu halklarımız başta olmak üzere, bütün emekçi halkın sorunlarına sahip çıkacak, türkülerimizle, sanatımızla, emeğimizle, etkinliklerimizle binlerce insanımızla buluşmaya devam edeceğiz!

Baskılar bizi yıldıramaz!


Keyfi polis operasyonlarına son!

SANAT ATÖLYESI ÇALIŞANLARI