Türkiye'de tutuklu ikisi gazeteci 10 Alman vatandaşı ile ilgili başbakan Merkel ve Dışişleri Bakanı Gabriel'in Türkiye'ye seyahat uyarısından sonra, Türkiye Dışişleri Bakanlığı da cumartesi günü Almanya'ya karşı bir seyahat uyarısında bulundu.

Türkiye Dışişleri Bakanlığı Almanya'da siyasi atmosferin "bir süredir giderek artan şekilde aşırı sağ ve hatta ırkçı söylemin etkisi altında" bulunduğunu belirterek ve "Almanya'da Şansölye adayı bir parti liderinin açıkça ırkçı unsurlar içeren beyanları karşısında Alman makamlarınca herhangi bir tedbir alınmaması endişe ve ibret vericidir" ifadelerini kullanmıştı.

Türk Dışişleri Bakanlığı'nın uyarısında Alman makamları Türklerin yaşadığı mahallelerde çıkan yangınların üzerine "kararlılıkla'' gitmemekle ve Türk vatandaşlarına havalimanlarında keyfi ve kötü muamele etmekle eleştirilmişti.

Günden güne iki ülke arası siyasi gerginliğin arttığı bir ortamda, dostluk ve halkların kardeşliğine dikkat çeken Özgür Metin Demirel'in bir şiirine yer veriyoruz. 

Göç hikayemiz

yıllar gurbet
günler yavan
yaban ellerde
doğduğun büyüdüğün
sevdiğin topraklar
karnını doyuramayınca
tek çıkış yolu meğer
umudun adı
göç olmuş yüzbinlere
yürekler yaralı

aile, eş, dost, akraba
gözleri yaşlı geride
Derdimiz hasretimiz
pınar çeşmemizde saklanmış
içimize akmış kanamış
hasretlik yükü senelerce

çalışmakmış tek gayemiz
pencerelerimizi aralamak mutlu bir yaşama
Çocuklarımıza güvenli bir gelecek
verebilmek için çıkmışız yollara

katmerli yıllardan sonra
dönüp sevdiği kızı alacak işçi Memet
mutluluk tohumları serpilecek yaşama

çocuklarımız aç yatmayacak
düşüncesinde Rizeli İsmail
yırtık, paçavra değil yaşam
soframızda ekmek
başımızı sokacak bir de çatımız
iki büklüm belimiz diye iç çeken milyonlarız
milyonlarca isimsiz kahramanlarız

Bir yıl olmuş iki
İki olmuş beş
Beş olmuş elli yıl
En zor şartlarda
En ağır koşullarda
En çekilmez işlerde
çalışmışız

dil farklı, yaşam farklı
bu sebeple dilsiz ve sağır
ürettiği topluma yabancı
hakları sınırlı
fabrika bacaları tüttürmüş bizi
kökenimiz çoğunlukla köylü
göç ile birlikte olmuşuz işçi

çalıştığımız ülkede yabancı
doğduğumuz topraklarda
"Alamancı" artık adımız

oyuncak olmuşuz ellerinde
kopup geldiğimiz toprakların
devlet "büyüklerimizin"
yolunacak tavuk
ikinci vatanımızda ki "büyükler" ise
misafir işçi olarak tanımış bizi

alınteri yaşamımızın adı
ızdırap hasret derin
öyle ki;
merkezi olmuş hayatımızın sıla
çocuklarımız doğmuş
bu diyarlar artık onlara el değil
alışmışız bu topraklara da zamanla
alışmak zorunda kalmışız
topluma ayak uydurmaya
parçası olmaya başlamışız

öteki uzaklaşmış bizden
zamana yenik düşmüş
yaşanılan topraklar yeni yurdumuz
yönetenlere inat
hayatın akışına uymuşuz

çekin öyleyse kirli ellerinizi bizden
kurmayın sahte hesaplar üzerimizden
tecrübe edindik ve farklıyız dünden
din, dil, kültür diye oynadıklarınız
duygu sömürüleriniz
suni gündemleriniz
tok artık bunların topuna karnımız

milli duygularınız, etnik kökenleriniz
diğer halklara karşı yaydığınız önyargılarınız
efendiler buyrun hepsi size kalsın
ister Alman, ister Türk, ister Fransız, ister Yunan
biz emeği ile geçinenleriz
birlikten ve dayanışmadan alırız ortak gücümüzü
bizim kavgamız ekmek
kavgamız onurlu yaşam
kavgamız özgür toplum
yaşamımız yani gelecek kavgası.