Bu kampanyaya katılanların sayısı yaklaşık yüz bini buldu. Esther Bejarano 9 Mayıs akşamı, kampanyaya katılanlarla birlikte sosyal medya aracılığıyla bir konser gerçekleştirecek.

1933 yılında Hitler iktidarı tarafından başlatılan anti-komünist ve ırkçı kitlesel katliamlar; tüm Avrupa çapında yüz milyonlarca insanın acılarından sorumluydu. Alman faşizmine karşı zafer, 8 Mayıs 1945 yılında, Avrupa çapında oluşturulan Hitler karşıtı koalisyon ve direniş savaşçıları tarafından kazanıldı. Ve sadece 2. Dünya Savaşı değil Almanya'daki on iki yıllık faşist yönetim de böyle sona erdirildi. Bu zaferdeki en büyük pay, Doğu Cephesinde (örneğin Stalingrad) belirleyici yenilgilere neden olan Kızıl Ordu'nundu.

Bu zaferin 75. yıldönümü bir çok ülkede olduğu gibi Almanya’nın çeşitli şehirlerinde de bir mitingle kutlandı. Bu mitingler her yıl esasta sendikalar tarafından örgütlenmekteydi. Bu yıl sendikalar bütün etkinliklerini “sosyal medya” sınırlarına hapsetttiği için Gießen’de; Antifaschistische Basis, Antifaschistische Revolutionäre Aktion, Seebrücke, DIDF-Jugend, Internationales Bündnis, DKP, MLPD tarafından örgütlendi.

Katledilenler anılırken, bir çok ülkenin faşizme karşı mücadele şarkıları çalındı; 8 Mayıs’ın faşizmden ve savaştan kurtuluşu ifade eden resmi bir bayram günü ilan edilmesi de talep edildi.

Yapılan konuşmalarda; faşizm tehlikesinin bugün de dahil hiçbir zaman sadece soyut bir tehlike olmadığı belirtildi. Sağcı terörün, Almanya'da giderek yaygınlaştığına ve şimdilerde ise burjuva devletinin temsilcileriyle de buluştuğuna, devlet aygıtındaki bazı kesimlerin faşist terör ağlarını direk desteklediklerine, bunun 2017 yılında gerçekleştirilen bir operasyonda dahi gizlenemediğine dikkat çekildi.

Son yıllarda sürdürülen; “artık faşizm kapitalizmden ayrı bir düzen biçimidir” yönlü tartışmalara da, ağırlıklı olarak şöyle yanıt verildi: “Tarihsel olarak faşizmdeki üretim ilişkileri her zaman kapitalist olmuştur. 1945’te faşizme karşı kazanılan zafer, sosyalizmin zaferinden başka bir şey değildi. Faşizm, sermayenin diktatörlüğünün en otoriter biçimidir. Bu yüzden bizim için faşizme karşı mücadele her zaman emperyalizme karşı mücadele anlamına gelir. Korona virüsü sebebiyle her gün istatistiki veriler dizilirken; emperyalist çıkar savaşlarından ötürü ülkesini terkeden ya da öldürülen çocukların sayısı dahi her gün on binleri bulmaktadır. Ve bu istatistikler sürekli gizlenmektedir. Toplumsal eşitsizlik yaratan ve bu nedenle faşizm için bir üreme alanı olan kapitalist ekonomik sistemle mücadele, hepimizin ortak paydasıdır.”

Ganime Gülmez -GIEßEN