Hessen eyaletinin küçük bir kasabası olan Hanau da tüm ülkelerden gelen göçmen nüfus oldukça kalabalıktır.  

19 Şubat’ta 4'ü Türkiye kökenli 9 göçmen katledildi. Olaydan sonra 43 yaşındaki ırkçı-faşist Tobias Rathjen annesini ve kendini de öldürmüştür. Olayın arkasından 70 gün sonra, aynı olay yerine yakın bir Türk'ün büfesine, bir Alman alkollü olarak silahı ile gelmiştir. Büfe sahibi Türk, olayı polise haberdar ederek şahsı tutuklatmıştır.

Daha sonra; Suriyeli ve başka Arap ülkelerden geldikleri belirlenen iki grup, büfenin önünde biri birlerine girmiştir. Kavgada üç kişi bıçak darbeleri ile bir kişide kafasından aldığı yaralar ile hastaneye kaldırılmıştır. Kaçan bıçaklı saldırganı bulmak için polis peşine düşmüştür. Alman polisi saldırganı yakaladığında ilk söylediği kelimelerde, 'yabancı düşmanlığını içeren bir söyleme rastlanmamıştır' açıklaması dikkat çekmektedir. Eğer saldırgan yabancı düşmanı bir Alman ise, polis hemen, yakaladığı kişiyi şu şekilde ifade eder:  'tek kişi, herhangi bir örgüte ait değil ve psikolojik hasta... ' vs. Gerçek olmayan bu söylemler ile başından beri sağcı terör eylemlerini örtbas ederler. Almanya'nın itibarı dış ülkelerde sarsılmasın ve göçmenlere karşı Almanya'nın ılımlı bir politika yaptığı imajı verilmek istenir. Möln, Solingen ve  NSU davalarında da aynı taktik ve yöntemler devreye sokulmuştur.

Almanya da toplumun her kesiminde ırkçılık milliyetçilik ve yabancı düşmanlığı yükselmektedir. Corona krizinden sonra da milliyetçiliğin, ırkçılık ve yabancı düşmanlığının yükselmeyeceği garantisini kim verebilir ki?

Almanya da aşırı sağcı ve faşist parti AfD (Almanya için Alternatif) Bu gün iki rakamlı sayı ile Federal parlamentodadır ve Avrupa Parlamentosuna da girmiştir. Almanya'daki tüm Eyaletlerde yine 2 rakamlı sayı ile parlamentoda temsil edilmektedir.

AfD'nin dışında da çok sayıda küçük gruplar halinde aşırı sağcılar vardır. Burjuva partileri halkın desteğini kaybederken, AfD, toplumun her kesiminden oy almaktadır.

Toplumun her kesiminde milliyetçilik, ırkçılık ve yabancı düşmanlığı mevcuttur. Bunlara karşı köklü ve kalıcı mücadele verilmediği sürece, ilk zarar görenler göçmenler olacaktır. Daha sonra milliyetçi, ırkçı kesimler demokrasiyi yok etmek için ellerinden gelen her şeyi yapacaklardır. Faşizm, milliyetçilik ve ırkçılık kendilerinden olmayan her kesimin düşmanıdır. Almanya'nın geçmiş tarihlerinde de aynen böyle olmuştur. Corona  virüsünden sonra da milliyetçilik, ırkçılık ve yabancı düşmanlığı yükselecektir. Hanau'daki olaylar bunun ilk belirtisidir. Geç kalınmadan milliyetçiliğe ırkçılığa ve yabancı düşmanlığına karşı kalıcı ve daha kapsamlı mücadele biçimleri geliştirilmelidir.

Toplumun her kesiminde, milliyetçiliğin, ırkçılığın, yabancı düşmanlığının kafalardan silinmesi için köklü mücadele verilmelidir.