Sevili okuyucular,


Aleviler Cumhuriyet'in ilk yıllarından beri CHP Cumhuriyet Halk Partisi'ne, destek vermektedirler. Alevilerin bu desteği, CHP tarafından sürekli olarak, dikkatlerden kaçırılmış veya önemsenmemiştir. Aleviler, sürekli olarak CHP bünyesinden dışlanmış ve hak ettikleri değeri görmemişlerdir.


Türkiye siyasal tarihinde, Aleviler farklı siyasal partiler tarafından sürekli olarak Cumhuriyet'in, ’sigortası’ söylemleriyle avutulmaya çalışılmıştır.  


Gelinen aşamada artık Aleviler, birilerinin iddia ettikleri gibi,  Cumhuriyet'in ‘sigortası’ olmak istemiyorlar. Bazı partilerin arka bahçesi olmak, hiç istemiyorlar. Siyasal mücadele de, aktif olarak yer almak için sahneye çıkmanın ve yerlerini belirlemenin zamanı gelmiştir.


Aleviler kendilerine en yakın olanlarla birlikte hareket etmek istiyorlar. Kendilerine en yakın olanlarda, Alevilerin sorunlarını program ve tüzüklerine alan parti ve kurumlardır.

Alevilerin sorunlarını, program, tüzüğüne almayan ve sadece, Alevileri oy deposu olarak gören zihniyetlerle,  artık yollarını ayıracaktır.

Aleviler kendi sorunlarını, Türkiye halklarını sorunlarından ayırt etmemekte ısrardırlar. Ama kendilerine özgün sorunlarının olduğu gerçeğini de, yok sayamayız.   

Alevilerin, genel Türkiye halklarıyla ortak olan sorunlarının yanında, kendine özgün sorunlarının çözümüne yönelik mücadele yürüttükleri bilinmektedir.

Aleviler, Diyanetin varlığının inkâr politikası üzerine kurulduğundan, diyanetin devlet kurumu olmaktan çıkarılmasına yönelik talepleri dikkate alınmalıdır.


Cemevlerinin ibadet merkezi olduğu, Alevilerin ibadetlerinin Cemevlerinde yaptığı gerçeği kabullenilmelidir.


Zorla, eğitimde dini dersler adı altında, kendilerine ait olmayan, bir başka dinin gereklerini öğrenmek ve uygulamak zorunda değillerdir. Bu nedenle zorunlu din dersleri uygulamasından vazgeçilmelidir.


Cumhuriyet'in ilk yıllarında, Kemalistler tarafından Tevhidi tedrisat kanun çıkarılarak ellerinden alınan, gasp edilen, dergâhlarının ve bu dergâhlara ait mal varlıklarının iade edilmesi önemlidir.

Anayasal olarak, İslam dini yanında, Aleviliğin de, yasal zeminde yer verilmesi ve haklarının korunmasına yönelik yasaların yer almasıdır. Tevhidi tedrisat kanununun kaldırılmasıdır.


Alevilerin siyasal sahnede yer alan Parti ve kurumların, mevcut yukarda saydığımız taleplerin gündemine alan, programında yer verenlerin yakınında yer alacaklarıdır. Seçimlerde, parti ayır etmeksizin oylarını kullanacaklarıdır.


Uzun vade de, Alevilerin kendi özgün örgütlenmelerini yaratmak için gereken özeni göstermesi gerekmektedir. Artık düzen ve sistemin zihniyeti ile hareket eden, partileriin kuyruğuna takılmaktan vazgeçmelidirler.


Ülkenin önemli nüfus bileşenini oluşturan Alevilerin, kendi sorunlarını kendi uğraşlarının sonucunda çözüleceği gerçeğinin bilmelidirler.

Siyasal sahnede, Aleviler cephesinden bir boşluk olduğu önemsenecek bir gerçektir. Bu gerçeklik iyi kavranmalıdır!


Türkiye siyasal sahnesinde ki, birçok partinin, ‘yedekleme’ uğraşlarına dur denmelidir! Partilerin, ‘horlayarak’ ‘görmezlikten’ gelerek, yönetim kademelerinde, yer dahi, ‘vermeyerek’ seçimler geldiğinde, aday sıralamasında en son sıralarda yer verenlere, değer vermeyelim, artık!


Aleviler kendi nüfus bileşenlerinin önemini ve gücünü dikkate almalıdırlar. Seçim dönemlerinde, siyasal partilerin kapısını aşındırmaktan kaçınmalıdırlar.

Siyasal partiler, Alevilerin kapısını aşındırmayı sağlayacak ortamı yaratmanın zamanı gelmiş ve geçmektedir!


Aleviler, artık siyasal mücadele zeminlerinde nerede ve nasıl yer alacağını belirlemek için gerek özeni göstermelidir!


29 Nisan 2013