AKP'nin Türkiye'de toplumu kamplara bölmesi yetmiyormuş gibi, şimdi de yurt dışında yaşayan Türkiye kökenli göçmenleri aynı yöntemle bölmeye devam ediyor.

Yurtdışında AKP'ye karşı olan, onu eleştiren herkesi vatan haini ve düşman ilan ediyor ve Avrupa'da ve Almanya'da göçmenlerin örgütlü kesimlerine karşı sinsice bir politika yürütüyor.

Aynı çevreller Alevi Federasyonuna karşı yıllardır bir karalama politikası sürdürdü, 'Alisiz Alevilik' diyerek örgütlemeyi bölmeye çalıştı.

Bu emeline ulaşamayınca Alevi örgütlerine kendine yakin Alevi Dedelerini gönderdi.

Bunda da başarılı olamayınca eski Alevi Federasyonu Başkanı şimdi de onursal Başkanı Turgut Öker'e yurt dışına çıkma yasağı koyarak onu bir anlamda rehin tutuyor. Hakkında konuşmalarından dolayı mahkeme açıldı. Yıllarca Avrupa'da yaşamış Avrupa ile uzun senelerdir sıkı bağları olan ve Alevi örgütlenmesinde büyük emek veren Turgut Öker'i rehin tutmaya çalışıyorlar.

Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu, Almanya'nın birkaç eyaletinde inanç kurulu olarak tanınmıştır.

Kürt örgütü, Avrupa'da ve Almanya'da Kürt göçmenleri üzerinde çok büyük etki yaratınca, Ankara ajanlarını ve provokatörlerini seferber etti. Paris'te 3 devrimci Kürt kadın bir MİT ajanı tarafından öldürüldü.

Yurt dışındaki muhalif sesleri yıldırma politikası devam etti. Erdoğan'a karşı konuşmalarından dolayı KON-MED Eşbaşkanı Tahir Köçer hakkında 7 kez dava açıldı. AKP'nin amacı Avrupa genelinde, Almanya'da Kürt hareketi yetkililerini terörist ilan etmektir.

AKP, Türkiye'de ve Avrupa'da muhaliflere karşı savaş açsa da emeline ulaşamayacaktır.

Hatırlanacağı üzere AKP ve Tayyip Erdoğan, Yeşiller Partisi eski Eş Başkanı Cem Özdemir'i de terörist ilan etmişti. Gazeteci Deniz Yücel'i de suçsuz yere bir yıl iddianemesiz olarak Türkiye'de hapiste rehin tutmuştu.

Avrupa ülkelerinden Türkiye'ye izine giden çok sayıda muhalifi, Facebook'da Erdoğan karşıtı paylaşım yaptıkları iddiasıyla tutuklattı.

AKP, yurt dışında göçmenlerin arasında kendi gerici - milliyetçi ve faşist ideolojilerini yayması için Almanya'da UID'i kurdurdu.

Yurt dışınaki camilere kendi görüşleri doğrultusunda İmamlar gönderdi. Basında genişce yansıdığı üzere İmamların büyük çoğunluğu bir yandan AKP ideolojisini yaymak için çaba sarfederken, öte yandan da muhalif düşüncedeki aktivistleri Ankara'ya fişlemektedir. Halbuki görevleri bu değil. Yani açıkça suç işlemektedirler.

Kısacası DİTİB tamamen yurtdışında AKP'nin bir arka bahçesi haline geldi.

Bunlar da yetmiyormuş gibi AKP kendi gizli  militanlarını gönderip burdaki göçmenleri fişliyor.

AKP'nin bu emellerine ulaşmaması için Alman hükümeti göçmenlerin can ve mal varlığını korumakla yükümlüdür.

Tayyip Erdoğan gibi kendi halkına savaş açmış, geniş çevrelerce "diktatör" olarak tanımlanan birinin yurt dışındaki insanlar hakkında açtırdığı davalar geçersiz olmalıdır.

Almanya gibi sivil toplum anlayışı, demokrasi, insan hakları ve basın özgürlüğü olan bir ülkede insanlar Türkiye'nin suçlamaları sonucu, düşüncesinden dolayı yargılanmamalıdır.

Almanya hükümetleri, geçmişte Yunanistan, İspanya ve Şili'de diktatörlere karşı gelerek o ülkelerde demokrasi güçlerini desteklemiştir.

Günümüzde de bu geleneği sürdürerek Türkiyedeki, insan haklarını ihlal eden, en küçük muhalif sesi bile ezmek isteyen bir rejime destek sunulmamalı ve gerekli yaptırımlar uygulanarak tüm ikili ilişkiler kesilmelidir.