Sevgili dostlar,

Kocaman bir yıl,12 ay, 52 hafta,365 günü geride bırakarak, insanlık yaşamında önemli bir süreyi daha geride bıraktık.

2014 yılı bölge coğrafyamızda ve ülkemizde acıların, haksızlıkların ivme kazanarak tavan yaptığı bir yıl oldu desek, yerinde derim.

Yanı başımızda, ülkemizin sınırında, komşu ülkelerimizde, ortak kaderi paylaştığımız bölge halkları 2014 yılını, 2. Dünya savaşından sonra en sancılı ve acıların bezendiği bir ortamda geçirdiler.

IŞİD vahşeti; başta Ezidiler olmak üzere, Kürtlere, Nusayri, Arap Alevilerine ve bölge halklarına yaptığı saldırıların, yaraları kapanamayacak cinstendir. Yer kürede tarihe geçerek, acılarla anılmasını sağlayacak, tarihin dehlizlerinde kalmayacak kadar derin bir iz bırakmıştır.

IŞİD çetelerinin vahşeti sonucu, bölge coğrafyasında yaşayan başta kadınlar ve çocuklar olmak üzere, mağdur olan tüm insanlar 2014 yılını çok kötü koşullarda geçirdiler.

Kısacası yerkürede, bölge coğrafyamızda yaşayan, emekçiler, farklı inançlar, farklı etnik kimlikler bir arada kardeşçesine yaşarken, uluslar arası sermaye güçleri ve Arap sermayesi tarafından pompalanan gerici, yobaz, faşist saldırılar sonucu, yaşamlarında, alt üst oluşlar yaşadılar.

Kobane, Şengal vb. alanlardan IŞİD çetelerinin vahşetinden kaçarak, Türkiye topraklarına sığınmak durumunda kalan, ‘göçmenler’ yaşam koşulları nedeniyle, perişan durumdadırlar. Kış koşullarında çadır kentlerde yaşamak zorunda kalan bu insanların yaşamları içler acısıdır.

Her fırsatta, ‘2 milyon civarında’ Suriyeli göçmen aldıklarını ileri süren AKP devleti, uluslar arası kamuoyunu manipüle etme çabasını sürdürmektedir.

Kobane’de savaş nedeni ile İŞID çetelerinin saldırılarından kaçarak, Suruç ve çevresine sığınanlar içinde, ‘’200 bin Kobane’li Kürt göçmen kabul ettiklerini’’ her fırsatta beyan eden AKP devleti ve kurmayları tarafından politik malzeme olarak kullanılmaktadır. Cumhurbaşkanı R.T.

Erdoğan ve Başbakan A. Davutoğlu tarafından, iç politik malzeme olarak kullanılmasında ve toplumu manipüle edilmesinde başarıda sağlandığını söylersek yanılmış olmayız.

2014 yılının göze çarpan sorunlarının başında, AKP devletinin ülke genelinde, toplumsal kesimler arasındaki gerginlikleri artırmak ve kamplaştırmak için, çaba harcamasıdır. Toplumda ayrışmayı yaratmak için, kin ve nefret içeren argümanların devlet politikası olarak öne çıktığını görmekteyiz.

Avrupa Birliği ve AİHM Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin bütün uyarılarına ve ısrarlarına rağmen, Alevilere ve farkı inançlara yapılan, hak ihlalleri devam etmektedir. AKP devleti, zorunlu din derslerinin, eğitim müfredatından kaldırılmasına yönelik eleştirileri, ‘hiçe’ sayarak yoluna devam etmektedir. AKP giderayak, Türk İslam sentezi kapsamında, Sünni devlet oluşturma çabalarını yoğunlaştırmıştır.

Çözüm süreci aldatmacası ile Kürt halkını oyalamak uğraşı yoğunlaşmıştır. 2015 Haziran ayında yapılacak, Parlamento seçimlerinden aşıracağı oyların peşinde olan AKP devleti, hilekârlıklarına devam etmektedir.

2014 yılında diğer bir önemli gelişme ise, 12 yıllık iktidarını birlikte paylaştıkları, ‘ne istedin de vermedik’ diyerekten, sitem eden, dönemim başbakanı R.T. Erdoğan ile paralel koalisyon ortakları ipleri kopardı. Devlette Paralel ortaklık yaptığı, cemaat lideri, hoca efendi ile AKP’nin lideri imam hatipli R.T. Erdoğan ve kurmayları arasında, ‘öküz öldü, ortaklık bozuldu’ denecek türden bir kopuş sağlandı.

Her fırsatta, ‘’ birlikte yürüdük bu yollarda, beraber ıslandık yağmurda’’ diyerek, kamu mallarını, birlikte talan ettiler. Devletin kurumlarını, emniyeti, yargıyı, istihbaratı, eğitim kurumlarını, ekonomik kanalları, bilumum bürokrasiyi birlikte gasp ederek paylaştılar. Paraları birlikte, ‘sıfırladılar’ ‘fıtratına’ uygun olarak.

Birlikte izlediler, özgürlük, demokrasi, demokratik eğitim, iş, aş isteyenlerin coplanmasını, gaz bombaları ile zehirlenmesini, gencecik çocukların katledilmelerini. Birlikte yargıladılar, ‘hukuk’ adına, kendilerine muhalif olanları, birlikte çıkardılar anti demokratik yasaları, bu yasalara dayanarak, hücrelere tıktılar gencecik insanları.

Özgürlük isteyen, demokrasi isteyen, eşit işe, eşit ücret isteyen, farklılıklarının toplum için zenginlik olduğunu bildirenlere karşı, azgınca saldırıların organize edilmesinde, ortak davrandılar.

Gezide, Kürt coğrafyasında, Kobane’de, Soma’da, Ermenek maden ocaklarında, insan yaşamını hiçe sayarak, gencecik insanların katledilmelerinde, ortaklıkları vardır.

Birlikte çaldılar, hayallerimiz, geleceğimizi, ülkemizin tüm realitesini, çünkü fıtratların da vardı, talan çalmak ve paylaşmak.

Ama ortaklıkları bozuldu. Çünkü ‘öküz öldü’ bu sefer birbirlerine saldırmaya başladılar. Altta kalanlar, ‘demokrasi yok mu?’ ‘Hukuk yok mu?’ diyerek, ciyak-ciyak bağırmaya başladılar.

Konuya ilişkin yazılacak bir çok şeyler var ama burada noktalamak isterim.

Umarım, 2015 yılı, sağlık, mutluluk, barışa hasret duyan halklarımız için bir umut ışığı olur. AKP devletinden, totaliter rejim özleminden kurtulur ve batılı anlamda da olsa, ‘demokratik’ rejim içinde yaşama şansımız olur.

Gece zifiri karanlığında, Yıldız’ların parıldayan yüzü, Ay’ın bulutları parçalayan şavkı, Güneşin ısıtıcı ve yeryüzünü aydınlatan gücü, halklarımızın özlemle aradıkları yaşam hayallerine rehber olur!

Yeni yılınız kutlu olsun!

Bir sonraki yazımda buluşmak üzere

Twitter: AliekberP

Facebook: aliekberpektas

01.01.15