AABF'YE ÖZELEŞTİRİ

Dün Köln kentindeAlmanya Alevi Birlikleri Federasyonu'nun (AABF), 15. genel kurulu yapıldı ve yeni yönetim kurulu seçildi. Pandemiden ötürü ertelenen genel kurulda eski zamanlardaki seçim heyecanını göremedim. Haliyle kadrolar, delegeler değişiyor, AABF'de bir değişim yaşıyor. En yüksek oyu Dilan Kılıç alırken, muhalif listeden 13 kişilik yönetim kuruluna sadece Fuat Ateş seçilebildi. 

Öncelikle şunu belirtmeliyim ki; 30 yıllık onurlu mücadelesi ile AABF  tartışmasız Alevi hareketine çok büyük kazanımlar sağlamıştır. 

AABF'nin Alevi inancı, kültürü, felsefesi bağlamındaki çalışmaları ve asimilasyona karşı duruşu bazı çevreleri haliyle rahatsız etmiştir. Bunun yansımasını basında da fark etmekteyiz.

BASINA KAPALI GENEL KURUL

AABF'nin dünkü genel kurulu basına kapalıydı. YOL TV haksız bir şekilde kapatıldığında, gazeteciler hapse mahkum edildiğinde, basına yapılan sansürde, gazetecilere yapılan saldırıda hep birlikte "özgür basın, basın susturulamaz" gibi koca koca laflar ediliyor. Sonra yasaklara, haksızlıllara karşı mücadale eden AABF, genel kurulunu basına kapalı yapıyor. Madem basına kapalı, genel kurul için neden akredite yapılıyor?
Üstelik misafir olarak genel kurula katılmak isteyenler pandemi gerekçesi ile kabul edilmedi. 

BASINA KAPALI GENEL KURULDAN CANLI YAYIN YAPILIR MI?

 "Basına kapalıyız" gibi günümüzde gülünç bir söylemi anlamak  mümkün değil. Katılan delegelerin sanal medyada kongreyi canlı yayınlarla vermesine ne söyleyecek bu kararı alan yöneticiler; bu da bir çeşit basın yayıncılığı değil mi!

Çok daha kötüsü, gece gündüz koşturarak, ev ev gezerek, çoluk çocuğunun harçlıklarını yol parası yapan insanlara kongreyi izleme yasağı ki, bunun ne Alevilikle ne de demokratlıkla bir bağlantısı kurulabilir. AABF'nin aldığı bu kararı korona gibi bir gerekçeye bağlamasının da inandırıcı yanı yok. Böyle bir örgütlenmeyi hayata geçirmeyi başaran insanları korona salgını konusunda bilgisiz görmek ve onları koruyormuş gibi nedenlerle, kimse kafasındaki yasakçılığı hayata geçirmeye kalkışmasın...

AABF NEDEN BASINA KAPALI!

25 yılı aşkın bir süreden beri muhabirlik yapıyorum. AABF'nin nerdeyse bütün genel kurullarını, çalışmalarını takip ettim. AABF'nin en çalkantılı döneminde, aylarca haksız bir şekilde örgüte saldırıldığı yıllarda bile AABF'nin kapıları sürekli basına sonuna kadar açıktı. Sadece olumsuz haberlerde değil, aynı zamanda federasyona bağlı derneklerin faliyetleri taraflı tarafsız bütün medyada haber olarak yayınlanırdı. 

Üstelik genel kurullarda AABF'ye saldıran, eleştiren muhabirler bile alınır basın masasında ağırlanırdı. İçinde olduğum için bire bir duyar, işitirdim. "Aleviler ne kadar candan, misafirperver ne kadar iyi insanlar" diye. Bazıları önyargılarından veya yayınladığı haberlerden ötürü utanırlardı. 

İÇİNE KAPANIK ÖRGÜTLENME

Şimdi ne oldu da, özgür basını ısrarla konuştuğumuzda, yasaklara karşı olduğumuz bu süreçte basına yasak koyuluyor. Bunu Almanya'daki göçmen kökenli hiçbir kurum ve kuruluşta görmedim. En çok eleştirilen DİTİB başta olmak üzere, diğer federasyonlar bile bunu yapmıyor. 

AABF'nin daha çok içine kapanmış, sosyal medya veya kendi yayın organlarının dışındaki basına kapalı yeni bir anlayışın hakim olmayacağını düşünüyorum. Aksi olursa kendin çal, kendin oyna zihniyeti hakim olur. 

Yeni veya yeniden seçilen yönetim kuruluna candan başarılar dilerim. 

Aşk ile..