Ekim Devrimi’nin 100. yılı nedeniyle peşpeşe kitaplar yayınlanıyor. Değişik yazarlar –içlerinde sosyalist, sosyal demokrat ve sağcılar bulunuyor- Ekim Devrimi’ni değişik yönlerden değerlendiriyorlar. Kitap olarak basılmaları belirli bir kaliteye sahip olduklarını gösteriyor ama aynı düzeyde oldukları söylenemez.

Çok sayıda kitabın birkaçını tanıtmaya çalışacağım…

Almancada SSCB Tarihi ile ilgili yazılmış en iyi kitap kabul edilen Manfred Hildermeier’in “Geschichte der Sowjetunion 1917-1991” dokuz yıl önce yayınlanmasına karşın yine de raflardaki yerini alıyor. Yaklaşık 1200 büyük boy sayfalık bu kitap SSCB tarihini ayrıntılı olarak inceliyor. İçindeki her belirlemeye katılmayabilirsiniz ama bilmek gerekiyor.

Sovyet devrimini doğrudan konu almasa bile Lenin’in görüşlerinin özellikle devrimden sonraki evrimini inceleyen Michael Brie’nin “Lenin Neue Entdecken” kitabı çin önemli bir eser denilebilir.

Değişik yazarlar tarafından yazılan “100 Jahre Roter Oktober” ise onar yıllık aralıklarla devrimin o yıl nasıl değerlendirildiğini anlatıyor. 1917’den 2017’ye kadar geliyor.

Orlando Figes, İngiliz ve Rusya tarihi uzmanı olarak biliniyor. Görüşlerine katılmayabilirsiniz ama kitapları önemli bilgiler içermektedir. Özellikle Birinci Dünya Savaşı’nın hazırlığı olarak bilinen Kırım Savaşı’nı anlatan yapıtı oldukça iyidir. Almancası yeni yayınlanan kitabı ise, “Hundert Jahre Revolution” başlığını taşıyor.

Alfred Schröder ile Heiner Karuscheit’ın yazdıkları “Das Revolutionsjahr 1917” kitabını ise altbaşlığı nedeniyle aldım diyebilirim: “Bolschewiki, Bauern und die proletarische Revolution.”

1917 Ekim Devrimi bir işçi-köylü devrimidir, işçi-yoksul köylü devrimi değildir. İşçi ve asker Sovyetlerindeki askerler köylüydüler. Zamanın Rusyasında tarımda yarı feodalizm egemendi ve köylülük ordusunun yoksul köylülerden oluşmasını sağlayacak kadar sınıflara ayrışmamıştı.

Stephen A. Smith’in “Revolution in Russland” kitabı 1890-1928 arası için iyi bir inceleme sayılabilir. Kültür devrimi bölümü özellikle ayrıntılıdır.

Frank Deppe’nin “1917-2017 Revolution-Gegenrevolution” kitabı yeni yayınlandı. Deppe kitabında 1789 Fransız devrimiyle başlayan, Sovyet ve Çin devrimleriyle süren büyük devrimler tarihinin bugüne etkisini, devrim kavramındaki değişmeyi inceliyor.

Bir başka örnek ise, Catherine Merridale’nin İngilizceden çevrilen ve “Lenins Zug” adını taşıyan kitabıdır.

1917 Şubat devrimi gerçekleştiğinde Lenin İsviçre’de sürgünde yaşamaktadır. Mutlaka Rusya’ya gitmesi gerekmektedir, ama nasıl?

O yıllarda yolcu uçağı yoktur ve gidişin tek yolu trenle Almanya topraklarından geçmektir. Zamanın Almanyası da Çarlık Rusyasıyla savaş halindedir.

Kitap Pavrus’un aracılığıyla zamanın Almanya yönetiminin Bolşevikleri nasıl desteklediğini, Lenin ve arkadaşlarına seyahat için tahsis edilen vagonun öyküsünü anlatıyor.

Bolşeviklerin savaşa karşı olduğu bilinmektedir. Almanya yönetimi Bolşeviklerin güçlenmesi durumunda Çarlığın devrilmesi sonucu yerine geçen ve Kerensky’nin başında olduğu hükümetin savaşı sürdüremeyeceğini hesaplar. Böylece serbest kalacak Alman askerleri doğudan batı cephesine kaydırılabilecektir. Pavrus bu konuda aracılık yapar ve yolculuk gerçekleşir. Lenin’in bulunduğu tren Zürih’ten başlayarak Stuttgart, Karlsruhe, Frankfurt, Berlin üzerinden Stralsund’dan ülke dışına çıkar, Malmö ve Stockholm üzerinden kuzeye doğru gider ve oradan aşağıya doğru dönerek Petograd’ın Finlandiya Gar’ına ulaşır.

380 sayfalık kitap çok sayıda kaynağa referans vererek bu yolculuğu anlatıyor. Kitapta zamanın fotoğrafları ve Lenin’in Nisan 1917’de Finlandiya Garı’na inişini canlandıran tablonun renkli basımı da yer alıyor.

Kommunismusforschung 2017 kitabı ise bu yıl Ekim Devrimi’nin 100. yılına ayrılmış.

Başka kitaplar da var ve daha da yayınlanacak gibi görünüyor ama bu kadarı yeterlidir sanırım.